14-06-2021
'Yunanistan AİHM kararları konusunda tüm geciktirme tekniklerini kullanmıştır'
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) İnsan Hakları Kolu Başkanı Pervin Hayrullah, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Türk azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Yunanistan'ı uyarma kararını değerlendirdi.
14 Haziran 2021 Pazartesi
AİHM kararlarının, taraf devletler için bağlayıcı olduğunu hatırlatan Hayrullah, hangi gerekçeyle olursa olsun bu kararlarının reddedilmesi ya da uygulamaya konmamasının kabul edilebilir olmadığını vurguladı. BTAYTD İnsan Hakları Kolu Başkanı, "Yunanistan bu konuda kullanabileceği tüm geciktirme tekniklerini kullanmıştır." dedi. Türk azınlık derneklerinin 38 yıldır mücadele ettiklerini belirten Hayrullah, Yunanistan'ın uygulamalarında iyi niyet aramanın mümkün olmadığını söyledi. Hayrullah, Yunanistan'ın uyarıldığı Avrupa Konseyi kararının ülkedeki ana akım medya tarafından da görmezden gelindiğini vurguladı.
Pervin Hayrullah'ın GÜNDEM'in sorularına verdiği cevaplar şöyle:
GÜNDEM: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi geçtiğimiz günlerde Batı Trakya Türk azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını uygulamadığı için Yunanistan'ı bir kez daha uyardı. Bakanlar Komitesi'nin bu ara kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin ara kararından nasıl bir anlam çıkartılabilir?
Pervin HAYRULLAH: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi geçen hafta Starzburg'ta toplandı. 7-9 Haziran tarihlerinde gerçekleşen toplantıda gündem maddelerinden bir tanesi de Batı Trakya Türk Azınlığı'nın dernek davalarıydı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) "Bekir Usta ve Diğerleri Yunanistan'a Karşı Dava Grubu" kararlarının 13 yıldır uygulanmayışını değerlendiren Bakanlar Konseyi Yunanistan'a konuyla ilgili uyarılarda bulundu.
Bakanlar Komitesi AİHM Kararlarının uygulanmasının denetlenmesi konusunda Yunanistan'ın kararlara uygun davranmadığına bir daha dikkat çekmiştir.
Burada iki önemli husus vardır. Birincisi, AİHM kararının da vurguladığı gibi sözleşmenin 11. maddesi Yunanistan tarafından ihlal edilmiştir.
11 Madde : Toplantı ve dernek kurma özgürlüğünden bahseder. Bu maddede şunlar belirtilmektedir:
1. Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.
2. Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
İkinci husus ise kararların bağlayıcılığı ve infazı konusundaki Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46. maddesidir.
Bu madde de şöyle denilmektedir:
1. Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme'nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler.
2. Mahkeme'nin kesinleşen kararı, infazını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi'ne gönderilir.
Yunanistan'ın burada ihlal ettiği konu sadece "dernek kurma özgürlüğü" değildir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olduğunda 46. maddedeki hükümleri de uygulayacağını taahhüt etmiştir. "Bekir Usta ve Diğerleri Yunanistan'a Karşı Dava Grubu"nda ülke idarecileri maalesef kendi taahhütlerine aykırı davranmaktadır.
AİHM kararları konusunda farklı ülkeler farklı uygulamalarda bulunamaz. Bu konuda 20 Nisan tarihinde Avrupa Konseyi Dönem Başkanı Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel Konsey'de yapmış olduğu konuşmada, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ulusal düzeyde uygulanmaması söz konusu olamaz. Tüm üye devletler tarafından uygulanmalıdır." şeklinde bir ifade kullanmıştır. Dolayısıyla Avrupa Konseyi'nin AİHM kararları konusundaki tutumu barizdir. Peki Yunanistan bu konuyu ne kadar uzatabilir. Kararları uygulamamayı ne kadar sürdürebilir. AİHM kararları taraf devletler için bağlayıcıdır. Hangi gerekçeyle olursa olsun reddedilmesi ya da uygulamaya konmaması kabul edilebilir bir durum değildir. Yunanistan bu konuda kullanabileceği tüm geciktirme tekniklerini kullanmıştır. 2017 yılı Ekim ayında Medeni Usul Kanununda değişikliğe giderek uluslararası kamuoyunu sözde uygulamayı kolaylaştıracak adımları attığına inandırmaya çalışmıştır. Fakat 2017 yılından bu zamana gerekli düzenleme sağlanmadığı gibi süreci hızlandıracak bir adım dahi atılmamıştır. Hukuki bir süreç olarak değerlendirilse bugüne kadar İskeçe Türk Birliği'nin tabelası yeniden asılmış olurdu ve aynı zamanda Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç Azınlık Gençleri Derneği kurulmuş ve faaliyetlerine başlamış olurdu. Bu dernekler 20 ila 38 yıldır hukuk mücadelesi vermektedir. Burada Yunanistan'ın uygulamalarında iyi niyet aramak mümkün değildir.
Hatırlanacağı üzere 27 Mart 2008 tarihinde AİHM, Yunanistan'ın AİHS'nin 11. maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir. Üzerinden geçen 13 yılda uygulanmayan kararlar için iyi niyet söz konusu olsa mutlaka düzenleme getirilirdi. Halbuki burada hukuki bir zemin değil siyasi bir zeminde manevralar yapılmaktadır.
Bakanlar Komitesi 7 - 9 Haziran tarihlerinde yapmış olduğu incelemede AİHM kararlarının üzerinden 13 yıl ve 1. Ara Kararın kabul edilmesinin üzerinden yedi yıl geçmesine rağmen herhangi bir olumlu adım atılmayışını endişeyle karşılamıştır. İskeçe Türk Birliği ve Diğerleri, Bekir Usta ve Diğerleri ile Emin ve Diğerleri davalarındaki itirazların, Sözleşme'nin 11'inci maddesi ile Mahkeme'nin içtihatlarına derhal, tam ve etkili bir şekilde uygun olarak Yargıtay tarafından karara bağlanması için Yunanistan'a uyarıda bulunmuştur ve Ekim 2020'de incelenen, İskeçe Türk Birliği'ne ilişkin Yargıtay kararını beklerken, 1411'inci toplantıda (Eylül 2021) bu dava grubunun yeniden değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Bu durum da göstermektedir ki Yunanistan bu durumu daha fazla suistimal edemeyecektir. En nihayetinde AİHM kararlarını uygulamak zorundadır. Bugüne kadar Batı Trakya Türk Azınlığı sivil toplum örgütlerinin hayatından çalınmış 20 ila 38 yıl bu azınlığa karşı bir borçtur.
"YUNANİSTAN MEDYASI BU KARARI GÖRMEZDEN GELDİ"
GÜNDEM: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Yunanistan'ı uyardığı bu karara Yunanistan medyasının sessiz kaldığını görüyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pervin HAYRULLAH: Bakanlar Komitesinin almış olduğu 2. Ara Karar konusunu maalesef Yunan ana akım medyasında görmek mümkün olmadı. Her konuda yorum yapan, Yunanistan ile ilgili ilgisiz pek çok haberi sütunlarına ve ekranlarına taşıyan medya, maalesef Yunanistan'ın tarihi Türk azınlığının dernek davaları konusunda üç maymunu oynadı. Burada yıllardır yapılmış olan haksızlığı dile getiren bir - iki istisna dışında ana akım medya grubunun konuya hiç ilgi duymaması, kamuoyunu bilgilendirmemesi de aslında bir insan hakları ihlalidir. Birincisi ülkenin uluslararası platformda düşürüldüğü durumdur. İkincisi de halkın bu konuda aydınlatılmamış oluşudur. Aslında bu sadece azınlık için değil, Yunan kamuoyu için de bir sorundur. Siyasilerin yapmış olduğu hatalar yüzünden ülke Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) mahkum edilirken bunu halktan gizlemek ise yapılan yanlışın bir başka önemli boyutudur.