18-12-2015
Yapılamayan etkinlik - Dimitras - azınlık vekilleri - tabular ve iddialar
Yunanistan'da insan hakları alanında mücadele eden Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği, Avrupa'daki azınlık kuruluşlarının çatı kuruluşu olan Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN) ile ortaklaşa 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde bir etkinlik planlamış.
"YUNANİSTAN'DAKİ TÜRK AZINLIKLAR VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN UYARILARI"
Ekinliğin konusu; "Yunanistan'daki Türk Azınlıklar ve Uluslararası Örgütlerin Uyarıları" olacaktı. "Olacaktı" diyoruz, çünkü etkinlik gerçekleştirilemedi. Sebebi de davetlilerin sözkonusu etkinliğe katılmamaları. Yani davetliler Dünya İnsan Hakları Günü'nde yapılacak ve Batı Trakya ile Oniki Adalar'da yaşayan Türklerin sorunlarının ele alınacağı etkinliğe katılmamışlar.
DÖRT AZINLIK MİLLETVEKİLİ DE DAVETLİ
Toplantıya, Batı Trakya'daki 4 Türk azınlık milletvekili davet edilmiş. Eski milletvekili ve BAKEŞ Başkanı Galip Galip de davetliler arasında. Bunun yanı sıra, hükümeti temsilen bazı bürokratlar ve uluslararası insan hakları konularında uzman veya akademisyenler davet edilmiş. Ancak davet edilenler toplantıya katılmayı kabul etmemiş. Biz olayı, Yunanistan Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Sorumlusu Panayotis Dimitras'ın sosyal medyadaki haberinden öğrendik.
GEREKÇE: "PROGRAM YOÄžUNLUÄžU"
Yunan hükümetini temsilen etkinliğe davet edilen Adalet Bakanlığı Şeffaflık ve İnsan Hakları Genel Sekreteri Kostis Papaioannu kendisinin ve çalışma arkadaşlarının "programlarının yoğunluğu" nedeniyle toplantıya katılamayacağını belirtmiş. Aynı gerekçeyi Yeni Demokrasi Partisi'nin önemli isimlerinden Dora Bakoyanni de dile getirmiş ve etkinliğe katılamayacağını bildirmiş.
Meclis Özel İnsan Hakları, Gençlik ve Eşitlik Daimi Komisyonu Sekreteri de "programının yoğun olduğunu" ifade etmiş.
Aslında hükümet temsilcisinin, meclis insan hakları komisyonu sekreterinin ve tabii ki bir dönem Dışişleri Bakanlığı yapmış olan sayın Bakoyanni'nin "Yunanistan'da Türk azınlıklar" konulu bir yuvarlak masa toplantısına katılmamaları bizim için sürpriz değil. "Türk azınlık" tabirini rüyada görse hayra yormayacak bir düşünce yapısı ne yazık ki olduğu gibi duruyor. Çünkü "Türk azınlık" meselesi Yunanistan'daki en büyük "tabu"lardan, hatta "fobi"lerden bir tanesi olmaya devam ediyor. "Demokrasi, insan hakları, hoşgörü" gibi değerler bu alanda geçersiz.
Bu nedenle de Yunanistan'da devlet ve hükümet yetkililerinin bu tür bir etkinliğe katılmamaları değil, katılmaları sürpriz olurdu.
Ancak gel gör ki; bu etkinliğe katılmayanlar arasında sadece devlet ve hükümet yetkilileri değil, azınlık milletvekilleri de var. Batı Trakya Türkleri çok uzun yıllar sonra ilk kez dört milletvekili seçip, parlamentoya gönderdi. Doğal olarak azınlık sesinin daha gür çıkacağını ümit ediyordu. Bu umut ve beklenti hala geçerliliğini koruyor.
Atina'da 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle düzenlenen "Yunanistan'da Türk Azınlıklar ve Uluslararası Örgütlerin Uyarıları" konulu yuvarlak masa toplantısına 4 azınlık milletvekili de katılmamış. Sayın Mustafa Mustafa ile Hüseyin Zeybek davete olumlu veya olumsuz bir yanıt vermemiş. Ayhan Karayusuf ile İlhan Ahmet ise "programlarının yoğunluğu" nedeniyle etkinliğe katılamayacaklarını bildirmişler.
SADECE YANNAKAKİ BİLDİRİ GÖNDERDİ
Daha sonra organizatörler, "program yoğunluğu" nedeniyle etkinliğe katılamayacak olanlardan, etkinlikte okunmak üzere yazılı bildiri göndermelerini istemişler. Hükümet temsilcisi Kostis Papaioannu, bu talebi açıkça reddetmiş. Diğerleri ise cevap vermemiş. Yazılı bildiri gönderen tek isim eski DİMAR milletvekili Maria Yannakaki olmuş.
Sonuçta davet edilenler, etkinliğe katılmadığı veya katılamadığı için etkinlik iptal edilmiş.
ETKİNLİÄžE KATILMAMA GEREKÇESİ NE?
Yukarıda da belirtildiği üzere, biz bunları etkinliğin organizatörü olan Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği sorumlusu Panayotis Dimitras'ın açıklamalarından öğreniyoruz. Şimdi, Türk milletvekillerinin neden iki uluslararası kuruluş tarafından organize edilen "Yunanistan'daki Türk azılıklar" konulu bir etkinliğe katılmadıkları gerçekten merak konusu. Acaba Yunanistan'ı, devleti, hükümeti veya aşırı milliyetçi çevreleri tahrik etmemek için mi? Yoksa mensubu oldukları partiler bu tür etkinliklere sıcak bakladıkları için mi? Yoksa hala bir "tabu" olarak kabul edilen "Türk azınlık" meselesini kurcalamamak için mi? Ya da gerçekten de o günlerde yoğun bir programları olduğu için mi?
SADECE İLHAN AHMET AÇIKLAMA YAPTI
Dört azınlık milletvekilinden sadece İlhan Ahmet konuyla ilgili olarak bir açıklama yayımladı. İlhan Ahmet açıklamasında, Atina'da yapılması planlanan ve davetli olduğu toplantıya neden katılmadığı konusuna açıklık getirdi. İlhan Ahmet, toplantıyı organize eden iki kurumdan biri olan FUEN'e Batı Trakya'dan üye olan DEB Partisi ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği'nin sözkonusu etkinliğe davet edilmediğini ve kendisinin de bu nedenle toplantıya katılmadığını duyurdu.
Diğer üç azınlık milletvekili ise sözkonusu toplantıya neden katılmadıklarıyla ilgili olarak kamuoyuna (gazetemiz yayına hazırlanırken) herhangi bir açıklama yapmadı.
FUEN'E ÜYE AZINLIK KURULUŞLARI NEDEN DAVET EDİLMEDİ?
Azınlık milletvekillerinin bu toplantıya katılmamaları ve bunun sebepleri olayın bir yanı ise, olayın bir ikinci yanı da Atina'daki etkinliği organize eden iki kurumdan biri olan FUEN'in "Yunanistan'daki Türk azınlıklar" konusu görüşülürken buradaki iki üye kuruluşunu neden bu etkinliğe davet etmediğidir. FUEN'e üye olan DEB Partisi ve BTAYTD'nden konuşmacı çağrılmadığı gibi, bu kurumlar etkinliğe de davet edilmemiş.
DİMİTRAS: "AZINLIK VEKİLLERİYLE PARTİLERİ ARASINDA RESMİ OLMAYAN ANLAŞMA VAR"
Konuyla ilgili yazısında Panayotis Dimitras, diğer davetlilerin yanı sıra azınlık milletvekillerini sözkonusu etkinliğe katılmadıkları için eleştiriyor. Dimitras yazısında ilginç ve ciddi iddialara da yer veriyor. Hatta milletvekilleri ile partileri arasında resmi olmayan bir anlaşmanın olduğu izleniminin oluştuğunu ifade ediyor. Dimitras'ın dile getirdiği bu olası anlaşmaya göre azınlık milletvekillerinin Yunan partilerinde vekil olabilmeleri için azınlık meselelerini, milli kimlik konularını ve Yunanistan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkum olduğu konuları dile getirmeyecekler. Dimitras, 20 yıldır azınlık konularını ve azınlık milletvekillerini takip ettiklerini belirterek, azınlık milletvekillerinin, Türk kimliğinin inkarı başta olmak üzere azınlık meselelerini mecliste dile getirmediklerini, buna mukabil azınlık kamuoyuna seslenirken veya Türkiye'deki ziyaret ve temaslarında sürekli bir şekilde azınlık konularına değindiklerini kaydediyor.
Olay "ilginç" olmakla birlikte çok daha fazla "izahat" gerektiriyor.
Bakalım Batı Trakya'da daha neler yaşayıp, neler duyacağız...