Anasayfa

07-04-2016
BTAYTD: "Türkçe'nin yasaklanması anlamını taşıyacak her türlü eylemden kaçınılmalıdır"
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) azınlık okullarında öğrencilere yapılan duyuru, ilan ve açıklamaların Türkçe dilinde yapılmasına kısıtlama getiren genelgeyle ilgili olarak yazılı açıklama yayınladı.
7 Nisan 2016 Perşembe

Azınlık eğitiminin ve okullarda Türkçe kullanımının uluslararası anlaşma ve protokollerce korunan bir hak olduğu hatırlatılan açıklamada "Devlet idaresini bu hakkın ihlali ve azınlık okullarında Türkçe'nin yasaklanması anlamını taşıyacak her türlü eylemden kaçınmaya davet ederiz" ifadesine yer verildi.
BTAYTD'nin açıklaması şöyle:

"Toplumumuzun her alanda derin ekonomik krizin sonuçlarına maruz kaldığı son dönemde, devletimizin birçok alanda zamanın ihtiyaç ve taleplerine tatmin edici şekilde karşılık veremediği şüphe götürmez bir husustur. Bilinçli vatandaşlar olarak, devletimizin faaliyet gösterdiği her alanda kriz sebebiyle büyüyen sorunların ortak şekilde çözüme kavuşması için yardım etmenin hepimizin görevi olduğunu düşünmekteyiz. Krizin sonuçlarından doğrudan etkilenen böyle bir alan da eğitimdir.

Büyük öneme haiz olan bu alanın düzenli ve engelsiz faaliyet gösterebilmesi adına yetkililere destek ve yardımda bulunulması hepimiz tarafından kabul gören bir husustur. Lakin, bu noktada, azınlığımız tarafından sergilenen iyi niyet ve hoşgörüye rağmen kanımızca, yetkililerin yaklaşımının sebep olmaksızın her gün daha düşmanca tavırlarla ortaya konduğu azınlık eğitimi konusuna özellikle değinmek isteriz. Son dönemin karar ve uygulamaları, azınlık eğitiminin bilinçli bir şekilde devlet idaresi tarafından saldırıya maruz kaldığı ve tam durağanlık içinde, yanlış işleyen ve azınlığın Uluslararası Antlaşmalar ve Protokoller'den doğan haklarından tam istifade etme talebine saygı duymayan bir eğitim mekanizmasının oluşturulmak istendiği düşüncemizi her gün daha fazla güçlendirmektedir.

Şöyle ki: Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği olarak Trakya Demokritus Üniversitesi'nin rektörlük binasında gerçekleştirilen ve 2015-2016 akademik yılında Dedeağaç'ta kurulması öngörülen Azınlık Müfredatı Öğretim Görevlileri için Formasyon Bölümünün (D.E.M.P.) müfredatını düzenlemek amacıyla Senato tarafından oluşturulan Kurul huzurunda açık bir şekilde fikirlerimizi beyan ettiğimiz toplantının üzerinden henüz bir yıl dahi geçmemiştir. İlgili toplantıya yapılan davet Azınlık Müfredatı Öğretim Görevlileri için Formasyon Bölümünün (D.E.M.P.) müfredatının tarafımıza tanıtılması amacıyla gerçekleşmiş olsa da (davet Azınlıkla öz'de hiç bir ön diyalog gerçekleştirilmeden kanun halini alan 4310/2014 sayı ve tarihli kanunun mecliste onaylanmasından 6 ay sonra tarafımıza iletildi) Azınlık Müfredatı Öğretim Görevlileri için Formasyon Bölümünün (D.E.M.P.) gelecekteki faaliyet tarzı ile ilgili fikirlerimizi sunduk ve eğitim verecek ve azınlık okulu için en donanımlı öğretmeni yetiştirecek olan tam müfredat ve yeterli eğitimcilerle -azınlık eğitiminin özelliklerini dikkate alarak- faaliyet gösterecek bir kurumun kurulması ve faaliyete geçmesinin sabit görüşümüz olduğunu dile getirdik. Zaman tükenmiş ve kapatılan Selanik Özel Pedagoji Akademisinin (S.Ö.P.A.) yerinin ne şekilde doldurulacağı kesinlik kazanmamış olsa da, 4310/2014 sayı ve tarihli kanunun 66. maddesinin uygulanmamış olması Azınlık Müfredatı Öğretim Görevlileri için Formasyon Bölümünün (D.E.M.P.) kurulmasıyla ilgili itirazlarımızı haklı çıkarmakta, ve azınlık eğitimcilerine formasyon sağlamak, azınlık eğitiminin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda faaliyet gösterecek, azınlığın isteklerini dikkate almaktan uzak bir kuruluş olacağı konusundaki fikirlerimizin haklılığını ortaya koymaktadır. Buna rağmen, Selanik Özel Pedagoji Akademisinin (S.Ö.P.A.) kapatılmasının ardından ortaya çıkan boşluğun doldurulması sorunu önemini korumaktadır ve Azınlığın yukarıda bahsedilen taleplerine uygun olarak faaliyet gösterecek bir eğitim biriminin bulunmaması nedeniyle Azınlık eğitimi, eğitim personeli boşluğu ve eksikliği ve sunulan eğitimin kalitesinin daha da düşmesi tehditi ile karşı karşıyadır. Ortaya çıkan durum, bizleri, bilinçli bir şekilde zemini hazırlanan durağanlığın, çözülmesi mümkün olmayan sorunlar yoluyla zaten zarar görmüş olan azınlık eğitiminin dokusuna daha fazla zarar verilmek istendiği düşüncesine itmektedir. Bu konu ile ilgili olarak, bugün dahi, yetkililer tarafından inisiyatif alınarak azınlık kurum ve dernekleri ile sorunun çözülmesi adına bir iletişim ve diyalog kanalının açılması için geç olmadığını açık bir şekilde beyan etmek isteriz.

Bunun dışında, Eylül 2015 milletvekili seçimlerinden önce yeni hükümete, diğerlerinin dışında, azınlık eğitimini ilgilendiren önemli konulara çözüm getirme çağrısını gerçekleştirdiğimiz günün üzerinden bir sene dahi geçmemiştir. Bu konuların arasında Yunan makamları tarafından azınlık eğitiminin özerk statüsü ve Uluslararası ve İkili Antlaşmaların hükümlerine aykırı bararname ve bakanlık kararlarının yayımlanması da bulunmaktaydı. Şu kesindir ki, o günden bu yana devlet eliyle azınlık eğitimine -azınlığın fikrine danışılmadan- gerçekleşen müdaheleler devam etse de, bahse konu sorunların çözümü için hiçbir adım atılmamıştır.

Yakın zamanda azınlık okullarına gönderilen ve azınlık eğitimcilerine yaptıkları duyuruları yunan dilinde gerçekleştirmeleri konusunda şiddetli telkinlerde bulunulmasını öngören ve hukuki statüsü belli olmayan yazılar da ancak, böylesi bir müdahelenin, tek taraflı devletçi yaklaşımın ve azınlık eğitimi konularında değişmez tavrın sonucu olarak ele alınabilir. Eğitimle doğrudan ilgili kişiler olan, eğitimciler, öğrenciler ve velilerinin anadilleri olan türkçe'yi kullanma hakları, Lozan Antlaşmasının 41. ve 42. Maddeleri ve Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan Eğitim Protokolleri uyarınca teminat altına alınmıştır. Sonuç olarak, eğitimciler tarafından öğrenciler ve velilerine Türkçe dilde duyuru yapılması, suç teşkil eden bir durum olmamakla birlikte, tasdik edilerek Yunan hukuk sisteminin ayrılmaz parçası haline gelmiş uluslararası antlaşma ve protokollerce tanınmış geri alınamaz bir haktır. Bu durumda, böyle bir telkin ve müdahalenin azınlık okullarında türkçe dilinin yasaklanması anlamına gelen kabul edilemez ve kınanması gereken bir durum olduğunu beyan ederiz. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği olarak, Türk dilinin kullanılmasının azınlık okullarında yerleşmiş ve Uluslararası Antlaşma ve Protokollerce korunan bir hak olduğunu hatırlatır, devlet idaresini bu hakkın ihlali ve azınlık okullarında Türkçe'nin yasaklanması anlamını taşıyacak her türlü eylemden kaçınmaya davet ederiz."

Haberler


Milletvekili Zeybek, Encümen Heyeti ve Okul Aile Birliğinin yeni bina talebini meclise taşıdı

Millet gazetesine açılan tazminat davası ertelendi

SİRİZA Partisi yeni başkanını seçiyor

‘Olimpik İşbirliği 24’ tatbikatı İskeçe’de yapıldı

Nafplion’daki tarihi Türk hamamı restore edilecek

İstanbul’da Uraloğlu – Stilyanidis görüşmesi

BTAYTD Kadınlar Kolundan Demircik köyünde etkinlik

Dünya bu kararı konuşuyor: Hangi ülkeler Netanyahu’yu tutuklayacak?

Hakan Fidan: ‘Batı Trakya Türk Azınlığın sorunlarının çözümünün takipçisi olacağız’

Celal Bayar Azınlık Lisesinde ’Öğrenci Pazarı’na yoğun ilgi

Macaristan Başbakanı, Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini tanımayacağını açıkladı

Pentagon, Rusya’nın Ukrayna’da kıtalararası balistik füze kullandığını doğruladı