18-05-2023
BTTDD'den azınlık seçmenine mesaj!
Merkezi İstanbul'da olan ve Türkiye'deki Batı Trakya Türklerinin çatı kuruluşu olan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezinden, 21 Mayıs Pazar günü yapılacak genel seçimlerle ilgili yapılan açıklamada, "Her seçimde olduğu gibi tabi ki tercihimiz azınlık milletvekili adayları yönünde olacaktır ve öyle de olmalıdır! Ancak seçeceğimiz Azınlık Milletvekilleri azınlığın kimliğini özümsemiş olmanın ötesinde şiddetle, hararetle ve cesurca savunmalı." denildi.
Merkezi İstanbul'da olan ve Türkiye'deki Batı Trakya Türklerinin çatı kuruluşu olan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezinden, 21 Mayıs Pazar günü yapılacak genel seçimlerle ilgili yapılan açıklamada, "Her seçimde olduğu gibi tabi ki tercihimiz azınlık milletvekili adayları yönünde olacaktır ve öyle de olmalıdır! Ancak seçeceğimiz Azınlık Milletvekilleri azınlığın kimliğini özümsemiş olmanın ötesinde şiddetle, hararetle ve cesurca savunmalı." denildi.
Seçilecek azınlık milletvekilinin, Danışma Kurulu ile birlikte hareket ederek, kurulun bir üyesi olarak kararlarına ve ilkelerine saygı göstermesi gerektiğine dikkat çekilen basın açıklamasında azınlık seçmenine seslenilerek, "Azınlığın siyasi duruşu, davası, özlemleri, ilkeleri bazı zatlar üzerinde değiştirilmek isteniyor. Buna ne alet ol ne de fırsat ver." denildi.
BTTDD'nin basın açıklaması şöyle:
DEÄžERLİ BATI TRAKYALILAR 21 MAYIS'TA SEÇİME GİDİYORUZ...
Her seçimde olduğu gibi tabi ki tercihimiz azınlık milletvekili adayları yönünde olacaktır ve öyle de olmalıdır! Ancak seçeceğimiz AZINLIK MİLLETVEKİLLERİ azınlığın kimliğini özümsemiş olmanın ötesinde şiddetle, hararetle ve cesurca savunmalı. Meselâ:
 Mecliste azınlığın kimliğini zikretmekte imtina etse bile azınlık basınına verdiği bayram tebriklerinde, sosyal medya hesaplarında, yaptığı açıklamalarda veya halka hitaplarında bunu dile getirebilmelidir.
 Azınlığın temel taşı kurumları ile kavgalı olmamalı, ziyaret edebilmeli, etkinliklerine katılabilmeli ve ortamını bulduğunda bu kurumların 1983'te maruz kaldığı haksızlığı dile getirebilmeli hatta tekrardan haklarına kavuşmalarını talep etmelidir.
 Üyesi olacağı Danışma Kurulu ile birlikte hareket etme yürekliliğini göstermeli, kurulun bir üyesi olarak kararlarına ve ilkelerine saygı göstermelidir.
 Azınlık mahremiyetini rütbe kazanmak için ecnebi misyonlarla paylaşmadığı gibi radyo radyo dolaşıp aşikâr etmemelidir. Zira bunu yapanlar azınlık insanı nezdinde koyun postuna bürünmüş kurda benziyor.
 Algılar üzerinden seçmeni aldatmamalı. Azınlığın temel sorunları olan Müftülük, Vakıflar İdaresi, eğitim v.b. sorunlarda azınlık insanının tavrı ve duruşu ile paralel bir tutum sergilemenin ötesinde haklarımızı savunmada ön saflarda olmalıdır. Bu tutum normal günde de, kandilde de, bayramda da değişkenlik arz etmemelidir.
 Bir sorunu çözerken ortaklaştığı kişileri veya kurumları sorun çözüldükten sonra çözümü kendine mal edip ''ben'' yaptım diyerek, paydaşlarının hakkını yiyerek, olayı kendine yontarak siyasi rant peşinde olmamalıdır. Çözümde kimin emeği var ise açık yüreklilikle seçmeni ile paylaşmalıdır.
 Özellikle onlarca insanın gayreti ile devletin çiftçiye sunduğu küçük yardımların, zaten AB destekli sosyal devletin yapmakla hükümlü olduğu tarımsal destekleri ''benim'' sayemde deyip, insanımızı minnet duymaya mecbur etmemelidir. Asıl olan seçmendir. Vekil, çiftçi seçmenin bir yılda aldığını bir ayda cebine indirip fakir seçmene tepeden bakmamalı, traktörün akaryakıt kazanını bir kere dolduracak yardımı kendi cebinden vermiş gibi efelenmemelidir.
 Her vekil meclise ibraz ettiği mal varlığını, yıllara göre halkın da anlayacağı ve şeffaf şekilde seçmenle paylaşmalı ki, siyaseti bir meslek mi yoksa halka hizmet olarak görüp görmediği herkesçe anlaşılmalıdır. Kısacası kimin talkımı kimin salkımı yediği aşikâr olmalıdır.
 Azınlığın haklarını Lozan'a ve mütekabiliyet esaslarına göre gözeten anavatan temsilcilerine asgari azınlık insanının gösterdiği saygıyı göstermelidir. Azınlık bu hususta hassastır...
 Yine hassas olduğu başka bir konu da hangi hükümetin mensubu olursa olsun, zaman zaman anavatandan bölgemize yapılan üst düzey ziyaretlerin azınlığın durumunu yerinde gözlemlemek olduğunu bilmeli ve bu ziyaretlere dil uzatıp kem sözler sarf etmemelidir. Zira insanımızın yalnız olmadığını hissetmesi ve güç devşirmesi için bu ziyaretler elzemdir.
 Kayda değmeyecek eften püften meselelerden yine algı yöntemini kullanarak mağduriyet yaratıp, bu mağduriyeti hayatı boyu açamayacağı kapıları aralamak veya siyasi yerini güçlendirmek için kullanmamalıdır.
 Seçim zamanı ben azınlık milletvekiliyim edebiyatı yapıp, seçimden sonra yan çizip kendisine bir oy dahi vermemiş çoğunluğun da milletvekiliyim demenin ise ipe un sermek olduğunu bilmelidir.
 Milletvekili, seçmenin ve basının eleştirilerine açık olmalıdır. Eleştirileri mahkemeye taşımamalı veya mahkeme ile insanları ürkütmemelidir. Bunu yapıp demokratım demek veya bölgeye demokrasiyi ben getireceğim iddiasında bulunmak trajikomik bir durumdur.
 Azınlığın ileri gelenlerini yargılatmaya veya bu topraklardan sürmeye çalışan gazeteciler, medya mensupları azınlık milletvekili adayını cansiparane bir şekilde savunuyorlarsa, hem adayın kendi hem de seçmen çok iyi düşünmelidir. Bayram değil seyran değil eniştenin kendisini neden öptüğü üzerine kafa yormalıdır. Ayrıca yerde elinle beslediğin kuşun havalanınca üstünü pisleyeceği akıllardan çıkarılmamalıdır.
Ey Batı Trakyalı azınlık mensubu kardeşim, 21 Mayıs'ta oyunu vermezden önce düşün! Azınlığın siyasi duruşu, davası, özlemleri, ilkeleri bazı zatlar üzerinde değiştirilmek isteniyor. Buna ne alet ol ne de fırsat ver.