06-10-2023
Türk azınlığın sorunları AGİT İnsani Boyut Konferansında dile getirildi
Batı Trakya Türk Azınlığının sorunları 2023 AGİT İnsani Boyut Konferansında dile getirildi.
Batı Trakya Türk Azınlığının sorunları 2023 AGİT İnsani Boyut Konferansında dile getirildi.
Polonya'nın başkenti Varşova'da 2 - 13 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen konferansa Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) ve Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu (ABTTF) katıldı. Konferansta BTAYTD'ni İnsan Hakları Uzmanı Kerem Abdurahimoğlu, ABTTF'yi ise Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı temsil etti. 3 Ekim Salı günü başlayan konferansın "Demokratik Kurumlar" başlıklı ilk oturumunda söz alan BTAYTD, Yunanistan'da siyasi partilere uygulanan yüzde 3'lük seçim barajının bağımsız milletvekili adaylarına da uygulandığını, bunun azınlığın bağımsız milletvekili seçmesini engellemek için yapıldığını, bu gerçeğin Yunan siyasileri tarafından itiraf edildiğini ifade etti. Yine 2023 Mayıs - Haziran seçimlerinde demokratik tercihi nedeniyle Türk azınlığın tehditlere maruz kaldığını belirterek bu tür uygulamaların demokrasiyle bağdaşmadığını dile getirdi.
Konferansın 4 Ekim Çarşamba günü gerçekleştirilen "Temel Haklar" başlıklı ikinci oturumunda tekrar söz alan BTAYTD, Türk azınlığın genç neslinin Batı Trakya'da birçok insan ve azınlık hakkı ihlalini miras aldığını, 2023 yılında İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesinde hala yaklaşık 600 öğrencinin eski bir tütün deposunda ders görmek zorunda bırakıldığını, Türkçe-Yunanca iki dilli azınlık anaokullarına izin verilmediğini, her yıl birçok azınlık ilkokulunun Yunanistan yönetimi tarafından kapatıldığını, azınlığın Türk etnik kimliğini kollektif bir şekilde ifade edemediğini söyledi. Genç neslin sorunları diyalog ve karşılıklı anlayış yoluyla çözme konusunda kararlı olduğunu ifade ederek bu problemler insan hakları savunucuları ve Türk azınlık temsilcileri tarafından dile getirildiğinde Yunanistan yönetimi tarafından cezai ve finansal soruşturmalara, yerel ve anaakım Yunan medyası tarafından da şeytanlaştırma ve hedef gösterilmeye maruz bırakıldığını ifade etti. Türk azınlığın ülkeye karşı vergisini ödeyen ve tüm sorumluluklarını yerine getiren Yunanistan vatandaşları olduğunu ve azınlığın tek talebinin uluslararası antlaşmalar ve Yunanistan Anayasası tarafından garanti edilmiş hakları olduğunu hatırlattı.
5 Ekim Perşembe günü gerçekleştirilen konferansın "Hoşgörü ve Ayrımcılığın-Önlenmesi" başlıklı üçüncü oturumunda BTAYTD tekrar söz aldı. Batı Trakya Türk azınlığının yıllarca segregasyon politikalarına maruz kaldığını, mal-mülk edinmesinin, ekonomik faaliyette bulunmasının, ehliyet almasının bile mümkün olmadığı dönemler geçirdiğini hatırlatarak bu kısıtlamaların 90'lı yıllarda geriye dönük bir düzenleme yapılmadan kaldırıldığını söyledi. Yıllar süren azınlığın sosyoekonomik izolasyonunun belirli yasal ve ekonomik sonuçlar doğurduğunu bunun Türk azınlığın bugün dahi birçok AB Fonundan yararlanmasına engel olduğunu ifade etti.
Batı Trakya köylerinde yapılacak basit bir gezintiyle bugün bile Türk ve Yunan yerleşim yerlerinin arasındaki keskin altyapı ve gelişmişlik ayrımının gözlemlenebileceğini söyledi. Yine Yunanistan'ın azınlığın itirazına rağmen Müftü atamaları yaptığı, 1913 Atina ve 1923 Lozan Antlaşmaları uyarınca Müftü seçimlerine izin vermediği, azınlığın kabul ettiği dini liderlerinin "pseutomuftis" olarak adlandırıldığı bir yerde hoşgörünün varlığından bahsetmenin anlamlı olmadığını ifade etti. Yunan televizyonlarında dillendirilen "Çok şükür Dadia ormanında 22 sığınmacı dışında can kaybı yok" sözlerindeki "dışında" kelimesinin aslında Yunanistan'daki "yaratılmış öteki" anlayışının bir yansıması olduğunu vurguladı.
6 Ekim Cuma günü gerçekleştirilen "Temel Haklar II" başlıklı dördüncü oturumda tekrar söz alan BTAYTD, 1923 Lozan Barış Antlaşmasının Türk azınlığa eşit vatandaşlık ve azınlık hakları tanıdığını, yine Yunanistan Anayasasının vatandaşlarına dernekleşme ve toplanma özgürlüğünü garanti ettiğini hatırlattı.
Bu gerçekler ışığında Yunanistan'ın Türk dernekleri hakkında verilen AİHM kararlarını uygulamadığını, bir spor ve taraftar derneği olan Fenerbahçe Taraftarları derneğine ismindeki "Batı Trakya" tanımlamasının ve dernek üyelerinin "otonomist/ayrılıkçı" oldukları suçlamalarıyla kapatma davası açıldığını söyledi.