15-06-2016
Alkazar'da (Hamza Bey Camii) porno film gösterilirken...
Atina'da yaşayan Selanik kökenli gazeteci Kostas Yannakidis, son günlerde İstanbul'da Ayasofya'da Ramazan ayında Kur'an-ı Kerim okunmasına Yunanistan'ın gösterdiği tepkiyle başlayan tartışmaya farklı bir bakış açısı getirdi.
Kostas Yannakidis, "www.protagon.gr" internet sitesinde kaleme aldığı yazıda, Yunanistan'ın Osmanlı mimari eserlerine yaklaşımını eleştirdi. Ülke şartlarına göre "farklı" ve "cesur" olarak nitilendirilecek bir yaklaşım içinde olan Yannakidis'in yazısı için kullandığı başlık bile birçok şeyi anlatmaya yetiyor: "Alkazar'da porno film gösterilirken".
Yannakidis'in, Selanik'in ilk camisi olan Hamza Bey Camii, daha sonraki yaygın adıyla Alkazar hakkındaki yazısının başında, "Ülkemizdeki Osmanlı eserlerine nasıl muamele ettiğimizi biliyor musunuz? 80'li yıllara kadar Selanik'in ilk camisinde porno film gösteriliyordu." ifadeleri dikkat çekiyor.
Yazı, "Bir Selanikli'ye Hamza Bey Camii'nin nerede olduğunu sorsan, duvarına yaslanıyor bile olsa muhtemelen omuzlarını kaldırıp kaşlarını birleştirir. Fakat Alkazar'a nasıl gidileceğini sorsan, sana hangi otobüse bineceğini de söyler - Alkazar durağı." cümlesiyle başlıyor.
Kostas Yannakidis, Hamza Bey Camii'nin 1468'de yapıldığını ve Selanik'in ilk camisi olduğunu anlatıyor. Hatta sözkonusu caminin, en ünlü Selanikli olan Mustafa Kemal Atatürk'ün evine 15 dakikalık mesafede olduğunu dile getiriyor. Bu tarihi caminin 1927 yılında Yunanistan Milli Bankası mülkiyetine geçtiğini, mimari eser olmasına rağmen bankanın camiyi özel kişiye sattığını belirtiyor yazar. Bu tarihten sonra Hamza Bey Camii'nin işyeri olarak kullanıldığını, hatta 1980'lerin başına kadar sinema olarak faaliyet gösterdiğini hatırlatıyor. Bu sinemada porno filmlerin dahi gösterildiğini anımsatıyor gazeteci. Ve şöyle devam ediyor: "İmamın sesinin duyulduğu yerde, Tina Spathi ve Kostas Gusgunis (bir dönemin porno yıldızlarını ifade ediyor yazar) inlediler. Şimdi, hilal ile haçın yerini değiştirin ve bir zamanlar Meryemana kilisesinin olduğu bir yerde porno film gösterildiğini düşünün."
"ESARET VE GİZLİ OKUL SÖYLEMİ ÇELİŞKİLER İÇERİYOR"
Yunan milli tarihindeki "esaret ve gizli okul" tezinin kendi içinde çelişkiler içerdiğini de söyleyen gazeteci, zira Yunanistan'ın Bizans ve daha önceki döneme ait çok sayıda kilise ve eserlerle dolu olduğunu, ancak İslami eserlerin mevcut olmadığını söylüyor. "Esaret" olarak tanımlanan Osmanlı döneminde, Yunan topraklarındaki tüm Hıristiyan mimari eserlerinin yok edilmiş olduğunun varsayılabileceğini belirten yazar, oysa Osmanlı politikasının farklı dinlerin birlikte yaşamasına izin verdiğini vurguluyor.
Özellikle kuzey Yunanistan'da Müslüman unsurun yoğunluğunun bölgenin kimliğine yansıdığını, daha sonraki yıllarda yer adlarının değiştirilmesinin bölgenin Yunan milli bünyesiyle bütünleşmesi açısından normal karşılanabileceğini ifade eden Yannakidis, ancak Osmanlı mimari eserlerinin akıbetinin çok farklı bir konu olduğunu söylüyor. Yannakidis, 80'lerde eski bir camide porno film gösterilmesinin kimseyi rahatsız etmediğini, bu çerçevede Florina'daki 7 camiden beşini yıkma kararının bile "normal" sayıldığını hatırlatıyor yazısında. Ülke genelinde birçok caminin başka amaçlar için kullanıldığını, hatta Osmanlı döneminde yapılan bazı kiliselerin bile yıkıldığını kaydediyor.
80'li yılların sonundan itibaren ülkedeki Osmanlı eserlerinin korunmasına yönelik ilginin başladığını dile getiren Kostas Yannakidis, "Zamandan bağımsız olarak bu eserlere (Osmanlı dönemine ait eserler kastediliyor) karşı davranışımızın temel malzemesi saygısızlık ve ilgisizlik oldu. Bu durum sahiden Ayasofya'da olanlar hakkında söz söyleme hakkını bizden alıyor mu? Bu çok büyük bir tartışma. Bu tartışmayı çok dikkatli ve gerekli esnemeyle yapmamız gerekiyor."
Yunanistan'ın Ayasofya'da Kur'an-ı Kerim okunmasından kurumsal anlamda rahatsız olduğunu ve Dışişleri Bakanlığı'nın sert bir açıklama yayımladığını hatırlatan gazeteci Yannakidis yazısına şöyle devam ediyor: "Burada bir sorun var. İlk olarak dünya kültür mirası bizi genel olarak pek ilgilendirmez. Örneğin; Palmira için açıklama çıkardığımızı sanmıyorum. İkinci olarak; eğer camileri yıktıysan veya porno film gösterilen yerlere dönüştürdüysen, parmağını sallarken ve abide eserlere saygı hakkında konuşurken, bir parça daha dikkatli olman gerekiyor. Haklı olsan bile, kafa kaldıracağın sırada kürkündeki dikişler seni geri çekiyorlar. Bir başka mesele daha var; Yunan devleti olarak camilerin yıkılmasına izin verdin, fakat başkentinde çağdaş bir cami inşa edilmesi için izin verilmesini reddediyorsun."
Gazeteci Kostas Yannakidis'in yazısı şu ilginç cümleyle bitiyor: "Bu konularda en iyisi suya sabuna dokunmamak. Bu konular düşünme ve özeleştiri gerektiriyor. Ve isteğe bağlı olarak da günah çıkartarak ibadet etmeyi gerektiriyor."