İstanbul’da yaşayan Batı Trakyalılar iftar yemeğinde buluşup hasret giderdiler.
Zeytinburnu'nda bulunan Spor Kulübü tesislerinde gerçekleştirilen iftar yemeğine BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin, eski genel başkanlardan Op. Dr. Erol Kaşifoğlu, Dr. Mustafa Rumelili, Avukat Burhaneddin Hakgüder ve İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek, Tek Rumeli Tv Sahibi Atilla Baykal, BTTDD Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Gülşen Kocaahmet, Gaziosmanpaşa Şube Başkanı Şaban Sakalı ve Batev Başkanı Selahattin Yıldız’ın yanı sıra yaklaşık 700 civarında Batı Trakyalı katıldı.

Program Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. İftar sonrası BTTDD Zeytinburnu Şube Başkanı Besim İsmailbaşa bir konuşma yaparak,”Sayın Genel Başkanım, eski Genel Başkanlarım, dernek yöneticilerim, spor kulübü başkanlarım, değerli üyeler ve biz Batı Trakya camiasına her koşulda yardımcı olan burada komşuluk ilişkilerinde bulunduğum değerli misafirler hepiniz hoş geldiniz. Allah tuttuğumuz oruçları kabul etsin, afiyet olsun. Biz Batı Trakya Türkleri camiası olarak bu iftar yemeğini birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek amacıyla ve İstanbul’un değişik bölgelerine dağılmış olan Batı Trakyalıları bir araya getirmek amacıyla geleneksel hala getirdik. Her Ramazan spor kulübü tesislerimizde böyle samimi bir ortamda gerçekleşleştirdiğimiz bu etkinliği bundan sonra gelecek yönetici arkadaşlarımın devam ettirmesini diliyorum” görüşlerine yer verdi.

İstanbul Spor Kulubu Başkanı Hakan Güler “Saygıdeğer Genel Başkanım, Saygıdeğer meclis üyem, ilçemizin dernek ve spor kulübü başkanları, basınımızın kıymetli temsilcileri, çok değerli üyelerimiz ve kıymetli misafirlerimiz hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Düzenlemiş olduğumuz iftar programına teşrif ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Bildiğiniz üzere manevi hazzın ve lezzetin zirve yaptığı kutlu bir dönemin içinden geçiyoruz. Mübarek ramazan ayının eşsiz ve mana yüklü derin ikliminden millet olarak feyizlenmek ve oluk oluk akan nimet pınarlarından kana kana içmek için ibadetlerimi yapıyoruz. İnşaallah cenab-ı Allah tuttuğumuz oruçları ve ibadetleri kabul eder ve üzerinden ihsanını, mağfiretini ve himmetini esirgemez. Tekrar bu iftar programımıza katılan ve aynı sofranın etrafında bir araya geldiğimiz siz değerli büyüklerimize ve tüm hemşehrilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hepinize afiyet olsun” diye konuştu.

BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin, tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Bu güzel ortamı hazırlayan iki başkanıma da öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Allah bu hayırlarını kabul etsin, katkı sağlayan, destek veren herkesten Allah razı olsun. Zeytinburnunda geçen yıl düzenlenen iftara yeni seçilmiş Genel Başkan olarak katılmış idim. İlk geldiğim dönemde bu mikrofona ve kürsüye nasıl sarıldığımı sonradan birkaç defa izlediğimde gördüm. O hırsla, o heyecanla, o hışımla geldiğim kürsüde inanılmaz bir gerilimi yaşamıştım ama şimdi, Zeytinburnuna her geldiğimde apayrı bir özgüven duyuyorum, apayrı bir güç buluyorum arkamda ve bu mücadeleyi yürütürken de bu gücü öncelikle Zeytinburnun’dan almaya devam edeceğiz. Hepinize bu anlamda teşekkür ediyorum. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği camiası olarak bu sene 70. yılımızı kutluyoruz, bu camiayı 70. senesine getiren buradaki üyeleridir. Bizler yönetim olarak şanslı bir döneme denk geldik, sorunların zirve yaptığı bu dönemde çalışmalarımız var gücü ile devam ediyor.”

Batı Trakya’da yaşanan sel felaketine de değinen başkan Hüseyin, “Batı Trakya’da 2 gün önce çok acı bir olay yaşandı, sel felaketi yaşandı, Allahtan can kaybı olmadı ama çok büyük zararımız oldu. Öncelikle orada zarar gören insanlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ancak bunun ötesinde manevi zararlar hat safhaya çıktı. Maalesef Yunan devleti çocuk kulüplerimize bile göz dikti. Yüksek Tahsilliler Derneğimizin yerleri birer birer kapatılmaya başlandı. Biz o çocuklara Yunan devleti aleyhine ne öğretiyoruz o çocuk kulüplerinde, biz anlayamadık ana okulu açalım diyoruz iki dilli olsun diyoruz, bizim çocuğumuz anaokulunda kendi dilini öğrensin diyoruz müsaade edilmiyor. Çocuk kulübü olarak hizmet versin, derneklerimiz bu işe el atsın diyoruz, bunlar ruhsatsız deniyor izin verilmiyor. Okullarımızda Türkçe diline kısıtlama devam ediyor. Adeta 67 cuntasına geri dönüş var sanki. Sol iktidar Yunanistan’da ama bakıyoruz aşırı uçlarda uygulamalar. İnsan inanamıyor, inanmak istemiyor bir geçiş dönemi olarak bunu görmek istiyoruz ama bunun içinde kararlı bir şekilde Batı Trakyadaki insanlarımızı kurumlarımızı buradaki kurumlarımızın mücadele etmesi gerekiyor. Geçiş dönemi olarak görmek adına ve bunu bu şekilde geçiştirme adına bu mücadeleye güçlü şekilde sarınılması gerekiyor. Ben buna inanıyorum” dedi.

İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek dekonuşmasında, “Batı Trakya camiasına saygılar sunuyorum. Değerli genel başkanıma, şube başkanlarıma başarılar diliyorum. Ben dostlarımla sohbet ederken konu folklor, müzik olduğunda diyelim ki Kırşehir, Elazığ halk musikisi, Kerkük musikisi bunlardan hangi konudan bahsetsem sen Kırşehirli, Elazığlı mısın derler. Diyarbakır, Urfa sıra gecelerinden bahsederken de Diyarbakırlı, Urfalı mısın derler. Ben aslında Kastamonuluyum. Ama Kastamonulu olduğum kadar İskeçeliyim, Gümülcineliyim, Kerküklüyüm, Musulluyum, Halepliyim, Bayırbucaktanım, Altınköprüdenim, Kosovadanım. Türk kültürü içinde yoğrulmuş olmak böyle bir şey. Türkiye’nin siyasi sınırları belki Edirne’den Van’a kadar Sinop’tan Antalya’ya kadar ama Türkiye’nin kültürel sınırları siyasi sınırlarından çok daha geniştir. Bu milletin bir ferdiyseniz, bu kültürün içinde yetişmişseniz günlük mesainizi yaparsınız ama Batı Trakya’nın sorunları da size kendisini hissettirir. Kerkük’teki Musul’daki Türkmenlerin sorunları kendisini hissettirir onları da düşünürsünüz düşünmek zorundasınız. Bu bizim kültürümüzü tarihsel geçmişimizin, görkemli mazimizin yüklediği bir sorumluluktur. Bu anlamda doğrudur genel başkanla, Burhaneddin Hakgüder ile, Selahattin Meriç ile Mustafa Rumelili ile Batı Trakya seyahati yaptık. Benim için unutulmaz bir seyahattir. İskeçe’de Gümülcine’de bir Anadolu kasabasının havasını teneffüs etme imkanı buldum. İnşallah bir kez daha gideriz” görüşlerine yer verdi.

Tek Rumeli TV Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Baykal tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında şunları kaydetti: “Burada Türkiye’de yaşayan Batı Trakyalılar hepsi birbirine o kadar çok yakın ki geçmişten bugüne kadar Batı Trakya ile Batı Trakya’dan göç etmiş buradaki insanlar bir arada olmanın mücadelesini verdiler. Batı Trakya dernekleri orada kalan kardeşlerine hizmet için bir mücadele veriyorlar. Mücadele veren başkanlara da teşekkür ediyorum. Biz de hasbel kader Balkanlara hizmet eden bir televizyon olarak başta Batı Trakya olmak üzere Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Bosna Hersek hatta Sırbistan’da kalan Boşnak ve soydaşlarımızla hepsiyle bir diyalog halinde onların gözü, kulağı, sesi oluyoruz. Batı Trakyanın ne varsa sorunlarını biz televizyon kanalıyla Batı Trakyalı olmayan ister siyasetçi, isterse Anadolu’nun çeşitli yörelerinden gelmiş insanlar bu Balkan insanlarının sorunlarını dile getirdikçe onların sorunlarına el atma çabası içindeler ancak biz diyoruz ki Balkanları daha fazla Anadoluluya tanıtabilmek amacıyla bu televizyonlarda ortak çalışmalar yaparak ki; biz bu ortak çalışmaları sayın başkan ile beraber Bursa’da yapmış olduğumuz bir zirve toplantısı vardı. 7 ülkeden 14 tane televizyonu bir araya getirdik ve onlarla da artık Balkanlarda huzurun gençlerle gelecek diye bir projesi ile yola çıktık. İnşallah 4 ay sonra diğer televizyonları da bir araya getirip İstanbul’da büyük bir Balkan medya grubunun devamını getirmeyi düşünüyoruz. Buradaki hedef soydaşlarımızın daha iyi anlaşılabilmesi için gerekli çalışmalar yapıyoruz. Seçimlere parmak basıyoruz. Çünkü Batı Trakya’daki bizim izleyicimiz bize güven duyuyor. Biz bu güveni sarsmadık, sarsmayacağız, her zaman onlarlar, her zaman Türkiye’de yaşayan Balkanlarla beraber bir bütün olarak daha güzel yerlere geleceğimize inanıyorum Hepinize afiyet olsun diyorum iyi akşamlar diliyorum.”