28-03-2024
Saygıya saygı duymak
Günümüzün çok kültürlü ve çevrim içi bağlı dünyasında, saygı ve bakış açısı, sağlıklı tartışmaların teşvik edilmesinde ve uyumlu ilişkilerin sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Görüşler doğası gereği öznel olsa ve kişiden kişiye değişse de saygı; zarar vermeden veya gücendirmeden anlamlı konuşmalar yapmamıza olanak tanıyan temel iletişim görevi görür.
Günümüzün çok kültürlü ve çevrim içi bağlı dünyasında, saygı ve bakış açısı, sağlıklı tartışmaların teşvik edilmesinde ve uyumlu ilişkilerin sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Görüşler doğası gereği öznel olsa ve kişiden kişiye değişse de saygı; zarar vermeden veya gücendirmeden anlamlı konuşmalar yapmamıza olanak tanıyan temel iletişim görevi görür.
Saygı göstererek, açık fikirliliği ve anlayışı teşvik eden, birbirimizden öğrenmemize ve birey olarak gelişmemize olanak tanıyan bir ortam yaratırız. Görüşler, kültür, ırk, din, yetiştirilme tarzı, deneyimler ve bilgi gibi faktörler farklı bakış açılarını ortaya çıkaran başlıca faktörler olarak gösterilebilir. Bu faktörler, içi boş bir şekilde değil de, iyi bir şekilde öğrenildiğinde ve benimsendiğinde çevremizdeki dünyayı anlamlandırmamıza ve kimliklerimizin gelişimine katkıda bulunmamıza olanak sağladıklarından, insan doğasının önemli yön göstericisidirler.
Saygı ve fikir birleştiği zaman düşüncelerimizi zorlayan, ufkumuzu genişleten, zenginleştirici tartışmalara yol açabilirler. Ancak sağlıklı bir diyalog ve iletişim için bir kaynak ve az bir alıcı gerekmektedir. Saygı duyulmayan veya görmezden gelinen fikirler sonucunda sağlıklı bir iletişim kurmak mümkün değildir. Sonuç olarak saygı ve fikir dengelendiğinde ve dikkatle ele alındığında daha kapsayıcı ve empati duyulan bir toplumun oluşmasına katkıda bulunabilir. Başkalarının bakış açılarını aktif olarak anlamaya çalışarak ve sağlıklı diyaloglara girilerek, saygının, bunun sonucunda eşitliğin yüksek seviyede olduğu bir dünya oluşturulabilir. Bunun en kilit noktası konuya yaklaşım ve iyi niyetli bakış açısıdır.
Düşünce özgürlüğü, kendini ifade etme özgürlüğü, hakaret, tehdit gibi unsurları barındırmadıkça hiç bir zaman suç sayılmamıştır. Bu, insanın en temel haklarından biridir ve insan hakları da, milliyeti, ırkı, cinsiyeti, dini veya diğer herhangi bir ayırt edici faktöre bakılmaksızın tüm insanların doğuştan sahip olduğu temel özgürlükler ve yetkileri kapsayan bir olgudur. Bu yüzden kendini ifade etmek anlamında yapay olarak oluşturulmuş korku veya baskı mekanizmalarının herhangi bir geçerliliği de bulunmamaktadır. Önemli olan ne istediğini bilmek ve toplumsal veya bireysel zarara yol açmayacak şekilde, saygı çerçevesinde diyalog yöntemiyle toplumsal dengeyi kurabilmektir.