Anasayfa


28-04-2024
Danışma Kurulundan Kosmidu’ya tepki
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK), Doğu Makedonya – Trakya Eyalet Eğitim Müdür Vekili Meri Kosmidu’nun azınlık eğitimiyle ilgili kaleme aldığı yazıya tepki gösterdi.
28 Nisan 2024 Pazar

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK), Doğu Makedonya – Trakya Eyalet Eğitim Müdür Vekili Meri Kosmidu’nun azınlık eğitimiyle ilgili kaleme aldığı yazıya tepki gösterdi.

Danışma Kurulunun açıklamasında, “Bugüne kadar azınlık eğitimi ile ilgili devlet tarafından alınan kararlarda, Batı Trakya Türk Azınlığının dahli yoktur. Nezaketen dahi olsa fikri sorulmamıştır. Devletin tek taraflı çıkardığı kanun hükmünde kararname, yasa ve genelgeler yüzünden azınlık eğitimi bu haldedir. Sayın Kosmidu’nun ‘gerçekler’ diye önümüze koydukları, sadece kendi gayretleriyle oluşturdukları eğitim tablosunun rakamsal verilerdir.” ifadelerine yer verildi.

Danışma Kurulunun “Kuzu postunda sunulan kötülük” başlıklı açıklaması şöyle:
“Doğu Makedonya – Trakya Eyaleti İlk ve Orta Eğitim Müdür Yardımcısı Meri Kosmidu tarafından ‘Azınlık eğitimi ile ilgili beş gerçek’ başlığı altında kaleme alınıp, Türkçe ve Yunanca olarak basına gönderilen yazıyı büyük şaşkınlık içinde okuduk. Bugüne kadar azınlık eğitimi ile ilgili devlet tarafından alınan kararlarda, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dahli yoktur. Nezaketen dahi olsa fikri sorulmamıştır. Devletin tek taraflı çıkardığı kanun hükmünde kararname, yasa ve genelgeler yüzünden azınlık eğitimi bu haldedir. Sayın Kosmidu’nun “gerçekler” diye önümüze koydukları, sadece kendi gayretleriyle oluşturdukları eğitim tablosunun rakamsal verilerdir. Birçoğuna vakıf olduğumuz bu verilerle devletin azınlık okullarına göstermiş olduğu güya lütufkâr tavrına, azınlığın minnet duyması arzulanmıştır. Ancak yazıda iddia edildiği gibi Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’na ve eğitim protokollerine tam saygıyla uyduğu hususu, yazının ruhu ile çelişmekte ve gerçeği yansıtmamaktadır.

Meselâ Lozan Antlaşması’nın 40. Maddesi bize “giderlerini kendimiz karşılamamız kaydıyla her türlü okullar, öğretim ve eğitim kurumları kurma, yönetme ve denetleme’’ hakkı verdiği halde, bizlere bu kadar ihsanda bulunduğunu iddia eden devletimiz, niçin sayıca yetersiz olan azınlık ortaokul ve lise sayısını artırmamıza izin vermez? Tütün deposundan bozma İskeçe Azınlık Lisesi’nin, fiziki koşulları çağdaş eğitime uygun yeni bir binaya kavuşmasına neden engel olur? Ayrıca azınlık eğitim sistemi içinde Türkçe – Yunanca eğitim verecek anaokulu açmamıza niçin müsaade etmez? Niçin iki yıl sonra çift dilde eğitim alacak çocuklarımız tek dilde eğitim veren devlet anaokullarına mecbur edilirler? Neden öğretmenlerin anaokullarından mezun olan azınlık öğrencilerinin velilerine, çocuklarını iddia edildiği gibi geniş imkânlara sahip olan azınlık okullarına değil de daha dar imkânlı devlet okullarına göndermeleri yönünde telkinde bulunurlar? Bilmek isteriz bu telkine uyup, dar imkânlı devlet okullarına giden kaç öğrencimiz var? Beş gerçek arasında bu rakamı göremedik. Yine bilmek isteriz bu telkinlerin azınlık okullarında azalan öğrenci sayılarındaki payı nedir? Çünkü azınlık okullarımızda azalan çocuk sayısını sadece ekonomik göçle açıklamak mümkün değildir. Kaldı ki ekonomik göçün müsebbibi de devlettir. Gereksiz ve orantısız olarak tarımla iştigal eden azınlık insanının toprakları istimlâk edilmiştir. Batı Trakya Türklerinin 1923’te % 84 civarında olan bölgedeki toprak sahipliği, % 25 düzeyine kadar inmiştir. AB kaynaklı sübvansiyonlar adil dağıtılmamıştır. Bizim de iddiamız demografik yapının çoğunluk lehine düzenlenmesi için bölge bilinçli olarak Yunanistan’ın en fakir bölgesi yapılmıştır. Bunlar göçü hızlandırmış ve göç de çocuklarımızın haliyle sayısını düşürmüştür. Bunun dışında altmış bine yakın 19. Madde mağdurlarını da unutmamak gerek. 1926’da 307 olan ilkokul sayısının bugün 90 olması aslında her şeyi açıklıyor. İddia edildiği gibi azınlık okulları dikensiz gül bahçesi olsaydı, kaybımız 217 okul olur muydu?

Aslında Yunanistan Lozan Antlaşması’na ve eğitim protokollerine iyi niyetle saygı gösterip uysaydı, encümenlerimizin hakları ellerinden alınmazdı. 15 veli imzası ile okul açabilen encümenlerin, okullarımıza atanacak Türkçe öğretmenini belirleme, sözleşme yapma ve maaşını ödeme yetkisine dokunulmazdı. Bizler seçeceğimiz öğretmenlerin maaşını ödemekten yana bir şikâyetimiz yoktu. Ancak devlet eğitim özerkliğimizi baltalamak için 694/1977 sayılı yasa ile encümen yetkilerimizi, 695/1977 sayılı yasa ile de öğretmen tercih hakkımızı elimizden zorla alıp, azınlık okullarını SÖPA mezunu öğretmenlere mecbur etti. İstatistikleri seven Sayın Kosmidu’dan rica edelim lütfedip açıklasın, Azınlık eğitiminin gelişmesi ve iyileşmesi için anavatan Türkiye’de yetişip azınlık okullarında görev yapmak için gelen 363 azınlık öğretmeninin kaçta kaçına izin verildi? Kaçı görevdeyken azledildi? Onca eğitim fakültelerinden mezun azınlık öğretmeni varken, neden akademi öğretmenlerinde ısrar edildi?

Yunanistan’ın Lozan Antlaşması ve eğitim protokollerinin ruhuna tam saygıyla uyduğu 1954 yılında çıkarılan 3065 sayılı Mareşal Papagos düzenlemesi olarak da bilinen Kanun Hükmünde Kararname’dir. Maalesef buna 8 yıl tahammül edebilen Yunanistan, 1109/1972 sayılı KHK ile 3065/1954 sayılı KHK’nın Lozan Antlaşması’na uygun hükümlerini iptal etti. Bu tarihten sonra da hem Lozan Antlaşması’nın hem de ilgili protokollerin azınlık eğitimi üzerinde etkisi mümkün mertebe azaltıldı. Tamamen bitirmek için de olağanüstü bir gayret gösterildiğini gözlemliyoruz. Niyetin ne kadar kötü olduğunu çocuk azlığı ile eğitimi askıya alınmış azınlık okullarının yeterli öğrenciye ulaşmasına rağmen açılmamasından anlıyoruz. Gümülcine’de sonradan oluşan Harmanlık mahallesinin yıllardır azınlık okulu talebi hiçbir zaman karşılanmadı. Uluslararası tanınmış bu azınlığın eğitimi, dili ve kültürü üzerinde kötü emel beslemek, bu insanlara yapılabilecek en büyük zulüm olduğunu saygıyla tüm kamuoyuna duyururuz.”


Danışma Kurulu tarafından yayımlanan metnin Yunancası ise şöyle:
"Με ιδιαίτερη απορία διαβάσαμε το άρθρο της Μαίρης Κοσμίδου, της αναπληρώτριας περιφερειακής διευθύντριας εκπαίδευσης Ανατολικής Μακεδονίας και Θράκης με τίτλο «Πέντε αλήθειες για τη μειονοτική εκπαίδευση», το οποίο εστάλη στον Τύπο στα τουρκικά και στα ελληνικά. Μέχρι σήμερα, η Τουρκική Μειονότητα της Δυτικής Θράκης δεν συμμετείχε στις αποφάσεις που έλαβε η πολιτεία σχετικά με τη μειονοτική εκπαίδευση. Η γνώμη της δεν έχει ζητηθεί ούτε καν από ευγένεια. Η μειονοτική εκπαίδευση βρίσκεται σε αυτή την κατάσταση εξαιτίας των μονομερών διαταγμάτων, νόμων και εγκυκλίων που εκδίδει το κράτος. Αυτά που η κα Κοσμίδου θέτει ενώπιόν μας ως «αλήθειες» είναι μόνο τα αριθμητικά δεδομένα του εκπαιδευτικού προφίλ που δημιουργήθηκαν με δικές τους προσπάθειες. Με αυτά τα δεδομένα, που τα περισσότερα από αυτά τα γνωρίζουμε, επιδιώκεται η μειονότητα να αισθάνεται ευγνωμοσύνη για τη δήθεν ευνοϊκή στάση του κράτους απέναντι στα μειονοτικά σχολεία.Ωστόσο, όπως ισχυρίζεται το άρθρο, το γεγονός ότι η Ελλάδα τηρεί με απόλυτο σεβασμό τη Συνθήκη της Λωζάνης και τα εκπαιδευτικά πρωτόκολλα έρχεται σε αντίθεση με το πνεύμα του άρθρου και δεν αντικατοπτρίζει την αλήθεια.

Για παράδειγμα, παρόλο που το άρθρο 40 της Συνθήκης της Λωζάννης μας παρέχει το δικαίωμα «να ιδρύουμε, να διευθύνουμε και να εποπτεύουμε κάθε είδους σχολεία, διδακτήρια και εκπαιδευτικά ιδρύματα, υπό την προϋπόθεση ότι θα καλύπτουμε τα έξοδά μας», γιατί το κράτος μας, που ισχυρίζεται ότι μας έχει προσφέρει τόσα πολλά, δεν μας επιτρέπει να αυξήσουμε τον αριθμό των μειονοτικών γυμνασίων και λυκείων, τα οποία είναι ανεπαρκή σε αριθμό;Γιατί εμποδίζει το μειονοτικό Γυμνάσιο Ξάνθης, που έχει μετατραπεί σε σχολείο από καπναποθήκη, να αποκτήσει ένα νέο κτίριο, του οποίου οι φυσικές συνθήκες είναι κατάλληλες για σύγχρονη εκπαίδευση;Επίσης, γιατί δεν μας επιτρέπει να λειτουργήσουμε μειονοτικό νηπιαγωγείο στα πλαίσια του μειονοτικού εκπαιδευτικού συστήματος που θα παρέχει τουρκοελληνική εκπαίδευση;Γιατί τα παιδιά μας, που θα λάβουν δίγλωσση εκπαίδευση μετά από δύο χρόνια, αναγκάζονται να φοιτούν σε δημόσια νηπιαγωγεία που παρέχουν μονόγλωσση εκπαίδευση;Γιατί οι δάσκαλοι συμβουλεύουν τους γονείς των μειονοτικών μαθητών που αποφοιτούν από τα νηπιαγωγεία να στείλουν τα παιδιά τους σε δημόσια σχολεία με περιορισμένες εγκαταστάσεις και όχι σε μειονοτικά σχολεία με πλούσιες εγκαταστάσεις, όπως ισχυρίζονται;Θα θέλαμε να μάθουμε πόσοι από τους μαθητές μας ακολουθούν αυτή την πρόταση και πηγαίνουν σε δημόσια σχολεία με περιορισμένες εγκαταστάσεις;Και πάλι, θα θέλαμε να μάθουμε, ποιο είναι το μερίδιο αυτών των υποδείξεων στη μείωση του αριθμού των μαθητών στα μειονοτικά σχολεία;Διότι δεν είναι δυνατόν να εξηγήσουμε τη μείωση του αριθμού των παιδιών στα μειονοτικά μας σχολεία μόνο με την οικονομική μετανάστευση.Άλλωστε, το κράτος είναι επίσης υπεύθυνο για την οικονομική μετανάστευση.Τα εδάφη των μειονοτικών πληθυσμών που ασχολούνται με τη γεωργία απαλλοτριώθηκαν χωρίς λόγο και δυσανάλογα.Το ποσοστό ιδιοκτησίας γης των Τούρκων της Δυτικής Θράκης στην περιοχή, το οποίο ήταν περίπου 84% το 1923, μειώθηκε στο 25%.Οι επιδοτήσεις της ΕΕ δεν κατανεμήθηκαν δίκαια.Ο ισχυρισμός μας είναι ότι η περιοχή έγινε σκόπιμα η φτωχότερη περιοχή της Ελλάδας για να διευθετηθεί η δημογραφική σύνθεση υπέρ της πλειονότητας. Αυτά έχουν επιταχύνει τη μετανάστευση και η μετανάστευση έχει μειώσει τον αριθμό των παιδιών μας.Πέραν αυτού, δεν πρέπει να ξεχνάμε τα σχεδόν εξήντα χιλιάδες θύματα του άρθρου 19.Το γεγονός ότι ο αριθμός των σχολείων, που το 1926 ήταν 307, σήμερα είναι 90, εξηγεί τα πάντα.Αν τα μειονοτικά σχολεία ήταν ένα ουτοπικό περιβάλλον, όπως υποστηρίζεται, θα είχαμε την απώλεια αυτή των 217 σχολείων;

Στην πραγματικότητα, αν η Ελλάδα είχε σεβαστεί και συμμορφωθεί με τη Συνθήκη της Λωζάνης και τα εκπαιδευτικά πρωτόκολλα με καλή πίστη, τα δικαιώματα των σχολικών εφορειών μας δεν θα είχαν αφαιρεθεί.Οι σχολικοί έφοροι που θα μπορούσαν να ανοίξουν ένα σχολείο με τις υπογραφές 15 γονέων, δεν θα είχαν στερηθεί το δικαίωμα να καθορίζουν, να συνάπτουν συμβάσεις και να πληρώνουν τους μισθούς των Τούρκων δασκάλων που θα διορίζονταν στα σχολεία μας.Δεν είχαμε κανένα απολύτως πρόβλημα να πληρώνουμε τους μισθούς των εκπαιδευτικών που θα επιλέγαμε. Ωστόσο, προκειμένου να υπονομεύσει την εκπαιδευτική μας αυτονομία, το κράτος μας αφαίρεσε το δικαίωμα των σχολικών εφορειών με το νόμο 694/1977 και το δικαίωμά να επιλέγουμε τους δασκάλους μας με το νόμο 695/1977 και ανάγκασε τα μειονοτικά σχολεία να προσλαμβάνουν δασκάλους αποφοίτων ΕΠΑΘ. Ας ρωτήσουμε την καΚοσμίδου, που φαίνεται να έχει μια ιδιαίτερη αγάπηγια τη στατιστική, να μας εξηγήσει, πόσοι από τους 363 μειονοτικούς εκπαιδευτικούς που εκπαιδεύτηκαν στη μητρική τους πατρίδα την Τουρκία και ήρθαν να εργαστούν στα μειονοτικά σχολεία για την εξέλιξη και τη βελτίωση της μειονοτικής εκπαίδευσης, τους επετράπη να το κάνουν; Πόσοι από αυτούς απομακρύνθηκαν ενώεκτελούσαν τα καθήκοντάτους;Γιατί επέμεναν στους εκπαιδευτικούς της ΕΠΑΘ , όταν υπήρχαν τόσοι πολλοί μειονοτικοί εκπαιδευτικοί που είχαν αποφοιτήσει από παιδαγωγικές σχολές.

Ο νόμος-διάταγμα αριθ. 3065 είναι γνωστός και ως κανονισμός του στρατάρχη Παπάγου, που εκδόθηκε το 1954, με τον οποίο η Ελλάδα σεβάστηκε πλήρως το πνεύμα της Συνθήκης της Λωζάνης και των εκπαιδευτικών πρωτοκόλλων.Δυστυχώς, όμως, η Ελλάδα, η οποία μπορούσε να το ανεχθεί αυτό για 8 χρόνια, ακύρωσε τις διατάξεις του νομοθετικού διατάγματος αριθ. 3065/1954 σύμφωνα με τη Συνθήκη της Λωζάννης με το νομοθετικό διάταγμα αριθ. 1109/1972.Μετά την ημερομηνία αυτή, οι επιδράσεις τόσο της Συνθήκης της Λωζάννης όσο και των σχετικών πρωτοκόλλων στη μειονοτική εκπαίδευση ελαχιστοποιήθηκαν όσο το δυνατόν περισσότερο.Παρατηρούμε ότι καταβάλλεται ιδιαίτερη προσπάθεια για τον απόλυτο τερματισμό της.Καταλαβαίνουμε πόσο κακές είναι οι προθέσεις από το γεγονός ότι τα μειονοτικά σχολεία, των οποίων η εκπαίδευση είχε ανασταλεί λόγω της έλλειψης παιδιών, δεν έχουν ανοίξει παρόλο που έχουν φτάσει σε επαρκή αριθμό μαθητών.Το αίτημα της γειτονιάς Χαρμανλίκ στην Κομοτηνή για μειονοτικό σχολείο δεν έχει ικανοποιηθεί ποτέ.Με σεβασμό δηλώνουμε στο κοινό ότι η υπόθαλψη κακών βλέψεων για την εκπαίδευση, τη γλώσσα και τον πολιτισμό αυτής της διεθνώς αναγνωρισμένης μειονότητας είναι η μεγαλύτερη δίωξη που μπορεί να γίνει εις βάρος αυτών των ανθρώπων."

Haberler


Başbakan Miçotakis Milliyet’e konuştu: Yolumuz diyalog

GTGB’de Sedat Hasan’la devam

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Kathimerini’ye konuştu

Ankara görüşmesinde Batı Trakya Türk Azınlığı da gündeme gelecek

Yunan kamuoyunun beklentisi Türkiye ile dostluk ve diyaloğun devam etmesi

Batı Trakya Türkleri Ankara görüşmesinden ne bekliyor?

Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmasının ilkleri belli oldu

Gümülcine’de Staikuras – Tapacas görüşmesi

Miçotakis ve Kasselakis Gümülcine’ye geliyor

Fahrettin Altun, Türk-Yunan Medya Akademisi Forumu’nda konuştu

Yeni doğan bebeğini çöp kovasına attı!

Miçotakis’ten Ankara ziyareti öncesinde açıklamalar