Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 5 – 6 Mayıs tarihlerinde AGİT Demokratik Kuruluşlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) ve AGİT Finlandiya Dönem Başkanlığı tarafından düzenlenen “Sivil Alanın Korunması – İnsan Hakları Savunucularının Rolü ve Barışçıl Toplanma Özgürlüğü: Ek İnsan Boyutu Toplantısı II” başlıklı toplantıya katıldı.

AGİT ülkeleri, uluslararası örgütler, sivil toplum ve insan hakları savunucularının temsilcilerini bir araya getiren ve yaklaşık 300 kişinin katıldığı toplantıya Batı Trakya Türk Azınlığını temsilen ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı katıldı.

İnsan hakları savunucularının korunması konusunda iyi uygulamaların, sivil toplum kuruluşları ile insan hakları savunucularının karşılaştıkları zorlukların tartışıldığı toplantıda sivil alanın, insan hakları savunucularına karşı itibarsızlaştırma, suçlu ilan edilme ve doğrudan saldırılar yoluyla giderek daha fazla tehdit altında olduğu belirtildi.

İnsan hakları savunucularının damgalama ve itibarsızlaştırma kampanyaları, yargısal taciz, sansür ve gözetim gibi zorlukların ele alındığı toplantıda konuşan Melek Kırmacı, AGİT Barışçıl Toplanma Özgürlüğüne Dair Temel İlkeler Belgesi’nde barışçıl toplantı özgürlüğünün azınlıkların kimliklerinin korunması ve azınlık kültürünün korunması ve geliştirilmesinde önemli bir aşama olduğunun altını çizerek Yunanistan’da insan hakları savunucularına yönelik artan baskının uluslararası örgütlerin raporlarında sıkça eleştirildiğini söyledi.

Avrupa Parlamentosunun Şubat 2024’teki kararı ile Temmuz 2024’te AB Komisyonunun kabul ettiği Hukukun Üstünlüğü Yunanistan Raporu’na atıfta bulunan ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı, Yunanistan’da hukukun üstünlüğü ile sivil alanın korunması alanlarında kötüleşen durumun Batı Trakya Türk toplumu için de endişe verici olduğunu söyledi.


Batı Trakya Türk toplumunu temsil eden kişiler ile kurumların damgalama, hedef gösterme ve nefret söylemi ile karşı karşıya kaldığını aktaran Kırmacı, Batı Trakya Türk Azınlığının yüzyıllardır yaşadıkları topraklarda hala “ötekiler” olarak algılandığını ve ülkenin ulusal bütünlüğü ile kamu düzenine tehdit olarak görüldüğünü kaydetti. Buna ispat olarak Dışişleri Bakanlığının bölgede ofisi olduğunu söyleyen Melek Kırmacı, Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili konularda bu bölgesel ofisin oldukça etkili olduğunu söyledi.

Batı Trakya Türk Azınlığı temsilcilerine yönelik adli kovuşturmaların toplum üzerindeki baskıyı artırmak için araç olarak kullanıldığını belirten Melek Kırmacı, Batı Trakya Türk toplumunun örgütlenme özgürlüğünün Yunanistan tarafından ihlal edilmesi ile ilgili Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu’nda AİHM kararlarının 17 yıldır uygulanmadığını belirtti. Sivil toplum alanının daralmaya devam ettiğine ilişkin olarak Kırmacı, Bekir Usta dava grubunda AİHM kararları uygulanmazken Avrupa Mahkemesi kararlarını izleyen dönemde İskeçe ilinde isminde Türk kelimesi geçtiği için İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneğinin de kuruluşuna izin verilmediğini söyledi. Ayrıca ABTTF, 2022 yılında resmen kurulan Batı Trakya Fenerbahçe Kültür ve Spor Derneğinin de 2024 yılında isminde geçen “Batı Trakya” kelimesinin kamu düzenine aykırı bulunduğu gerekçesiyle kapatıldığını belirtti.

Toplantıda yanıt hakkını kullanan Yunanistan temcilcileri, ülkedeki azınlığın Türk değil dini temelde tanımlanan Müslüman azınlık olduğunu ileri sürdü. Dernek kurma özgürlüğüne ilişkin olarak Bekir Usta dava grubunda AİHM kararlarının uygulanması konusunda çabasının devam ettiğini belirten temsilciler, bu konuda bir Uzmanlar Komitesinin kurulduğunu ve komitenin yol haritasını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine sunduğunu söyleyerek Yunanistan’ın yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ettiğini iddia etti.