Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, İskeçe’ye bağlı Küçük Davutlu Camii ve Mütevelli Heyeti Başkanı Hasan Akifoğlu hakkında verilen mahkeme kararını GÜNDEM’e değerlendirdi.

Müftü Trampa, Küçük Davutlu köyünde yıllardır ibadethane olarak kullanılan camiyle ilgili açılan davada, Akifoğlu’na verilen 9 ay ertelenmiş hapis cezasını derin bir üzüntüyle karşıladıklarını bellirti.

Caminin, okula ait bir bina olduğu ve izinsiz şekilde camiye dönüştürüldüğü iddiasına dayanarak mütevelli başkanına ceza verildiğini kaydeden Müftü Trampa, bu kararın büyük bir haksızlık içerdiğini ve son derece yanlış olduğunu vurguladı.

Olayı endişeyle takip ettiklerini anlatan Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Trampa, “Bu mahkeme kararı, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının dini özgürlüğüne yönelik sistematik baskıların ve hukuk yoluyla oluşturulan baskıcı ortamın yeni bir örneğidir. Olay, Türk azınlığı olarak bizleri üzmüştür. Cami olarak kullanılan yapının aslında ‘köy okuluna ait’ olduğu gerekçesiyle yürütülen bu dava, ibadet hakkını ve azınlığın kendi dini ihtiyaçlarını karşılamaya dönük çabalarını bir suçmuş gibi göstermeye çalışmaktadır. Bu asla kabul edilemez. Oranın cami olduğunu ve cami olarak kullanıldığını sadece Davutlu köyü değil, cümle alem biliyor. Küçük bir köyümüzdeki soydaşlarımızı bu şekilde sindirmeye çalışmak, suç işlemişlercesine insanımızı baskı altına alma girişimleri son derece yanlış ve endişe verici. Bu mahkeme kararı vicdanlarımızı yaralamıştır.” dedi.

Olayın takipçisi olduklarını vurgulayan Trampa şöyle devam etti: “İnsan haklarının en temel ilkelerinden biri olan din özgürlüğü, yalnızca bireyin inancını yaşaması değil, aynı zamanda bir topluluğun ibadet mekanlarını kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirleyebilmesi hakkını da kapsar. Küçük Davutlu köyü gibi azınlık nüfusunun çok az olduğu yerlerde, halkın kendi imkanlarıyla sürdürdüğü dini yaşantıya böylesi bir ceza ile karşılık verilmesi, kabul edilemez bir tutumdur. Üstelik bahse konu yapı yıllardır cami olarak kullanılmakta olup, okul olarak herhangi bir aktif kullanımı bulunmamaktadır.

Batı Trakya Türk Azınlığının seçilmiş dini temsilcisi olarak, bu adaletsiz kararı büyük bir yanlış ve haksızlık olarak görüyor; yetkilileri, hukuk devleti ve insan hakları ilkeleri doğrultusunda daha adil ve yapıcı bir yaklaşım benimsemeye davet ediyorum. Bu haksız karardan bir an önce dönülmelidir. İnancımızı yaşama hakkımız, ulusal ve uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınmıştır ve bu hakkın ihlali karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir. Küçük Davutlu köyündeki kardeşlerimizin, mütevelli heyetimizin ve mağdur olan tüm kardeşlerimizin yanındayız.”