Anasayfa

24-06-2025
DEB Partisi Avrupa sahnesinde güçleniyor: EFA başkan yardımcılıklarından biri Batı Trakya Türk Azınlığına
Batı Trakya Türk Azınlığının siyasi temsil organı Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, uluslararası arenada görünürlüğünü ve etkisini artıran yeni bir döneme adım attı. 8–10 Mayıs tarihlerinde Fransa’nın Nantes kentinde gerçekleşen Avrupa Hür İttifakı (EFA) Genel Kurulu’nda DEB Partisi yalnızca aktif bir katılım göstermekle kalmadı, aynı zamanda partinin temsilcisi Kerem Abdurahimoğlu, EFA Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçilerek tarihi bir başarıya imza attı. Bu gelişme, sadece DEB Partisi için değil, Batı Trakya Türk Azınlığının Avrupa siyasetinde doğrudan söz sahibi olması açısından da yeni bir eşik anlamına geliyor.
24 Haziran 2025 Salı

Batı Trakya Türk Azınlığının siyasi temsil organı Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, uluslararası arenada görünürlüğünü ve etkisini artıran yeni bir döneme adım attı. 8–10 Mayıs tarihlerinde Fransa’nın Nantes kentinde gerçekleşen Avrupa Hür İttifakı (EFA) Genel Kurulu’nda DEB Partisi yalnızca aktif bir katılım göstermekle kalmadı, aynı zamanda partinin temsilcisi Kerem Abdurahimoğlu, EFA Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçilerek tarihi bir başarıya imza attı. Bu gelişme, sadece DEB Partisi için değil, Batı Trakya Türk Azınlığının Avrupa siyasetinde doğrudan söz sahibi olması açısından da yeni bir eşik anlamına geliyor.

EFA’nın karar alma mekanizmalarına doğrudan dahil olunması, azınlık sorunlarının Avrupa Parlamentosuna taşınmasında önemli bir kanal oluştururken, aynı zamanda Batı Trakya Türk toplumunun demokratik taleplerini uluslararası düzeyde daha güçlü biçimde dillendirme imkanı sunuyor.

DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu ve İskeçe Türk Birliğinin yeni Başkanı Kerem Abdurahimoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajlarda hem EFA ile yürütülen iş birliğini hem de Batı Trakya Türk Azınlığının uluslararası hukuk temelinde süren kimlik ve hak mücadelesini konuştuk.

ÇİĞDEM ASAFOĞLU
DEB PARTİSİ GENEL BAŞKANI


GÜNDEM: Partisi olarak, 8–10 Mayıs tarihlerinde Fransa’nın Nantes kentinde gerçekleşen Avrupa Hür İttifakı (EFA) genel kuruluna katıldınız. EFA nedir? Bu oluşum hakkında bilgi verebilir misiniz?

Çiğdem ASAFOĞLU: Avrupa Hür İttifakı’na (EFA) üye olarak başlattığımız iş birliğimiz artarak devam ediyor. EFA bugüne kadar DEB Partisi ile sıkı bir dayanışma içinde oldu. Bölgemize Genel Başkan düzeyinde yaptığı ziyaretlerde bizzat azınlığın çözüm bekleyen sorunları ile alakalı yaptığı açıklamalarla büyük ses getirdi. Özellikle İskeçe Azınlık Lisesinin durumu ve İskeçe Türk Birliği ile ilgili uygulanmayan AİHM kararları üzerine yaptığı açıklamalar, Yunanistan yöneticilerini hem Avrupa Parlamentosu hem de Avrupa Konseyi nezdinde ziyadesiyle zor durumda bıraktı.

Avrupa Hür İttifakı (EFA) bugün itibarıyla 34 azınlık partisini bünyesinde barındıran Avrupa Parlamentosu (AP) için oluşturulmuş bir çatı partisidir. Avrupa Parlamentosunda Yeşiller Partisi ile grup oluşturmakta ve bu grup toplamda 52 milletvekiline sahip. EFA özellikle azınlık ve insan hakları konusunda ciddi çalışmalar yürüten, milliyetleri görmezlikten gelinen veya inkâr edilen azınlıkları görünür kılmak, kimliklerinin gelişiminde önemli rol oynayan azınlık kültür, eğitim ve dillerinin gelişmesi için çaba gösteren ve bu alanda mağduriyet yaşayan azınlıkları destekleyen, kısacası yanlarında konumlanarak Avrupa genelinde kamuoyu oluşturan bir çatı partisidir. Ulusal kimlikler konusunda duyarlılıkları ziyadesiyle hassas olan bu çatı kuruluşu, bu hususta mağduriyet yaşayan azınlıkların hakları için büyük çaba harcamaktadır. Bu çaba harcanan azınlıklar içinde bizim EFA’ya üyeliğimizle birlikte Batı Trakya Türk Azınlığının da önemli bir noktada olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.

GÜNDEM: DEB Partisi EFA’ya ne zaman üye oldu? Bu üyeliğin hem partiniz hem de Batı Trakya Türk Azınlığı açısından önemi nedir?

Çiğdem ASAFOĞLU:DEB Partisi, Almanya’nın Bautzen şehrinde Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş ve ekibinin yürüttüğü titiz çalışmasıyla 17 Nisan 2015 tarihinde gerçekleştirilen EFA Genel Kongresi’nde oy birliği ile üye oldu. Herkesin malumu olduğu üzere, Yunanistan’ın, azınlığımızdan bağımsız adayların sonrasında DEB Partisinin ulusal meclise girmemesi için uyguladığı antidemokratik %3’lük seçim barajında ısrar etmesi ile sesimizin ulusal kamuoyunda duyulması engellenmiştir. EFA’ya üyeliğimizle birlikte her ne kadar AP seçimlerinde aynı barajın uygulanması sebebiyle AP’ye milletvekili gönderemesek de EFA’nın tüm milletvekilleri bizim milletvekilimiz gibi azınlık olarak uğradığımız mağduriyetleri büyük bir gayretle AP’ye taşıyor. Hazırladığımız soru önergelerini AP’de dile getiriyor. İskeçe Azınlık Lisesinin durumu, İskeçe Türk Birliği ile ilgili uygulanmayan AİHM kararları ve özerk yapısına bakılmaksızın kapatılan azınlık okulları için hazırlamış olduğumuz soru önergelerini AP’ye taşıdılar ve sordular. Bu girişimlerimizden ülkemiz Yunanistan yöneticileri inanılmaz bir rahatsızlık duydu. Çünkü bugüne kadar yaptığı tüm haksızlıklar, hukuksuzluklar ve zulümler Batı Trakya veya Yunanistan sınırları içinde kalıyordu. Avrupa çapında EFA sayesinde bir kamuoyu oluşturulması Yunanistan yöneticilerini zora soktu.

DEB Partisi Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanımızın bölgemize gerçekleştirdiği ziyaret sırasında resmi bir parti olarak bizimle temas kurulmamasına ilişkin gösterdiğim tepki ve seçim sonrası Genel Başkan olarak vermiş olduğum bir demeçte azınlığımızın kimliğini Türk olarak tanımlamam sonrası partim ve şahsıma başlatılan karalama ve ötekileştirme kampanyası ayyuka çıkmıştı. Bu duruma EFA ses yükselterek hem partimize hem de şahsıma büyük destek verdi. Fikir özgürlüğü bağlamında hep yanımızda durdu. Bu manada iş birliğimiz ziyadesiyle mühim.

GÜNDEM: EFA’nın son genel kurulunda partinizin sunduğu “Herkes için Avrupa” başlıklı önerge oy birliği ile kabul edildi. Bu önerge hakkında bilgi verebilir misiniz?

Çiğdem ASAFOĞLU: Herkesin malumu olduğu üzere bugün AB’yi teşkil eden 27 ülke içerisinde 50 milyon ulusal azınlık mensubu ve farklı dilsel grup yaşamaktadır. AB vatandaşlarının dokuzda birini oluşturan azınlık mensupları AB’nin yönetimlerinde yer alamamakla birlikte, yönetimlerin aldığı tüm kararlardan doğrudan etkilenmektedir. Vatandaşı bulunduğumuz ülkeler tarafından mağdur edildiğimiz bilinmesine rağmen AB konuya gerekli özeni göstermemektedir. Demokrasi, fikir özgürlüğü, kanun önünde her alanda fırsat eşitliği gibi AB’nin oluşumundaki değerler dahi bu insanlar için çok görülmektedir. Amacımız; mutlu bir AB için herkesin eşit koşullarda AB yönetimlerine dahil edilmesini, vatandaş olarak üzerine düşeni yapan herkesin AB fonlarından eşit yararlanmasını, fırsat eşitliğini siyasi temsilde, eğitimde, istihdamda, fikir hürriyetinde, adalette ve demokraside yakalamasını sağlamak.

Yine malumunuz olduğu üzere Cunta yönetimine kadar ulusal kimliği tanınan azınlığımızın kimliğinin keyfi, gülünç bahanelerle inkâr edilmesi, üye ülkelerin azınlıklar üzerindeki baskısını gösteren güzel bir örnektir. Çünkü inkârdaki bahane Cunta öncesi de geçerli idi. AB ülkesi olan Yunanistan birçok uluslararası antlaşmanın ve sözleşmenin altında imzası bulunmasına rağmen AİHM kararlarını uygulamakta keyfi tavır sergiliyor. AB bu tavrı görmezlikten geliyor veya müsamaha gösteriyor. AB normlarını şimdiye kadar içselleştirmiş olması gereken ülkemiz ve diğer AB ülkelerinin azınlıklar üzerindeki keyfi politikalarına AB kayıtsız kalamaz. Özellikle azınlık kimliklerinin inkârına, eğitim ve dil haklarının gaspına, dernekleşme, toplanma ve ifade özgürlüklerinin ihlaline, AB fonlarına erişimdeki mahrumiyete, siyasi temsildeki kısıtlamalara ve bu haksızlıkları dile getirenlerin hedef tahtasına konulup hedef gösterilmesine asla sessiz kalmamalıdır. Kalırsa insanların AB normlarına olan inancı yerle yeksan olur.

Bu sebeple Azınlıklar için Güvenlik Paketi (Minority Safepack) daha istikrarlı, sürdürülebilir, özgür ve eşitlikçi bir Avrupa Birliği için bağlayıcı bir yasal düzenleme olarak kabul edilmelidir. Avrupa Komisyonu ulusal azınlıkların sorunları hususunda bir tavır almalı ve üye devletlerin azınlık politikalarını denetlemelidir. Bu minvalde bir Azınlıklar-Ulusal Kimlikler Komiserliği kurulmalıdır. AB, tüm AB vatandaşlarına eşit mesafede durarak mutlu ve huzurlu bir AB yaratabilir. Evet, önergemizde bunları dile getirdik ve genel kurulda da büyük bir karşılık ve destek buldu.

GÜNDEM: DEB Partisinin EFA yönetiminde yer alması ne anlama geliyor? Bu durum Batı Trakya Türk Azınlığı için ne tür kazanımlar sağlayabilir?

Çiğdem ASAFOĞLU: Bugüne kadar EFA üyelik şartlarını düzenli olarak yerine getiren DEB Partisini temsilen ben, BAKEŞ Müdüresi Pervin Hayrullah ve İTB Başkanı Kerem Abdurahimoğlu 8-10 Mayıs 2025 tarihlerinde Fransa’nın Bretonya bölgesinin Nant şehrinde gerçekleşen EFA Genel Kurulu’na katıldık. Avrupa’da birçok azınlığın kültürünü ve dilini yaşatmada, kimliğini ifade etmede ve dernekleşme özgürlüğü alanında sorunlar yaşadığını ve AB ülkelerinin bu sorunlara kayıtsız kaldığını ifade ettik. Avrupa politikalarının doğrudan konusu olan hak ihlallerine dikkat çektik. Ayrıca vergi mükellefleri olan azınlıkların sorunlarına AB’nin kayıtsız kalamaması gerektiğini vurguladık.

Ayrıca bu genel kurulda EFA’nın üç yıl boyunca görev yapacak yeni yönetiminin belirlenmesi için seçimler gerçekleştirildi. EFA üyesi 34 partinin oy kullandığı seçimlerde 17 üye parti yönetime seçilmek için yarıştı. DEB Partisi adına EFA yönetimine Kerem Abdurahimoğlu’nu asil, Pervin Hayrullah’ı da yedek üye olarak aday gösterdik. Genel kurula katılan 34 partiden 21’inin oyunu alarak DEB Partisi adına Kerem Abdurahimoğlu ve Pervin Hayrullah EFA yönetimine seçildi. Seçim sonrası parti yönetimi toplanarak görev dağılımını gerçekleştirdi. Lorena Lopez De La Calle’nin Genel Başkan seçildiği toplantıda, DEB Partisi adına Kerem Abdurahimoğlu da Genel Başkan Yardımcısı görevini üstlendi. EFA Genel Kurulu, yeni yönetimin tanıtıldığı ve “Var Olmak İçin Konuşmak” başlıklı konuşmaların yapıldığı halka açık bir etkinlikle son buldu.

DEB Partisinin EFA yönetimine dahil olmasıyla birlikte partinin ve Batı Trakya Türk Azınlığının Avrupa Parlamentosuna doğrudan ulaşım kanalları açılmış oldu. Üyeliğimizin 10. yılında EFA’nın yönetimine girerek ve alınacak kararlarda müspet veya menfi görüş bildirmenin mühim olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca yönetim kurulu toplantılarında birinci ağızdan birden fazla sorunumuzu EFA’nın gündemine taşıma ve bu konularla ilgili oluşturacak eylem planlarına doğrudan katkı sunma imkanına sahip olacağız. Ayrıca EFA eliyle bunların AP’ye taşınacak olması büyük bir kazançtır. Bunu Batı Trakya Türk Azınlığı adına büyük bir adım olarak görüyor ve değerlendiriyorum.

KEREM ABDURAHİMOĞLU
EFA GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
İTB BAŞKANI


GÜNDEM: EFA’nın genel kurulunda, DEB Partisinin adayı olarak EFA Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçildiniz. Bu gelişmenin Batı Trakya Türk Azınlığı açısından önemi nedir? Azınlık sorunlarının çözümüne nasıl katkı sağlayabilir?

Kerem ABDURAHİMOĞLU: 9 Mayıs tarihinde yapılan EFA Genel Kurulunda DEB Partisinin adayı olarak EFA yönetimine ve EFA Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçildim. Tabii bu Batı Trakya Türk Azınlığı açısından çok önemli bir gelişme. Azınlık tarihinde ilk kez, bir azınlık mensubu, azınlığın partisini temsilen Avrupa Parlamentosunda grubu bulunan bir siyasi oluşumun yönetiminde yer alıyor. Bu başarı, DEB Partisinin son üç Avrupa Parlamentosu seçiminde elde ettiği sonuçların ve Batı Trakya Türk Azınlığının partimize verdiği güçlü desteğin bir sonucudur. DEB Partisi, Batı Trakya Türklerine Avrupa Parlamentosunda temsil sözü vermişti. Bu sözün ilk adımını atmış bulunuyoruz.

Artık DEB Partisi, önümüzdeki üç yıl boyunca Avrupa Parlamentosunda, Avrupa siyaseti ve mevzuatının şekillenmesinde doğrudan söz sahibi olacaktır.

Tabii bundan sonra bunu somut hak kazanımları ile de taçlandırmayı umut ediyoruz. Yunanistan yıllardır azınlığı ulusal siyaset dışında bırakma eğiliminde. Bunu ilk olarak azınlığın milli kimliğini reddederek, azınlık haklarını çiğneyerek yaptığını görebiliyorsunuz. Siz varlığını tanımadığınız bir halkın sosyal, ekonomik hiçbir sorununa çözüm üretemezsiniz. Bu nedenle EFA yönetimine dahil olmamızla artık azınlık hakları alanında, sosyal ve ekonomik haklar alanında sorunlarımıza Avrupa Parlamentosunda çözüm arayacağız. Artık yalnız değiliz. Ümit ediyoruz ki Yunanistan, DEB Partisinin ülke siyasetinde artık güçlü bir aktör olduğunun farkına varır.

GÜNDEM: 27 Nisan’da yapılan seçimlerin ardından İskeçe Türk Birliğinde başkanlık görevini devraldınız. Yeni döneme ilişkin hedefleriniz nelerdir? Hayata geçirmek istediğiniz öncelikli çalışmalar nelerdir?

Kerem ABDURAHİMOĞLU: 27 Nisan’da yapılan genel kurulun ardındn yapılan görev dağılımıyla, benim için büyük bir onur olan İskeçe Türk Birliği başkanlığı görevine seçildim. Bu doğrultuda ben bizim neslimizi çok şanslı görüyorum. Çünkü geriye doğru baktığımızda bize çok net bir yol gösterici, bir rehber var. Mehmet Hilmi. Çok genç yaşta bir kültür evi ve gençlik yurdu kurarak bizlere örnek olmuş. Bu gençlik yurdu, azınlığa çok değerli aydınlar kazandırmış.

Ne yazık ki bu dernek 1983 yılında resmi olarak kapatılmış. Ama ben bu olayda da bir ders görüyorum: Bugün bu görevleri bizlere emanet eden mücadele insanları hala yanımızda ve 40 yıldır bu mücadele kesintisiz sürdürülüyor. Devlet, Batı Trakya Türklerinin kimliğiyle, kültürüyle inatlaşmış ama bu inatlaşmadan galip çıkamamış. Bakın ben bu derneğin tabelası söküldükten sonra doğmuş ilk başkanıyım. Bu bile başlı başına bir mesaj veriyor: Nesiller boyunca süren bir mücadele var ama biz vazgeçmiyoruz.

İşte ben azınlık gençlerinin de bu mücadeleyi bu bilinçle sahiplenmesini ve İskeçe Türk Birliği çatısı altında yer almasını istiyorum. Gençlerimizin lokalimize gelip düşüncelerini bizlerle paylaşmalarını arzuluyorum. Onlarla birlikte faaliyetler üretmeyi, projeler geliştirmeyi diliyorum.

Spor deyince, sanat deyince, yeni bir fikir deyince akla İskeçe Türk Birliğinin gelmesini temenni ediyorum. Kimliğimizim görünen yüzü, kültürümüzün günlük hayatın her alanında yaşayan bir unsuru haline gelmesini istiyorum. Çünkü bu kurum kültürel ve toplumsal ilerlemenin, yükselmenin bir yuvası olmalı.

GÜNDEM: İTB’nin hak arama mücadelesi devam ediyor. Yunanistan’ın AİHM kararlarını uygulamama konusundaki ısrarına karşı nasıl bir strateji izlemeyi planlıyorsunuz?

Kerem ABDURAHİMOĞLU: Daha önce de bahsettiğim gibi 1983 yılından bu yana, yani 42 yıldır devam eden bir mücadeleden söz ediyoruz. Bir kimlik mücadelesi. Bu aslında bütün süreci tanımlayan en isabetli cümle. Bu konuda AİHM’nin 17 yıl önce verdiği kararlar hâlâ uygulanmıyor. Maalesef Yunanistan, bizim kimliğimiz üzerinden uluslararası hukukla da inatlaşıyor. Bizler bugüne kadar demokratik yollardan, hukuki mücadeleden vazgeçmedik ve bunu bu şekilde sürdüreceğiz. AİHM nezdinde ve diğer uluslararası platformlarda bu hukuksuzluğun giderilmesini talep edeceğiz. Ancak ben İskeçe Türk Birliğinin “gayriresmi” veya “hukuk dışı” bir dernek olduğu söylemini kesinlikle kabul etmiyorum. Bu dernek, gayriresmi bir kurum değildir. Aksine, AİHM tarafından 17 yıl önce alınan kararla bu derneğin resmiyeti ve hukuka uygunluğu tescillenmiştir. Burada hukuk dışı olan Yunanistan’ın bu kararı uygulamıyor olmasıdır. Tüm Batı Trakya Türk halkının ve aynı zamanda ilerici, çağdaş Yunan hemşerilerimizin de İskeçe Türk Birliği davasına bu gerçekler çerçevesinde yaklaşmalarını temenni ediyorum.


Haberler


Sakız Adası’ndaki yangına müdahale devam ediyor

Drama’da orman yangını

DEB Partisi Avrupa sahnesinde güçleniyor: EFA başkan yardımcılıklarından biri Batı Trakya Türk Azınlığına

Avukat İlker Çavuşoğlu: “B. Trakya’da Adalet Arayışı”

Avukat Ahmet Kara: “Yunanistan topu taca atmayı bırakmalı”

Soğuksu sahilinde Portokaloglu ve Koçiras konseri

Sıcak hava dalgası geliyor

Celal Bayar Lisesinden çıkamıyorum…

Türk azınlığının eğitim mücadelesi bir hak ve bir gelecek meselesidir

Dünyevileşme Hastalığı

AİHM, İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneğinin başvurusunu kabul etti

Sakız Adası’nda yangın nedeniyle bazı köyler tahliye ediliyor