22-08-2025
Öfkeyle kalkan doğru mu söyler?
Gazetemizin KULİS köşesinde yayımlanan “Batı Trakya Türk Azınlığını bölme projesinde sırada ne var?” başlıklı köşe yazımıza bazı çevreler “sinir” olmuş. Öyle ki, kendilerini tutamayıp cevap verme telaşına girmişler.

Gazetemizin KULİS köşesinde yayımlanan “Batı Trakya Türk Azınlığını bölme projesinde sırada ne var?” başlıklı köşe yazımıza bazı çevreler “sinir” olmuş. Öyle ki, kendilerini tutamayıp cevap verme telaşına girmişler.
Bizim, Yunanistan hükümetinin Batı Trakya Türk Azınlığı üyesi Bektaşi – Alevi soydaşlarımıza ayrı bir özel hukuk tüzel kişiliği verilmesini Türk azınlığı “bölme ve parçalama projesi” olarak nitelememiz, ayrıca Panhenelik Pomak Derneğinin “Biz de Bektaşi – Aleviler gibi kültürel ve dilsel haklar istiyoruz” açıklamasına dikkat çekmemiz, belli ki bazılarının epey canını sıkmış.
Nitekim “İasmos – Nea kai Apopseis” (Yassıköy – Haber ve Görüşler) adlı facebook hesabı meseleyi kendine dert edinmiş ve cevabi satırlar döktürmüş.
Elbette herkesin sosyal medyada yazma, itiraz etme, hatta “sinir” yapma hakkı vardır. Ancak bu öfke dolu satırların satır aralarında, bizim günler önce dile getirdiğimiz kuşkulara adeta yanıt veren ipuçları da yok değil.
Bakın, söz konusu hesaptaki yazıda aynen şöyle deniyor:
“Yunanistan hükümetinin Alevi-Bektaşileri resmen tanıması, haklı ve akıllıca bir karar oldu. Ama hâlâ bazı Türk yanlısı çevreler bu işten şikayet edip dert yanmaya devam ediyor.
Yerel Türkçe basında da sürekli ‘Türk azınlığı bölme, parçalama planı’ diye yazıyorlar; hatta yakında Pomakların da tanınacağından endişe ediyorlar.
Hiç boşuna telaşlanmasınlar:
Evet, Pomakların farklı kimliğini de tanıyacağız. Trakya’daki Afrika kökenli Müslümanları da… Kısacası herkesi olduğu gibi tanıyacağız!
Çünkü yıllardır bütün Müslümanları ‘Türk’ diye aynı kefeye koyma çabası artık işlemiyor. Son dönemde O. Ferhat ve H. Zeybek üzerinden bu siyaseti yürütmeye çalışsalar da, bu oyun tutmadı ve çoğu insanı da bıktırdı.”
Görüldüğü üzere kızgınlıkla yazılmış bu satırlar, geleceğe dair planların ipuçlarını ele veriyor. Gerçekten de bu ifadeler, bizim “Acaba sırada kim var?” sorumuza verilecek en açık cevaplardan biri değil mi?
Zaman gösterecek…