Aydın Özcan, hukuk devletinde uluslararası hukuk kurallarına ve normlarına uyulmasının bir lüks değil zorunluluk olduğunu belirterek, Yunanistan'ın Batı Trakya Türk azınlığının haklarıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyması çağrısında bulundu.

"İZMİR'E BİR BARO KULE İNŞA EDİYORUZ"

İlk olarak geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen olağan genel kurula değinen Aydın Özcan, "Baro Başkanlığı için geçen dönemde 3 liste halinde yarışmıştık. Bu dönemde 5 liste yarışta yer aldı. Bizim listemizden iki ayrı liste daha çıktı. Buna rağmen listemiz iki yıl önce yapılan son genel kurula oranla aradaki farkı arttırarak seçimleri kazandı. Bu yeni dönem içerisinde hayata geçirmek istediğimiz yeni projelerimiz var. İzmir'e İzmir Barosu ve Türkiye Barolar Birliği ile birlikte yakın bir zamanda bir 'Baro Kule' inşa ediyoruz. Bu binayı en yakın zamanda İzmir Barosu'na kazandırmayı istiyoruz. Bu binanın içinde yaklaşık 750 kişilik konferans salonu olacak. Baronun ve avukat arkadaşlarımızın çalışmalarına yönelik başka mekanlar olacak. Bu projelerimizi ve daha önce yapmış olduğumuz çalışmaları meslektaşlarımız değerlendirdi ve bize olan güvenlerini tazeledi. Tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum." diye konuştu.

"BİZLER İZMİR BAROSU'NA İZMİR DURUŞUNU GETİRDİK"

"Bizler İzmir Barosu'na İzmir duruşunu getirdik" diyen Baro Başkanı Aydın Özcan sözlerine şöyle devam etti: "Atatürkçü, cumhuriyet değerlerine sahip, ülkenin üniter devlet yapısına sahip çıkan, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ve yargı bağımsızlığından, basın özgürlüğünden, temel hak ve özgürlüklerden yana olmayı hedefledik. Özlellikle de sivil toplum örgütleriyle baroyu tekrar kucaklaştırdık. Bütün bu yapmış olduğumuz çalışmaları meslektaşlarımız gördüler ve teveccüh gösterdiler. Bu baro seçimlerinde 5 liste olmasına rağmen bizler 650 oy farkıyla seçimleri kazanmayı başardık. Öyle tahmin ediyorum ki, içimizden iki ayrı farklı grup çıkmasaydı, bizler farkı 1.500 civarında bile yapabilirdik. Seçimlerin sonuçlarına bakacak olursak bizler doğru yoldayız. Böylece meslektaşlarla iyi bir diyalog süreci içerisinde iki yıl boyunca çalışacağız. İzmir Barosu'nu uluslararası bir baro yapacağız. Bu yönde bir iddiamız var. Bunun yanında meslektaşlarımızı da uluslararası düzeyde avukat yapmak istiyoruz. Çünkü yaşadığımız İzmir şehri, Türkiye'nin üçüncü büyük şehri ve çok değerli bir liman kentidir. Dolayısıyla burada bir çok uluslararası anlaşmalara imzalar atılıyor. Ama buradaki pastayı İstanbul'dan gelen avukatlar yiyor. İzmir'deki avukatların İzmir'deki davaları takip etmesi anlamında ve meslektaşlarımızı uluslararası davalar konusunda geliştereceğiz. Özellikle genç meslektaşlarımızın çoğu birer yabancı dil biliyorlar. Onları birer uluslararası avukat yapma konusunda çalışmalarda bulunacağız. Örnek verecek olursak, İspanya'dan bir üniversite ile uluslararası akreditasyonlu ve bütün dünyada geçerli olan bir mesleki çalışmamız oldu. Bundan sonraki dönemde de buna benzer çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Allah utandırmasın diyoruz."

"BATI TRAKYA CAMİASI HEP YANIMIZDA OLDU"

İki yıllık baro başkanlığı döneminde Batı Trakya camiasından ve diğer Balkan ülkelerinden gelerek İzmir ve çevresine yerleşen Balkan Türklerinden büyük destek gördüğünü anlatan Aydın Özcan, "Balkan kökenli soydaşlarımıza ve tabii ki memleketim olan Batı Trakya camiasına çok teşekkür ediyorum. Her zaman yanımızda oldular. Biz de her zaman onların yanlarında olacağız." diye konuştu.

"YUNANİSTAN'I AİHM KARARLARINA UYMASI KONUSUNDA GÖREVE DAVET EDİYORUZ"

GÜNDEM'in, "Batı Trakya Türkleri uluslararası antlaşmalardan doğan hakları için bir demokrasi ve hukuk mücadelesi veriliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin İskeçe Türk Birliği ve diğer derneklerle ilgili olarak, daha önceleri de müftülerle ilgili vermiş olduğu kararlar var. Bu kararlar uygulanmıyor. Bu konularda baro başkanı olarak düşünceleriniz nedir?" sorusuna Aydın Özcan şu cevabı verdi: "Bizler İzmir Barosu olarak bu konularda hukukun üstünlüğüne, demokrasiye ve insan haklarına büyük önem veriyoruz. Sadece Yunanistan için değil, Türkiye için de, tüm dünya ülkeleri için de aynı şeyi söylüyoruz. Hukuk devleti, uluslararası hukuka ve tabii ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uyacak ve uygulayacak. Hukuk devletleri taraf oldukları uluslararası antlaşmalara ve uluslararası hukuka uygun davranmak zorundadırlar. Türkiye'nin de AİHM kararlarını uygulamaları yönünde gerekli beyanlarda bulunuyoruz. Yunanistan'ın da AİHM'nin vermiş olduğu kararları, tanıyarak uygulamasını istiyoruz. Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlığın haklarının iade edilmesi gerekiyor. Bu konudaki görüşümüz nettir. Bir hukuk kurumu olarak her zaman için hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, demokrasiyi, hukuk devletini savunuyoruz. Amacımız evrensel hukukun uygulanmasıdır. Bu anlamda da üzerimize düşen her türlü çalışmayı yaptığımızı ifade etmek isterim. Bizler İzmir Barosu olarak uluslararası hukukun içinde yer alan konularla ilgilenmeye ve gerekli çalışmalar içinde olmaya devam edeceğiz. Yunanistan'ı da AİHM başta olmak üzere, uluslararası mahkeme kararlarına uyması konusunda bir an önce göreve davet ediyoruz."