Anasayfa

14-09-2025
Manolis Kostidis’in satırlarından Batı Trakya’ya uzanan ‘NEDEN?’ sorusu
Gazeteci Manolis Kostidis, Batı Trakya Türk Azınlığı arasında oldukça tanınan bir isim. İstanbul Rumu olan Kostidis’i, her sabah SKAI televizyonuna bağlanarak Türk–Yunan ilişkilerini ve Türkiye gündemini aktarmasından biliyoruz. Kostidis, öte yandan üyesi olduğu İstanbul Rum Azınlığının varlığı, gelişmesi ve her anlamda güçlenmesi için mücadele ediyor.
14 Eylül 2025 Pazar

Gazeteci Manolis Kostidis, Batı Trakya Türk Azınlığı arasında oldukça tanınan bir isim. İstanbul Rumu olan Kostidis’i, her sabah SKAI televizyonuna bağlanarak Türk–Yunan ilişkilerini ve Türkiye gündemini aktarmasından biliyoruz. Kostidis, öte yandan üyesi olduğu İstanbul Rum Azınlığının varlığı, gelişmesi ve her anlamda güçlenmesi için mücadele ediyor.

Kostidis, SKAI televizyonunun yanı sıra Yunanistan’ın en önemli gazetelerinden Kathimeri’nin de Türkiye muhabiri. Kostidis’in Kathimerini’de dün (13 Eylül 2025) yayımlanan yazısı hem güncel, hem önemli mesajlar içeriyor; ayrıca İstanbul Rumlarının yanı sıra Batı Trakya Türklerini de yakından ilgilendiriyor.

Yazının başlığı “Soydaş eğitim kurumlarının modernleştirilmesi için atılan adımlar.” Yazı, Türk makamlarına teşekkür edilen, olumlu ve umut verici bir tablo çiziyor. Yazının son bölümde ise Kostidis, İskeçe’nin Mizanlı (Palios Zigos) köyünde açılmayan azınlık ilkokuluna değinerek şu yorumu yapıyor:

“Son olarak şunu söylemeliyim ki; İstanbul’un bir azınlık mensubu olarak, Batı Trakya’da, İskeçe’nin Mizanlı (Palios Zigos) köyünde azınlık okulunun yeterli öğrenci sayısını sağlamasına rağmen açılmadığını okuduğumda üzüldüm. Belki bazı bürokratik nedenler vardır ama bunlar aşılabilir. Azınlık okullarının kendine özgü koşulları olduğunu unutmamak gerekir ve bu durumlara olumlu bir yaklaşım sergilenmesi faydalı olacaktır.”
En altta Kostidis’in yazısının Türkçe tercümesini okuyabilirsiniz. Ancak biz yazıyı analiz ederek, İstanbul Rum Azınlığının eğitim hayatı açısından ortaya çıkan ana başlıkları şöyle özetleyebiliriz:

1. Türk hükümetinin olumlu yaklaşımı
- İstanbul Rum Azınlığının eğitimiyle ilgili konularda Türk hükümeti sorun çıkarmıyor, aksine destek oluyor.
- Okul yönetimleri ve Yunan makamlarıyla büyük ölçüde iş birliği yapıyor.


2. Öğrenci sayısında artış ve istikrar
- İstanbul’daki Rum azınlık okullarının tüm kademelerinde yaklaşık 300 öğrenci bulunuyor; bu sayının korunması ve artırılması mümkün.

- Zappion Anaokulunda öğrenci sayısı son yıllarda artıyor, bu yıl 34 çocuğa ulaşması bekleniyor.

- Zappion İlkokulunda 65 öğrenci olacak.

- Gökçeada’da, eskiden hiç okul yokken, artık anaokulunda 4 çocuk var ve diğer kademelerde de öğrenci sayısı artıyor.

- İstanbul’daki yaratıcı atölyede (kreş) 23 çocuğun kaydı bekleniyor; Kadıköy’deki benzer atölyeye 5 çocuk kayıt yaptırmış.


3. Okul binalarının onarımı ve modernizasyonu
- Zografion Lisesi binasının restorasyonu ve depreme dayanıklılık çalışmaları yapılıyor.

- Türk makamları bu projenin hızlı tamamlanabilmesi için kolaylık sağladı.

- Geleceğe dönük modernizasyon planları mevcut.


4. Ek eğitim desteği
- PeopleCert şirketi ve SİRKİ iş birliğiyle “İstanbul’da Eğitimin Güçlendirilmesi” programı başlatıldı.

- İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ücretsiz İngilizce kursları verilecek.

5. Rum Anaokulları
- Kostidis’in yazdıklarından anlıyoruz ki Rum ilkokulları ve liseleri gibi, Rum anaokulları var. Hatta bu anaokullarındaki öğrenci sayısı son yıllarda artıyor. Halbuki Batı Trakya’da azınlık okulları modelinde “Azınlık Anaokulları” yok. Bu konudaki tüm taleplere de “ret” cevabı verildi. Peki neden İstanbul’da, Gökçeada’da azınlık anaokulları varken, Batı Trakya’da yok?

Kostidis’in yazısını okuduğunuzda, İstanbul Rum Azınlığının eğitim hayatıyla ilgili dört ana başlık öne çıkıyor.
- Türk makamlarının aktif desteği ve yardımı.
- Eğitim kadrosunun düzenli işleyişi.
- Rum azınlık okullarındaki öğrenci sayısında görülen artış.
- Okul binalarının onarımı, yenilenmesi ve güçlendirilmesi. Bu konuda Türk makamlarının resmi işlemler anlamında yardımcı olması.

BİR TARAFTA “UMUT” DİĞER TARAFTA “UMUTSUZLUK”
Manolis Kostidis’in kaleminden aktarılan İstanbul Rum Azınlığı’nın eğitim hayatına dair gelişmeleri okurken umut dolu bir tabloyla karşılaşıyoruz. Geçmişte Türk-Yunan ilişkilerindeki gerginliklerin olumsuz etkilerini bizzat yaşamış bir cemaatin bugün eğitim alanında yeniden canlanma sürecine girmesi dikkat çekici. Öğrenci sayısındaki artış, okul binalarının onarımı, yeni kreş ve anaokullarının açılması, öğretmenlerin zamanında göreve başlaması ve en önemlisi de (Kostidis’in dediği gibi) Türk makamlarının bu sürece verdiği destek, Rum Azınlığı için geleceğe dair pozitif bir atmosfer oluşturuyor.

Özellikle Zografion Lisesinin restorasyonu, Zappion’daki öğrenci artışı ve PeopleCert’in İngilizce kursları gibi somut adımlar, eğitim kalitesini artırma yönünde atılan güçlü hamleler olarak öne çıkıyor. Gökçeada’da birkaç yıl öncesine kadar hiç okul yokken, Türk devletinin 3 öğrenci için okul açtığı ve bugün bu öğrenci sayısının ciddi oranda arttığı bir gerçek.

3 – 4 bin kişilik olduğu söylenen bir topluluğun okullarında 300 öğrencinin olması, yani nüfusun yüzde 10’unun Rum okullarında eğitim görüyor olması, “120 bin kişilik Batı Trakya Türk Azınlığının okullarında neden 12 bin öğrenci yok?” sorusunu akla getiriyor.

Yine Kostidis’in aktardıklarından anlaşıldığı üzere, İstanbul Rum Azınlığı bugün için “eğitim yoluyla yeniden var olma” umudunu taşıyor.

Batı Trakya Türk Azınlığının eğitim hayatına baktığımızda ise ne yazık ki aynı tabloyu göremiyoruz. Yunanistan devleti, Batı Trakya’daki Türk Azınlık okullarının gelişimine yönelik talepleri uzun yıllardır reddediyor. Maddeler halinde özetleyelim:

- Türkçe ve Yunanca eğitim verecek azınlık anaokullarının açılması, Lozan Antlaşması’nın ruhuna uygun olmasına rağmen kabul edilmiyor.
- Lozan Antlaşması ve azınlık okullarının statüsü görmezden gelinerek, öğrenci sayısı 9’un altına düşen azınlık ilkokulları kapatılıyor. (Gökçeada’da ise 3 öğrenci için okul açılıyor)
- Öğrenci sayısı yeniden artsa bile bu okullar açılmıyor. (Mizanlı, Musaköy ve Hasanlar köyleri örneğinde olduğu gibi)
- Yunan devleti, Yunanca müfredatı desteklemek için milyonlarca euro bütçeli özel projeler hazırlarken, Türkçe eğitimin kalitesini artırmaya yönelik her talebi sistemli biçimde reddediyor.
- Türkçe öğretmenlerinin hizmet içi eğitim taleplerine yıllardır reddediliyor.
- Batı Trakya Türk Azınlığı okullarının yöneticileri olan Encümen Heyetlerinin yetkileri giderek sınırlandırılıyor. Son dönemde, bu heyetlerin okullara girişine dahi ciddi kısıtlamalar getiriliyor.
- Azınlık üyesi öğrencilerin, azınlık okullarını değil de, devlet okullarını tercih etmesi için adeta “devlet destekli bir mekanizma” oluşturuldu. Bazı çevreler azınlık öğrencilerini devlet okullarına yönlendirme işini kendine “misyon” edinmiş durumda.
- Sadece pedagojik sorunlardan değil, aynı zamanda idari baskılardan da söz etmek mümkün.

Sonuçta ortaya çıkan tablo şu: İstanbul’daki Rum Azınlığı eğitim alanında geleceğe dair umut taşırken, Batı Trakya Türk Azınlığı eğitimde derin bir çıkmaz içinde. Bir yanda destek, iş birliği ve olumlu atmosfer; diğer yanda reddedilen dilekçeler, kapatılan okullar, son yıllarda “yasaları uyguluyoruz” kılıfı altında artırılan idari baskı ve karşılıksız bırakılan talepler. Bu iki örnek yan yana geldiğinde akıllarda tek bir büyük soru beliriyor: “NEDEN?”
Neden bir tarafta azınlıkların eğitim yoluyla güçlenmesi için elverişli bir iklim sağlanırken, diğer tarafta benzer talepler sürekli engelleniyor? Neden bir tarafta devlet makamları kolaylaştırıcı rol üstlenirken, diğer tarafta sürekli kısıtlayıcı bir yaklaşım benimseniyor?

Bu sorular, yalnızca Batı Trakya Türk Azınlığının değil, aynı zamanda iki ülke ilişkilerinin geleceği açısından da yanıtlanması gereken sorular. Çünkü azınlıkların eğitimi, yalnızca bir topluluğun varlığını sürdürmesiyle değil, aynı zamanda iki halkın karşılıklı güven ve dostluk içinde yaşayabilmesiyle de doğrudan bağlantılıdır.


MANOLİS KOSTİDİS’İN KATHİMERİNİ’DEKİ YAZISI
Gazeteci Manolis Kostidis’in 13 Eylül 2025 tarihli Kathimerini gazetesinde yayınlanan yazısının Türkçe tercümesi şöyle:

“Ben (Manolis Kostidis), geçmişte Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan sorunların her iki ülkedeki azınlıklar üzerinde yarattığı olumsuz sonuçlar sebebiyle, cemaatimizin küçülmesini bizzat yaşamış olan yurtdışındaki Rumlardan biriyim.
Buna rağmen, İstanbul’daki cemaatimizin demografik sorununa karşın, koşulların geçmişe göre daha elverişli olduğunu ve atmosferin değişebileceğini düşünenlerdenim.

İki ülke arasındaki siyasi iklim iyidir, Türk hükümeti yardımcı oluyor ve eğitimle ilgili konularda sorun çıkarmıyor. Yunan hükümeti de hem Yunan Başkonsolosluğu aracılığıyla hem de doğrudan meseleyi kavramış durumda ve cemaatimizi ilgilendiren konularla günlük olarak ilgileniyor.

Beni şaşırtan güzel bir gelişme de, görevlendirilen kontenjan öğretmenlerin okul yılı başlamadan önce İstanbul ve Gökçeada’ya ulaşmış olmalarıydı. Öğrencilik yıllarımda, Zografion Lisesi’nde okurken, bu öğretmenler kasım ayında, hatta bazen Noel’e birkaç hafta kala İstanbul’a gelirlerdi; bu da ders saati kayıplarına yol açardı. Bugün bütün kademelerde yaklaşık 300 öğrencimiz var ve bu sayı korunabilir, hatta artırılabilir. Azınlık okullarından birçok mezun Türkiye ve Yunanistan’daki iyi üniversitelerde eğitim görüyor; bu da okullarımızdaki eğitimin kalitesini kanıtlıyor.
Sevindirici bir başka haber de, son yıllarda Zappion anaokulunda öğrenci sayısının artması ve bu yıl 34 çocuğa ulaşmasının beklenmesi. İlkokulda 65 öğrenci olacak. Gökçeada’da ise, eskiden hiç okul yokken, şimdi anaokulunda dört çocuk bulunuyor ve diğer kademelerdeki öğrenci sayısı da artıyor. İstanbul’daki cemaat için açılmış olan yaratıcı atölye (kreş) 2–4 yaş arası çocuklara hizmet veriyor ve bu yıl 23 çocuğun kaydolması bekleniyor. Buradaki birçok çocuk Yunanca ile ilk kez temas ediyor. Kadıköy’deki benzer bir atölyeye de beş çocuk kayıt yaptırdı. Demek ki yeni bir nesil geliyor.

Okul binalarının modernizasyonu için de adımlar atılıyor. Birkaç hafta içinde, Zografion Lisesi binasının restorasyon ve depreme dayanıklılık güçlendirme çalışmaları, Yunan Bankalar Birliği üyesi bankaların ve Sayın Martinos’un maddi desteğiyle tamamlanacak. Bununla birlikte, binanın geleceğin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için modernizasyon planları da yapılmakta. Türk makamlarının bu projenin hızlı tamamlanabilmesi için her türlü kolaylığı sağlamış olduklarını göz ardı edemeyiz.

Ayrıca PeopleCert şirketi, SİRKİ’nin desteğiyle “İstanbul’da Eğitimin Güçlendirilmesi” programını başlattı. Bu program kapsamında ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine ücretsiz İngilizce kursları verilecek.

Umut verici bir başka mesaj da, Türk makamlarının büyük ölçüde okulların idareleri ve Yunan yetkililerle işbirliği yapmalarıdır. Ancak temel sorun, İstanbul’a yerleşmek isteyen Yunan vatandaşlarına oturma izni verilmesinde yaşanan gecikmeler ya da retlerdir. Bu konu özel bir ilgi ve özen gerektiriyor.

Son olarak; İstanbul’un bir azınlık mensubu olarak, Batı Trakya’da, İskeçe’nin Mizanlı (Palio Zigos) köyünde azınlık okulunun yeterli öğrenci sayısını sağlamasına rağmen açılmadığını okuduğumda üzülüyorum. Belki bazı bürokratik nedenler vardır ama bunlar aşılabilir. Azınlık okullarının kendine özgü koşulları olduğunu unutmamak gerekir ve bu durumlara olumlu bir yaklaşım sergilenmesi faydalı olacaktır.”


Haberler


Manolis Kostidis’in satırlarından Batı Trakya’ya uzanan ‘NEDEN?’ sorusu

Rodop ili temsilcileri ile Başbakanlık Ofisi arasında toplantı

Koyunköy yakınlarındaki yangın korkuttu

Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda kupa yarın sahibini bulacak

Yeni trafik kanunu yürürlüğe girdi

Bu yıl ısınma amaçlı mazotun daha ucuz olması bekleniyor

Türkiye finalde!

Altın Şafak lideri Mihaloliakos için tahliye kararı

BTTADK’nın yeni eğitim yılı mesajında hak vurgusu

Yassıköy Belediyesinden Gastronomi Festivali ve Yöresel Tatlı Yarışması

Salih Murat, Kuzey Makedonya’da ’Yılın En İyi Milletvekili’ seçildi

Hüseyin Zeybek Meclis OPEKEPE komisyonunda yer aldı