İskeçe bağımsız milletvekili Burhan Baran, mecliste bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, hükümetin açıklamaları ile halkın günlük yaşamı arasındaki farkın giderek büyüdüğünü vurguladı.

Konuşmasına, “İyi devlet, zengin ve fakir yaratan değil, herkes için eşitlik ve adaleti sağlayan devlettir” sözleriyle başlayan Baran, bütçe oylamasının yalnızca rakamları onaylamak olmadığını, ülkenin geleceğini belirlemek anlamına geldiğini ifade etti. Baran, “Harcayacağımız her Euro ya Yunanistan’ı yeni teknolojik çağa hazırlar ya da bizi yine hazırlıksız bırakır.” dedi.

İskeçe milletvekili olarak konuştuğunu özellikle vurgulayan Baran, binlerce ailenin küçük ölçekli tarım, köylerdeki küçük ve orta ölçekli işletmeler ve gençlerin hayalleri üzerinden geçimini sağladığı bir bölgeyi temsil ettiğini belirtti. Yeni teknolojilerin bölgesel kalkınmaya nasıl entegre edileceğinin ciddi biçimde ele alınması gerektiğini söyleyen Baran, yapay zeka ve robotik teknolojilerin artık soyut kavramlar olmaktan çıktığını, ekonomiyi, istihdamı ve günlük yaşamı doğrudan dönüştürdüğünü ifade etti.

OECD verilerine atıfta bulunan Baran, üye ülkelerdeki işlerin yaklaşık yüzde 28’inin otomasyon riski taşıdığını, üretken yapay zekanın ise yaratıcı, idari ve analitik görevleri yeniden şekillendirdiğini söyledi. Bu dönüşümün, ulusal düzeyde somut ve uygulamaya dayalı bir hazırlık gerektirdiğini kaydetti.

Teknolojik dönüşümün ülke genelinde eşit ilerlemediğine dikkat çeken Baran, İskeçe ve Trakya’da sanayi bölgelerinin gerilediğini, gençlerin iş imkanları nedeniyle bölgeyi terk ettiğini ve küçük işletmelerin yüksek enerji maliyetleri ile sınırlı finansman yüzünden ayakta kalmakta zorlandığını dile getirdi. Koyun çiçeği salgınına da değinen Baran, bunun yalnızca veterinerlik sorunu değil, “bölge yaşamını sarsan bir felaket” olduğunu belirterek devletin müdahalesini yavaş ve yetersiz bulduğunu söyledi.

Baran konuşmsında, “Tüm bunlar olurken, hayat pahalılığı orta sınıfı, küçük esnafı, çiftçiyi ve emekliyi vurmaya devam etmektedir. Ülkenin her köşesinde ve elbette Trakya’da, pahalılık bir rapor göstergesi değildir. Maaşın yetip yetmeyeceği korkusudur, "fatura mı yakıt mı" ikilemidir, küçük işletmeleri hayatta kalma ile kapanma arasında bırakan üretim maliyetidir. Bu, sayın milletvekilleri, siyasal terk ediliştir.” ifadelerini kullandı.

Baran, 2026 bütçesinin fiyat artışlarını kontrol altına alma, hane gelirlerini destekleme, KOBİ’leri güçlendirme, bölgeleri modernize etme ve birincil sektörü destekleme konusunda yeterli yanıt sunmadığını belirterek, “Rakamları gösteriyor ama insanları görmüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Teknolojik gelişmelerin birincil sektörde önemli fırsatlar yarattığını kabul eden Baran, hassas tarım, drone kullanımı, veri yönetimi ve akıllı ekipmanlar sayesinde yeni meslek alanlarının ortaya çıktığını söyledi. Ancak birçok küçük üreticinin hâlâ temel sensörler, yönetim yazılımları ve geniş bant erişimi gibi araçlara ulaşamadığını vurguladı.

Hassas tarım uygulamalarının su tüketimini yüzde 20–30 oranında azaltabileceğini, verimi artırıp maliyetleri düşürebileceğini belirten Baran, tarımda dijital dönüşüm için ayrılan 180 milyon euroluk fonun küçük ve orta ölçekli üreticilere zamanında ve etkin biçimde ulaştırılması gerektiğini ifade etti.

Tarımın yanı sıra turizm, ticaret, ulaşım ve kamu yönetimi alanlarında da kapsamlı ve adil bir ulusal stratejiye ihtiyaç olduğunu dile getiren Baran, akademik bölümlerin ve beceri temelli programların, gençleri modern yetkinliklerle donatmadığı sürece değer kaybedeceğini söyledi.

“45 yaş üstü işçileri, küçük çiftçileri ve bölgesel KOBİ’leri geride bırakan hiçbir geçiş adil sayılmaz” diyen Baran, geçiş dönemi gelir desteği, ulusal yeniden eğitim çerçevesi, okullar, belediyeler ve işletmeler için siber güvenlik, dijital rehberlik ve sadeleştirilmiş süreçler gerektiğini ifade ederek, “Ülkemizin ikinci bir kayıp nesil yaşama lüksü yoktur.” dedi.

Konuşmasının sonunda hükümete somut sorular yönelten Baran, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi’nin bölgelerde nasıl uygulanacağı, yenilenebilir enerji avantajlarının nasıl değerlendirileceği, Trakya’daki geniş bant altyapı açığının nasıl kapatılacağı ve Avrupa fonlarının nihai hak sahiplerine nasıl ulaştırılacağı konularında net yanıtlar istedi. Baran, gençlerin Trakya’dan ikinci bir göç dalgasıyla ayrılmasını neyin engelleyeceğinin de açıklanması gerektiğini vurguladı.