Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Necmettin Hüseyin tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:

"Lozan Antlaşması ile kendisine teslim edilen Batı Trakya Türk Azınlığının, Lozan Antlaşmasının 36 - 45. Maddelerinden doğan hakları bir yana, Yunan vatandaşı olarak bile sıradan vatandaşlık ve insan haklarını dahi kullandırtmayan bir Yunan Devlet politikası ile karşı karşıyayız.

Çünkü yukarıda da değindiğim gibi kendisine teslim edilmiş bir toplumun en köklü kuruluşlarından olan İskeçe Türk Birliğinin yöneticileri aleni şekilde kamuoyu önünde teşhir edilip üstü kapalı tehdit edilirken adli ve kolluk görevlilerinin bunu görmezden gelmesi bile suça teşvik ve suçluyu görmezden gelme çabasıdır.

Bunun yanında yaklaşık 10 yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin aldığı kararı bugüne kadar uygulamayan, şimdi de AİHM Kararlarının uygulamasının önünü açmak için kanuni düzenleme yaparken geriye çekilen, sonrasında da dün kabul edildiği şekli ile dağ fare doğurdu misali kanun teklifinin içine "milli güvenlik", "kamu güvenliği" ve "üçüncü şahısların özgürlüğü" düzenlemelerini getirerek azınlıklar için uygulanmasının önünü kapatmak ne demokrasi, ne insan hakları, nede vicdana sığar.

Dün Yunan Parlamentosunda gerçekleştirilen oylama öncesi kapalı kapılar ardında İskeçe Türk Birliği konusunda uygulamanın önünün kapatılacağı yönünde verilen sözler karşısında tüm partilerin birleşmesi ile dikte edilmeye çalışılan kanun teklifine "HAYIR" oyu veren dört azınlık mensubu milletvekilimizi de bu dik duruşlarından dolayı Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği camiası olarak tebrik ederiz.

Yunan devlet makamlarında da dün kabul edilen kanun değişikliği ile "milli güvenlik", "kamu güvenliği" ve "üçüncü şahısların özgürlüğü" iddiası ile toplumu Yunan Devletine tehdit vehmini içerecek şekilde uygulamaya almamalarını, İskeçe Türk Birliği kararını çekincesiz ve şartsız uygulamalarını talep ediyoruz. Bu güzide kuruluşumuzun yöneticilerini de hedef tahtası haline getiren "Yüksek Düzeyli Devriye Grubu" üyelerini ve yaklaşık 2 yıl önce merhum liderimiz Dr. Sadık Ahmet'in kaza yaptığı aracı çalan ve çeşitli vesilelerle sözde toplum bekçileri olan "Trakya'nın Bekçileri" mensuplarını da acilen deşifre ederek adalete teslim etmelerini beklediğimizi, Yunan vatandaşı Batı Trakya Türkleri Azınlık mensuplarına teh dit unsuru gibi davranışı reva gören bu uygulamayı da kınadığımızı belirtiriz" dedi.