25-06-2015
Rodop Evros İlleri SÖPA Derneği üyelerinden farklı görüş
Rodop - Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği üyesi bir grup, yayınladığı açıklamayla derneğin mevcut yönetimini eleştirdi.
Açıklamayı Farklı görüşteki dernek üyeleri adına; Salih Ahmet, Hakkı Hacı, Mehmet Süleyman Çolak, Hasan Hasan, Hüseyin Şakir Hüseyin, Ali Haseki ve Ahmet Çavuşoğlu imlazadı.
Dernek yönetiminin azınlık eğitimiyle ilgili son yasa değişikliğini kabullenmesinin yanlış olduğunu ifade eden dernek üyeleri, şimdiki yönetim kurulunun yanısıra eski dernek başkanı Mehmet Derdimanı da eleştirdi. "Rodop - Evros İlleri SÖPA Derneği Üyelerinden Farklı Görüş" başlığıyla yayınlanan açıklamada, İskeçe İli SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği'nin azınlığın tepkisini çeken yasa değişikliğine karşı verdiği mücadeleyi destekledikleri belirtilerek, "Burada, derneğin önemli bir bölümünü temsil eden bizler, dernek yönetiminin bu tutumunu kınadığımızı, kesinlikle böyle bir zihniyetin bizi temsil etmediğini; bunun yanında, kardeş kuruluşumuz olan İskeçe SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği yönetim kurulunun eğitimle ilgili taleplerini onaylıyor, onların bu haklı mücadelelerini desteklediğimizi ve yanlarında olduğumuzu belirtmek isteriz." denildi.
Dernek üyesi grup tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:
"Toplumların gelişiminde eğitimin rolü büyüktür. Medeniyetlere en parlak zamanlarını yaşatan ya da tarih sahnesinden silen belirleyici unsur, büyük ölçüde eğitim olmuştur. Bir toplum kalkınmak ve kendini geliştirmek istiyorsa, her şeyden önce bireylerine kaliteli ve sağlıklı bir eğitim vermek mecburiyetindedir.
Azınlık insanı da bunun farkına varmış olacak ki, yıllardan beri sağlıklı ve kaliteli bir eğitim alabilme adına, eğitim konusu, azınlık toplumu içinde hep tartışılmış, konuşulmuş, hiç gündemden düşmemiştir. "Eğitim sorunu" her platformda dile getirilmiş ve "azınlık eğitimi" ile ilgili talepler yeri geldikçe kurum ve kuruluşlar aracılığıyla ülke idarecilerine iletilmiştir. Bütün bunlar yapılırken, olası bazı oyunların önüne geçmek için, birlikte hareket etme ilkesi benimsenmiş, kurum ve kuruluşlar birbirlerine danışarak hareket etmişlerdir. Çünkü azınlık için en önemli sorunlardan biri olan eğitim konusu, herhangi bir kuruluşun tek başına çözebileceği basit bir mesele değildir.
Ancak son zamanlarda bu ilke, özellikle son eğitim yasası hazırlanırken ve ondan sonraki süreçte, bizim de mensubu olduğumuz Rodop-Evros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği' nin bir önceki ve şimdiki yönetimleri tarafından defalarca çiğnenmiştir. Bir önceki dernek başkanı Mehmet Derdiman, yasanın hazırlık aşamasında bizzat yer almış olup; bırakın azınlığa danışmayı, kendi derneğine bile danışma gereğini hissetmemiştir. Yasadaki bazı maddelerin, öğretmenleri doğrudan ilgilendirdiği ve onların sendikal haklarına dokunduğu için, en azından özel bir oturumla genel kurulun onayı alınabilirdi. Bu da yapılmadı, çünkü yapılsa, içerik deşifre olacak ve belki de tasarı amacına ulaşamayacaktı.
Sonuçta yine bir oldu bittiyle karşı karşıya getirilen azınlık insanı oldu ve bütün tepkilere rağmen, meclise getirilen tasarı, hükûmetin ve bazı partilerin onayıyla meclisten geçti ve yasalaştı. O zamanın ana muhalefeti olan şimdiki iktidar, bu yasaya onay vermemiş ve azınlık insanını biraz olsun umutlandırmıştı. Çünkü iktidar olursa, doğal olarak karşı geldiği bir yasayı en azından tekrar gözden geçirecekti. Ancak azınlığın da büyük desteğini alarak iş başına gelen yeni hükûmet, daha önce karşı çıktığı bu yasayı azınlıkla görüşerek değiştirmek yerine, harfiyyen uygulamayı tercih etmiştir. (En azından şimdiye kadar.)
Öte yandan şimdiki Rodop-έ•vros İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği yeni yönetimi de Mehmet Derdiman' ı aratmayacak şekilde, "eski hamam eski tas" yoluna devam ediyor, yasanın mükemmelliğinden midir, yoksa birilerinin çıkarları zedelemesin diye midir bilinmez, yasanın tekrar görüşülmesinden adeta korkuyor, azınlığın, azınlık basınının ve İskeçe SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği' nin tepkilerine rağmen, mevcut yasanın arkasında olduğunu her fırsatta dile getiriyor.
Burada, derneğin önemli bir bölümünü temsil eden bizler, dernek yönetiminin bu tutumunu kınadığımızı, kesinlikle böyle bir zihniyetin bizi temsil etmediğini; bunun yanında, kardeş kuruluşumuz olan İskeçe SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği yönetim kurulunun eğitimle ilgili taleplerini onaylıyor, onların bu haklı mücadelelerini desteklediğimizi ve yanlarında olduğumuzu belirtmek isteriz.
Eğitim yasasının tekrar enine boyuna görüşülmesi gerektiğine inanmaktayız. Çünkü azınlığa ve azınlık eğitimcilerine rağmen azınlık için hazırlanmış bir yasada iyi niyet aranamaz. Yasanın bir takım artılarının olması kimseyi aldatmasın. Ayrıca tekrar görüşülmesi bu artıları götürecek anlamına gelmez. Tam aksine azınlıkla diyalog yolu açılması durumunda başka artılar getirir. Bundan kimsenin korkmasına ve kaçmasına gerek yoktur.
Eğitim yasasında olumsuz veya eksik bulduğumuz noktalar şunlardır:
1. Türkçe müfredatı için azınlık mensubu danışman ataması, usülüne uygun bir şekilde yapıldığında olumlu ve yararlı olacağına inandığımız bir gelişmedir. Ancak ilk atamada gördüğümüz antidemokratik uygulamalar bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Diğer benzeri kurumlarda bu atamaların ne şekilde yapıldığı malumumuzdur. Adil kriterlere göre atamaların burada da uygulanmasını beklemek hakkımızdı. Fakat ne gariptir ki; bu cuntavari atama şekline ilk karşı çıkması gerekenlerden biri olan o zamanın dernek başkanı, buna karşı çıkmak yerine, bir sendikacıya yakışmayacak şekilde kendisi danışmanlık görevini üstlenenlerden biri olmuştur. Hatırlanacağı üzere bir diğer meslektaş ta İskeçe iline danışman olarak atanmıştır.
2. Ülkemiz pedagoji akademilerinde öğrenim görmüş azılık mensubu yunan dili öğretmenlerine azınlık okullarında görev yapma yasağı getirilmesi antidemokratik ve insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Bu arkadaşların ne zararı görüldü ki yıllardan beri bu okullarda görev yaptıkları halde, birden uzaklaştırılmalarına karar verildi? Yetmişli yıllardan kalma bir yasaya atıfta bulunularak bunun yapılacak olması kimseyi haklı çıkaramaz. Ayrıca derneğimizin de haddi olmayarak bu konuya müdahil olmuş olmasını ve devletin bu kararını desteklemesini doğru bulmuyoruz. Buna katılmamız mümkün değildir. Tam aksine bu meslektaşlarımızın türkçe ve yunanca dillerine hakim olmaları sebebiyle, azınlık eğitimine katkı sağladıklarına inanmaktayız.
3. Yunanistan' da pedagoji bölümlerini bitirenlerin azınlık eğitimi türkçe bölümünde görev yapabilmelerinin önünü açan maddeyi eksik ve yetersiz buluyoruz. (Didaslaliyo) adlı bölümde alınacak eğitimin süre ve niteliği belirsizliğini korumaktadır. Burada kimler görev yapacak? Hangi diller okutulacak? Türkçe olacak mı? Bunlar hala netlik kazanmamıştır.
4. Yalnızca azınlık öğretmenlerine özgü bir branşın (Π 73) açılmış olması, ayrımcı bir politikanın ürünü gibi görünmektedir. Çünkü durup dururken buna niye gerek duyuldu? Bizce hiç gerek yoktu. Dernek yönetiminin bu konuda savunduklarını yetersiz ve anlamsız buluyoruz. Arkasındaki düşünceyi anlayamamış olmamız, bizleri bu maddeye de şübhe ile bakmaya itiyor.
5. Denklik (eksomiyosi) konusunda mutlaka türkçe müfredat göz önünde bulundurularak Türk dilinin ve İslam dininin derslere dahil edilmesi ve bu dersleri kimlerin vereceğinin belirlenmesi gerekir. Gördüğümüze göre bu garanti altına alınmamıştır.
6. Denkliklerini tamamlayan meslektaşlarımızın tayinleri için ASEP'e tabi tutulmaları ile ilgili madde adil değildir. Bizce tayinler yıllara göre yapılmalıdır.
7. Selânik Aristotelio Üniversitesindeki Türkçe öğretmeni yetiştiren bölümünün kapatılmış olması üzücüdür. Bu okulun kapatılmasının doğru olmayacağı kanaatindeyiz. Bununla azınlık okullarına türkçe öğretmeni yetiştiren öğretmen okulları tümüyle ortadan kalkmış olmaktadır. Oluşan açığın dershanelerle (Didaskaliyo) ile kapanacağını sanmıyoruz. Dolayısıyla adı geçen okulun devamından yana olduğumuzu belirtiriz.
Azınlık eğitimcileri olarak bu açıklamayı yapmakla, üzerimize düşeni yapıyor ve toplumumuzu eğitim konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Dernek yöneticilerimizin aksine, topluma danışılmadan yapılan müdahalelere ve her türlü oldubittiye karşı olduğumuzu, yapılan doğru olsa bile, kimse kimsenin adına bunu yapamayacağını, hele hele eğitim konusu gibi hassas bir konunun bütün kurumların işbirliğini ve ortak çalışmasını gerektirdiğini, eğitimin birtakım kişisel hedefler uğruna harcanamayacak kadar kutsal olduğunu herkesin bilmesini isteriz. Konu azınlık eğitimi olunca bunun önemi daha da artmaktadır. Azınlık eğitimi herhangi bir bireyin veya kurumun malı olamaz ve pazarlık konusu yapılamaz; çünkü o, azınlık toplumunun malıdır ve belli antlaşmalarla sabittir.
Milletvekillerimize, azınlık eğitimine sahip çıkarak, partilerini muhalefetteyken söylediklerinin arkasında olmaya davet etmelerini ve bir an önce bu yasanın iptal edilip tekrar görüşülmek üzere diyalog başlatılması için çağrıda bulunuyoruz.
Her gün yeni bir yara daha alan azınlık eğitimini, kötü niyetli müdahalelere karşı korumak hepimizin vazifesi olmalıdır. Toplumun bütün birimleri üzerine düşeni yapmalıdır. Aksi takdirde toplum olarak bizleri çok zor günlerin beklediğini herkesin bilmesini isteriz.
İnşallah yanılan biz oluruz."
Farklı görüşteki dernek üyeleri adına:
1- Salih Ahmet
2- Hakkı Hacı
3- Mehmet Süleyman Çolak
4- Hasan Hasan
5- Hüseyin Şakir Hüseyin
6- Ali Haseki
7- Ahmet Çavuşoğlu