Yorgo Papandreu’nun kurduğu Demokrat Sosyalistler Hareketi (KİNİMA) yöneticilerinden Sokratis Ksinidis, partilerinin ülkenin geleceğinde söz sahibi olacağını söyledi. Ksinidis, azınlık seçmeninin parti lideri Yorgo Papandreu’ya duyduğu güvenin kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, “Bunun samimi bir sevgi, saygı ve güvene dönüşmesini görmek bizim için çok önemli” dedi.

“20 GÜNLÜK BİR PARTİNİN SEÇİME KATILMASI BİLE BİR İLK”
Demokrat Sosyalistler Hareketi’nin önde gelen kurmaylarından ve Papandreu’ya en yakın isimlerden biri olan Sokratis Ksinidis, 25 Ocak seçimlerini ve geldiğimiz noktayı değerlendirdi. Ksinidis, “Belli ki Yunan halkı bir süredir bir karar almış. Seçmen, ülkenin siyasi yapısında bir değişiklik istedi. Yeni ve daha olumlu bir politika istedi. En azından halkta böyle bir beklenti oluştu. Sonuçta halkın bu kararı sandığa yansıdı.” dedi.
Partilerinin elde ettiği sonucu da değerlendiren Ksinidis, “Kısaca KİNİMA olarak adlandırdığımız Demokrat Sosyalistler Hareketi’nin elde ettiği sonuca gelince. Sonuçtan memnun olduğumuzu söylemek mümkün değil tabii ki. Çünkü parti olarak bu seçimdeki amacımız meclise girmekti. Fakat öte yandan düşünecek olursak, KİNİMA seçimlerden 20 gün önce kuruldu. Yani ortada gerçek anlamda bir parti yoktu. Çok zor ve siyasi ortamın çok gergin olduğu bir dönemde seçimler yapıldı. Demokrat Sosyalistler Hareketi 20 gün içinde kuruldu, örgütlenmeye çalıştı, aday listelerini oluşturdu ve propaganda yaptı. Tabii ki bunların bu kadar kısa bir sürede ve gergin bir siyasi ortamda yapılması çok zordu. Hatta 20 günlük bir partinin seçimlere katılması bile ülkemizde bir ilk. Bu şartlar altında değerlendirildiğinde elde edilen seçim sonucunun gelecek için ümit verici olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.
“MİLLETVEKİLLİĞİNE YAPIŞMAK İSTESEYDİK PASOK’TAN AYRILMAZDIK”
Amaçlarının milletvekili koltuğuna sahip olmak değil, yeni bir siyasi anlayışı getirmek olduğunu kaydeden Ksinidis, “Eğer milletvekilliğini isteseydik, mutlaka mecliste olmamız gerekir diye düşünseydik, PASOK’tan ayrılıp yeni bir hareket başlatmazdık.” dedi.
Ksinidis şöyle konuştu: “Biz siyasete yeni bir anlayış getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden de zoru seçtik. Yani PASOK’tan ayrılıp yeni ve farklı bir hareket başlattık. Sayın Venizelos başkanlığındaki PASOK çok değişti. Şu an PASOK partisinin politikalarına inanmayan çok kişi var. Birilerinin bu hareketi başlatması gerekiyordu. Sayın Yorgo Papandreu bu hareketin başını çekti. Eğer isteseydi PASOK’ta kalmaya devam eder ve milletvekilliğini de tehlikeye atmazdı. Fakat cesur bir hareketle bu girişimi başlattı. Bu hareket, sayın Venizelos’un iddia ettiği gibi Yorgo Papandreu’nun kaprisiyle yaptığı bir şey değildi. Kendisini yakından tanıyan biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Burada amaç Yunanistan’da ilk kez katılımcı demokrasiyle çalışan bir partinin oluşturulmasıdır.”

“İNSANLAR SİYASİ KATILIMA SUSAMIŞ DURUMDA”
Partilerinin ülkenin geleceğinde söz sahibi olacağına inandıklarını vurgulayan Sokratis Ksinidis, “Biz elbette ki siyasi hareketimizin sandığa yansımasını ve mecliste temsil edilmesini de istiyoruz. Arzumuz, isteğimiz bu. Fakat bunun stresini yaşamıyoruz. Amacımız, Yunanistan’da hiç olmayan demokratik katılımcı politikaları hayata geçirmek. Çünkü insanlar siyasi katılıma susamış durumda. Siyasete katılmak istiyorlar. Fakat eşitlik ilkesi çerçevesinde istiyorlar. Demokratik ve eşitlik kuralları çerçevesinde siyasi katılıma evet, siyasi liderlerin önceden aldığı kararlarla siyasi oyunlara hayır diyoruz. Bunu başarabildiğimiz zaman diğer konuların kendiliğinden geleceğine inanıyorum.” diye konuştu.

“PAPANDREU ZOR YOLU SEÇTİ VE BEDELİNİ DE ÖDEDİ”
GÜNDEM’in, “Memorandumu Yorgo Papandreu getirdi diyenlere cevabınız nedir?” sorusunu da yanıtlayan Ksinidis şunları kaydetti: “Bu tezi ortaya atanlara karşı söylenecek fazla bir argüman yoktu. Çünkü yakın bir zamana kadar herkes memoranduma karşı konuşuyordu. Sayın Samaras Zapion 1 ve Zapion 2 açıklamalarını birkaç haftada unuttu. ‘Biz iktidara gelince memorandumu yırtıp çöpe atacağız’ diyenler vardı. Ancak yavaş yavaş herkesin gerçekleri görmeye başladığı apaçık ortada. Bundan birkaç yıl önce halka boş vaatlerde bulunanlar dahi bugün gerçekleri görüyor. Şunu görüyoruz ki artık halk da çok zorluklar çekse de bazı gerçekleri görmeye başlıyor. Sayın Papandreu o dönemde sorumluluk bilinciyle hareket etti. Tabii bu zor bir yoldu ve bedelini de ödedi.”

“PARTİNİN ÖRGÜTLENMESİ DEVAM EDİYOR”
Yorgo Papandreu tarafından kurulan Demokrat Sosyalisler Hareketi’nin örgütlenme çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Ksinidis, “Seçimlerden hemen sonra parti olarak örgütlenme çalışmalarına başladık. Doğu Makedonya ve Trakya bölgesinde bu çabalarımız yavaş yavaş olgunlaşmaya başladı. Şu anda İskeçe’de pazar yerine yakın bir yerde büromuzu faaliyete geçiriyoruz. Düzenli aralıklarla toplantılarımızı yapıyoruz. Diğer illerde de benzer çalışmalar var. Dedeağaç’ta güzel ve verimli bir çalışma var. Rodop, Kavala ve Drama bölgelerinde de partimizin örgütlenme çalışmaları sürüyor. Önümüzdeki dönemde muhtemelen partimizin merkez yönetim kadrolarından yöneticilerin ziyaretleri olacak.” dedi.

“ÜLKEDE ŞU ANDA HAKİM OLAN DUYGU ENDİŞE DUYGUSUDUR”
Hükümetin ilk icraatlarına da değinen Ksinidis, ülkede endişenin hakim olduğunu söyledi. Ksinidis, “Hepimiz hükümetin başarılı olmasını diliyoruz. Çünkü ülke kötüye giderse bu herkesi olumsuz etkileyecek. Hiç kimsenin ülkeyle ve toplumla oynamaya hakkı yok. Ancak şu anda artan güvensizlik ve endişe ortamı hiç yardım etmiyor. Ülkemizin finansman sistemi çok sıkışık. Piyasa çok zor durumda. Eğer bir çözüm bulunmazsa önümüzdeki aylarda çok büyük problemler yaşanabilir. Ülkedeki üretim sisteminin tamamen çökmesinden korkuyorum. Hükümetin şunu anlaması gerekiyor; ülkeyi kurtaracak olan ekonomik kararlardır, siyasi kararlar değil.” dedi.

“PAPANDREU İLE AZINLIK ARASINDAKİ SAMİMİ İLİŞKİ BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”
Demokrat Sosyalistler Hareketi kurucusu Yorgo Papandreu’nun azınlık seçmeniyle ilişkisine de atıfta bulunan Ksinidis, azınlık seçmeninin Yorgo Papandreu’ya duyduğu güven ve yakınlığın kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Ksinidis sözlerini şöyle tamamladı: “Yorgo Papandreu’nun insan ve azınlık haklarına bakış açısı sanırım herkes tarafından biliniyor ve takdir ediliyor. Azınlığın dile getirdiği ve hala mahrum bırakıldığı bazı talepleri var. İnsan haklarının ve bunun uzantısı olarak azınlık haklarının korunması hepimizin görevi. Sayın Papandreu, bu hakları ve demokrasiyi nasıl koruduğunu ve buna nasıl inandığını hayatı boyunca pratikte göstermiş bir politikacıdır. Seçim sonuçlarından bağımsız olarak, azınlık seçmeninin ve azınlık insanının Papandreu’nun şahsına gösterdiği büyük saygı ve sevgiyi biliyoruz. Bu bizim için, partimiz için çok önemli. Bu sevgi ve saygıyı politik olarak menfaate çevirmek için özel bir gayret yok. Bu ilişki bizim açımızdan verilen oylarla ölçülmüyor. Yani son seçimlerde azınlık seçmeninin partimizi çok büyük ölçüde tercih etmemiş olması bizi üzmüyor. Yani biz bu ilişkiyi azınlığın oylarını kapmak için kullanmadık. Bu ilişkinin çok daha somut ve derin olduğunu biliyor ve görüyoruz. Sayın Papandreu ile azınlık arasındaki ilişkinin samimiyetine kesinlikle inanıyoruz.”