Avrupa Kamu Kuruluşu (EPLO) tarafından düzenlenen “Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” başlıklı çevrimiçi webinara’ya eski cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve anayasa hukuku öğretim üyesi Spiridon Vlahopulos konuşmacı olarak katıldı.

Pavlopulos ve Vlahopulos konuşmalarında Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın azınlık haklarından en geniş şekilde ve sorunsuzca yararlandıklarını iddia ettiler.

Eski Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un görevde olduğu sırada Batı Trakya’ya gerçekleştirdiği ziyaretlerde dile getirdiği tezleri savundu. Lozan antlaşmasının Türkiye’de etnik Rum azınlık öngördüğünü, Yunanistan’da ise dini azınlık öngördüğünü iddia eden Pavlopulos’un Türkiye’nin buradaki azınlığı Türk azınlık olarak nitelendirmesinin yanlış olduğunu ve Lozan antlaşmasının bu şekilde ihlal edildiğini öne sürdü. Pavlopulos, müftülerin yargıç olmasından kaynaklanan nedenlerden ötürü Yunanistan devleti tarafından atandığını, yargıç olma özelliklerinin son yapılan düzenlemeyle devam ettiğini ve bu nedenle müftülerin atanmayla görevlendirilmeye devam edeceğini söyledi.

İfade ve örgütlenme özgürlüğü konusuna da değinen Pavlopulos, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanabilmesine olanak vermek amacıyla 2017 yılında yapılan yasal düzenlemeye dikkat çekti ve “AİHM’de dava kazanan dernekleri için yeniden Yunan iç hukukuna başvurma imkanı doğmuştur” dedi.

Batı Trakyalı Türk azınlık üyelerinin de takip ettiği çevrimiçi panelde Kerem Abdürrahimoğlu tarafından 1913 Atina ve 1920 Sevr Antlaşmalarının (Yunan Sevr'i) müftü seçimlerini öngören hükümleri üzerine yöneltilen bir soruyu yanıtlayan Pavlopulos, o dönemdeki Yunanistan anayasasının bugünkü Yunanistan anayasasından farklı olduğunu ve bu yüzden bugünkü Yunanistan anayasasına göre bu antlaşmaların uygulanabilirliğinin bulunmadığı tezini savundu.
Lozan antlaşmasında Türkiye’de etnik ve Yunanistan dini azınlık tanımının nereden kaynaklandığına dair soru üzerine ise eski cumhurbaşkanı Pavlopulos, bu durumun antlaşmanın protokollerinden kaynaklandığını iddia etti. Batı Trakya’daki azınlığın Türk azınlık olduğunu söyleyenleri “gülünç” olarak nitelendiren Pavlopulos’un görevde olduğu son dönemde bölgemize yaptığı ziyarette azınlık temsilcileriyle neden görüşmediği ile ilgili soruya ise tam olarak yanıt vermekten kaçındığı dikkat çekti.

Bu arada Pavlopulos, Türkiye’nin Sünni İslami köktenciliği temsil ettiğini iddia ederek Paris Sözleşmesi’ne göre UNESCO Dünya Kültür Mirası anıtları listesinde yer alan Ayasofya ve Kariye Manastırını kışkırtıcı bir şekilde, yasadışı ve keyfi olarak camiye dönüştürüldüğünü savundu. Pavlopulos, “Avrupa Birliği ve uluslararası toplum, Türkiye’nin bu provokasyon gösterisine kayıtsız kalmamalıdır. Kaldı ki bu provokasyon, hem Avrupa hem de uluslararası hukuku doğrudan ihlal ettiği için sadece Yunanistan’ı ilgilendirmiyor.” diye konuştu.