Anasayfa
02-08-2023
Türk azınlık okulları ve devletin çifte standardı
Temmuz ve ağustos ayları Eğitim Bakanlığı tarafından Batı Trakya’da kapatılan Türk azınlık okullarının ilan edilme zamanıdır. Bu olay, son yıllarda klasikleşmiş bir hal aldı. Batı Trakya Türklerinin de artık bu olayı kanıksadığı görülüyor. Örneğin hiç bir milletvekili kapatılan okullarla ilgili soru önergesi vermiyor. Sorunun çözüme kavuşturulması ve bu olayın durdurulması için bir sürecin başlatılması amacıyla bir inisiyatif alınmıyor. Sonuçta, aynı olay her eğitim yılı öncesinde tekrarlanıyor.

“Öğrenci sayısı azaldı, yapacak bir şey yok, diğer okullar gibi azınlık okulları da kapatılıyor” diyor “devlet baba”. Azınlık da sineye çekiyor. Sanırım bu durumu açıklayabilmek için “öğrenilmiş çaresizlik” kavramını kullanmak yanlış olmayacaktır.

Yunanistan devleti, Batı Trakya Türk Azınlık eğitimine çok uzun zamandır “kem gözle” bakıyor. Neden mi böyle diyorum? Çünkü azınlık eğitiminin iyileştirilmesi için şimdi değil, yıllarca yapılan çağrılara, taleplere, beklentilere olumlu bir yanıt vermedi ve vermiyor. Yıllar içinde azınlık eğitiminin sorunlarına müdahale etmeyerek gerilemesine, kan kaybetmesine neden oldu ve olmaya devam ediyor.

Batı Trakya Türk Azınlığının kimliğini inkar etmek söz konusu olunca Lozan Antlaşması’nı ağzından düşürmeyen Yunanistan, sıra Batı Trakya Türk Azınlık eğitimine gelince Lozan Antlaşması’nı unutuveriyor. Sadece son 3 yılda 25 Türk azınlık ilkokulu kapatıldı. “Azınlık dini bir azınlıktır. Lozan Türk azınlık öngörmüyor, Müslüman azınlık öngörüyor” tezini savunan Atina, aynı antlaşmada yer alan eğitimle ilgili azınlık haklarına kör kesiliyor. Azınlık eğitiminin yaşatılması ve Türk azınlık eğitimiyle ilgili taleplere olumlu yanıt verilmesi ise artık hayal oldu!

Devletin bu politikasını, azınlık okullarındaki öğrenci azlığı veya çokluğu açısından değerlendirdiğimizde açıkça çelişkilerin olduğunu da görüyoruz.

Yunanistan, bir taraftan öğrenci azlığı bahanesiyle Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarını kapatırken, diğer yandan öğrenci fazlalığı nedeniyle bina sorunu yaşayan İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununa çözüm bulmayı reddediyor ve Türk azınlık öğrencilerini (sabah ve öğleden sonra olmak üzere) vardiyalı eğitime mahkum ediyor!

Peki amaç ne? Amaç tabii ki vardiyalı eğitimden şikayet eden öğrencilerin Türk azınlık okulunu tercih etmekten vazgeçmelerini sağlamak.
Bir taraftan öğrencisi az olan okullar kapatılıyor, diğer yandan öğrencisi çok olan okulun bina sorunu çözümsüz bırakılarak, Türk çocukları bölgede başka örneği olmayan vardiyalı eğitime mahkum ediliyor.
Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarının öğrencisi az olsa sorun, çok olsa yine sorun oluyor! Daha doğrusu “sorun” haline getiriliyor.

Çifte standart tüm azametiyle karşımızda!...

Tüm bu olayda önemli gördüğüm bir parametre daha var. Anaokullarındaki azınlık öğrencilerinin Türk azınlık ilkokullarına değil de, Türkçe eğitimin olmadığı devlet ilkokullarına kayıt olmaları için anaokullarındaki devlet memuru öğretmenlerin seferber edilmişçesine gayretlerinin de bu süreçte mutlaka irdelenmesi ve incelenmesi gerekir. Zira, veliler üzerindeki “çocuğunu azınlık okuluna gönderme, çocuk çok zeki, onun geleceğiyle oynama, kötü eğitim verilen azınlık okuluna gitmesin, mutlaka devlet okuluna kaydettir” propagandasının önemini ve nedenini irdelemeden sorun anlaşılmaz. Azınlık öğrencilerinin azınlık okullarından uzaklaştırılmasını kendilerine “görev” edinen eğitimcilerin de azınlık okullarının kapatılmasına dolaylı olarak sebep olarak, azınlık okullarındaki meslektaşlarının ayağının altına muz kabuğu koyduklarını da azınlık okullarındaki öğretmenlerin ve onların kuruluşlarının anlaması için zaman çoktan geldi de geçti bile…

2 Ağustos 2023 Çarşamba 13:04