Yeni Demokrasi Partisi (YDP) Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Manolis Kefalogiannis, Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu'nun (ABTTF) 2 Haziran Çarşamba günü düzenlediği webinar hakkında AP Başkanı David Sassoli'ye şikayet mektubu gönderdi.

Kefaloyannis, 1 Haziran Salı günü Sassoli'ye gönderdiği mektupta, ABTTF'nin AP Milletvekili François Alfonsi'nin (Yeşiller/EFA) desteği ile 2 Haziran'da düzenlediği webinar hakkında şikayette bulundu.

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu söz konusu şikayetle ilgili olarak, "Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini hiçe sayan bu zihniyet yüzünden isminde Türk kelimesi geçen derneklerimiz kapalıdır, yenilerinin kurulmasına izin verilmemektedir." yorumunda bulundu.

ABTTF'DEN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili olarak ABTTF'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kefalogiannis mektubunda, etkinliğin konusunun Yunanistan için tamamen karalayıcı ve yanlış olduğunu belirterek, etkinliğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının ülkesi Yunanistan tarafından uygulanmaması iddiasıyla uzun süredir devam eden bir soruna atıfta bulunduğunu ancak Yunanistan'ın mutlak gayretle ilgili tüm taahhütlerini yerine getirdiğini ifade ediyor.

AP'nin bir Üye Devlet'in toprak bütünlüğünü baltalayan ve buna meydan okuyan ve de uluslararası antlaşmaları hiçe sayan bir kuruluş ile ortaklaşa bir etkinlik düzenliyor gibi göründüğünü kaydeden Kefaloyiannis, 1923 Lozan Antlaşması'nı ileri sürerek Batı Trakya'da 'Türk' azınlık değil 'Müslüman' azınlık olduğunu iddia ediyor.

Türk propagandasının sistematik olarak Lozan Antlaşması hükümlerine meydan okuduğunu, Batı Trakya'yı istikrarsızlaştırmak ve ikili ilişkilerdeki gerginliği artırmak için her türlü aracı kullandığını ileri sürdüğü mektubunda Kefalogiannis, AP üyelerinin bu tür uygulamaları kınadığına ve Avrupa'daki barış ve istikrarı baltalama girişimlerini reddettiğine inandığını ifade ediyor. Kefalogiannis ayrıca, AP Başkanı David Sassoli'nin makul tepkilerine güvendiğini ve bu olayın AP himayesinde gerçekleşemeyeceğini açıkça belirtmek istediğini dile getiriyor."

HABİPOÄžLU: "HAKİM DEMOKRASİ ANLAYIŞININ NE KADAR ÇARPIK OLDUÄžU ADETA İSPATLANMAKTADIR"
Konuya ilişkin bir açıklama yapan ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, kapatılan Altın Şafak Partisi milletvekillerinin daha önce gerçekleştirilen aynı konudaki bir etkinliğe gösterdiği tepkinin benzerini şimdi Kefalogiannis'in gösterdiğini vurguladı.

Habipoğlu, "Ülkemizin Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden Manolis K. Kefalogiannis'in ABTTF'ye yönelik mesnetsiz iddia ve iftira içeren mektubu ülkedeki hakim demokrasi anlayışının ne kadar çarpık olduğunu adeta ispatlamaktadır." diye konuştu.

Habipoğlu açıklamasına şöyle devem etti: "Zira 2016'da da Manolis K. Kefalogiannis'in üyesi olduğu Avrupa Halk Partisi (EPP) Grubu'na üye AP Milletvekili Csaba Sógor (EPP)'un ev sahipliğini üstlendiği 'Yunanistan'da Örgütlenme Özgürlüğü: Avrupa Azınlık Hakları Standartlarında Bir Boşluk"' konulu Brüksel'deki etkinliğimiz öncesinde bu kez Altın Şafak Partisi'nin AP Milletvekilleri, AP Başkanı Martin Schulz'a hitaben bir mektup kaleme alarak etkinliğin iptal edilmesini istemişlerdi, dahası programın yapılacağı salona gelerek ev sahibi milletvekiline sözlü saldırıda bulunmuşlardı. Ülkemizde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubuna ait kararlarını uygulamanın önündeki engel işte devlet ve siyasetin tüm kademelerine yerleşmiş bu zihniyettir. Trakya'da açık ve demokratik bir toplum yaratıldığı iddiası ile bu iddianın gerçekliğine kendini kaptırmış bu zihniyet sorunun ta kendisidir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini hiçe sayan bu zihniyet yüzünden isminde Türk kelimesi geçen derneklerimiz kapalıdır, yenilerinin kurulmasına izin verilmemektedir. Olaylara at gözlüğü ile bakan bu dar kalıplı ve tutucu zihniyet dernek kurma özgürlüğüne ilişkin her çabamızda bizleri Avrupa'daki barış ve istikrarı baltalamaya çalışmakla itham etmekten vazgeçip demokrasi ve hukukun üstünlüğü gereğince hareket ederse sorun kendiliğinden çözülecektir. Ancak demokratik olgunluğa erişmemiş ülkemizde Batı Trakya Türk toplumunun hak ve özgürlüklerine ilişkin sorunlar tabu haline getirilip milli meseleye dönüştürülmeye devam ederse kaybeden ülkesindeki zenginliklerini görmezden gelen ülkemizin ta kendisi olacaktır."