Meclis genel kurulunun 30 Ocak Pazar günkü oturumunda konuşan milletvekili İlhan Ahmet hükümeti Kovid-19 pandemisiyle mücadeledeki düşük aşılanma oranları, geçtiğimiz yıl yaşanan yangın ve sel felaketleri ile son olarak karla mücadeledeki yetersizlikleri nedeniyle eleştirdi.

İlhan Ahmet, "Hükümet olarak sorumluluklarınızı bir an önce üstlenin" çağrısı yaparak, "Daha kaç kez halktan özür dileyeceksiniz?" diye sordu. Ahmet şöyle konuştu: "Son günlerde halktan yükselen tek bir ses var, 'artık sorumluluklarınızı üstlenin, sorumluluklarınızdan kaçmayın' diye iktidara haykırıyorlar. Çünkü karşılarında, her fırsatta vatandaşlara yükümlülüklerini ve sorumluluklarını hatırlatan, halbuki kendi ise sorumluluktan kaçan, sadece mazeretler ve karşılıksız özür sunan bir iktidar var. Kaç kez 'özür' dilenir ki? Yazın yangın, sonbaharda sel, şimdi ise kar. Her üç afette de hükümet sadece hayal kırıklığı yaratmadı, yönetim beceriksizliğiyle de felaketi getirdi."

İlhan Ahmet konuşmasında, gölge kabinede sorumlu olduğu Dijital Yönetim Bakanlığı hakkında da tespitlerde bulunarak, özellikle telekomünikasyon ve internet hizmetlerindeki astronomik fiyat tarifeleri ile artan siber dolandırıcılık konusundaki başarısız politikaları eleştirdi.

Milletvekili Ahmet kamusal alanda dijitale geçişte, ihale şeffaflığının korunmasına da vurgu yaparak şunları dile getirdi: "Kamuda dijitale geçişe hız kazandırmak adına, projelere doğrudan kaynak aktarımı yapılmakta, kamunun parası sorgusuz sualsiz harcanmaktadır. Hükümet, dijitalleşme adı altında kamu israfı yapmak yerine, açık ve şeffaf ihaleler düzenlemek zorundadır.

Avrupa Birliği ülkeleri arasında internet erişiminde en pahalı tarifeye sahip bir ülkede yaşıyoruz. Ülkenin birçok yerinde hızlı ve güvenli internet hizmetine erişim hâlâ ciddi bir sorun. Diğer yandan, vatandaşların her gün siber dolandırıcılık kurbanı olduğu bir ülkedeyiz, üstelik pandemiden dolayı e-ticaretin ve internet kullanımının zirve yaptığı bir dönemdeyiz. Günlük hayatımız her geçen gün daha da fazla dijital alanla bağlantılı hale getirilirken ve pandemi de bunu kaçınılmaz olarak hızlandırırken, giderek daha fazla siber tehditlere ve siber suçlara maruz kalıyoruz."

Milletvekili İlhan Ahmet konuşmasında, azınlık çiftçisini yakından ilgilendiren, tütün üreticilerine pandemi dönemindeki gelir kaybı için dönüm başı 90 euroluk korona desteği verileceğinin ilan edildiği bakanlık kararıyla ilgili süren bekleyişi bir kez daha gündeme getirdi.

Başbakan Miçotakis'in maddi yardım verilmesi yönündeki sözünü hatırlatan İlhan Ahmet, resmi gazetede yayımlanan bakanlık kararının uygulamaya konması ve ödeme takviminin işletilmesi konusunda devam eden belirsizliğin bir an önce giderilmesini talep etti: Ahmet, "Yaklaşık iki ay önce Tarım Bakanı, Trakya'daki tütün üreticilerine koronavirüs dönemindeki gelir kayıplarına karşılık dönüm başı 90 euroluk bir maddi destek verileceğini açıklamıştı. Bu olumlu karardan dolayı, yine burada, bu kürsüden Başbakan'a ve partilerüstü Trakya Kalkınma Komisyonu Başkanı'na teşekkür eden benken, şimdi ise ne yazık ki, söz verilen takvime uyulmadığını, üzerinden haftalar geçmiş olmasına rağmen kararın hâlâ uygulanmadığını belirtmek zorundayım. Ve bu karar, bizzat Başbakan'ın verdiği sözü içermektedir. Bu nedenle iktidara sesleniyorum, lütfen, hemen şimdi, burada, Trakya'daki tütün üreticilerine verdiğiniz bu sözü hayata geçirin. Sizin zamanınız bol olabilir, ancak onlar için, tarımsal faaliyeti sürdürebilmeleri ve ata topraklarında yaşamaya devam edebilmeleri için geri sayım çoktan başladı."

"İKTİDAR TRAKYA'YI NEDEN TERK EDİYOR, NEDEN MAHKÜM EDİYOR?"
İlhan Ahmet, milletvekili olduğu Trakya bölgesinin her tür mali destek ve kalkınmadan mahrum bırakılmasına da tepki göstererek şunları ifade etti: "Hükümete karşı güveni böyle bir gensoru ile sorgulamam için bana tek bir neden sorulsaydı, bu, Trakya’nın mali olarak terk edilmesi olurdu. Çünkü hükümet tarafından Trakya’nın bu şekilde terk edilişi, beraberinde gelen göç ve umutsuzluk, toplumsal yapıdaki eşitsizlik, vatandaşların devlete olan güvensizliğini arttırmıştır. Bunu neden yapıyorsunuz? Trakya’nın terke ve ıssızlaşmaya sürüklendiği gerçeğini görmenizi engelleyen nedir? Eğer ki bu, kasten yapılan bir siyasi tercihse, o zaman halk tarafından sandıkta yargılanacaksınız, halk size cevabını sandıkta verecekti. Ben şahsen, hiçbir zaman ucuz siyasi çıkar ve partizanlık peşinde olmadım. Benim için Trakya’nın yoksul çiftçilerinin ve zor durumdaki vatandaşlarımızın kurtuluşu her şeyden önemlidir. Bölgemiz için çok geç olmadan, harekete geçin ve gerekeni yapın."