14-05-2016
"DEB Partisi azınlığın sesi"
Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, 22 Mayıs Pazar günü gerçekleşecek kongre öncesinde GÜNDEM'e konuştu.
Ali Çavuş, DEB Partisi'nin Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının sesi olduğunu söyledi.
Ekip olarak görevi devraldıkları 2010 yılından bu yana DEB Partisi'nin Batı Trakya Türklerinin ve bölgenin en aktif kurumları arasında yer almasını sağladıklarını anlatan Ali Çavuş, "Bu süre içinde partimizi yeniden yapılandırdık. Üye kayıtlarına yeniden başladık. Şu anda 5 binin üzerinde üyemiz var. Teşkilatımızı yeniledik ve yeniden bir teşkilat oluşturduk. İskeçe'deki arkadaşlarımız ise sıfırdan bir parti teşkilatı oluşturdu. Son derece aktif bir il teşkiları oluşturdu. Son dönemde ise Gümülcine'deki yeni parti merkez binamızda çok daha rahat ve daha kapsamlı bir çalışma içine girdik. Artık tüm topluma ve tüm kesimlere seslenen, sorunları dile getiren, azınlığın sesi olan bir partimiz var. Bu tabii ki halkımız DEB Partisi'ne, yani kendi partisine sahip çıkarak oldu." diye konuştu.
"DEB PARTİSİ'NİN AZINLIK MÜCADELESİNDE VARLIÄžI VE ROLÜ HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR"
DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş sözlerine şöyle devam etti: "2010 yılında arkadaşlarla göreve geldiğimizde, bugüne göre çok farklı bir parti devralmıştık. Biz parti yönetimi olarak 2010 yılından önce de sürekli biraraya geliyor, toplumdaki ve azınlığımızdaki gelişmeleri, olayları izlemeye ve yorumlamaya çalışıyorduk. Azınlık insanı yıllarca çözüme kavuşmayan sorunlarına hep çözüm bekledi durdu. Bugüne kadar farklı siyasi partilerden milletvekili seçtik. Temisilci seçtik. Azınlık insanının ülkeyi yöneten partilerden bir beklentisi vardı; Batı Trakya Türküne olan bakış açısının değişmesi. Fakat bugün dahi görüyoruz ki, ne bakış açısı değişiyor, ne de sorunlarımız çözüme kavuşuyor.
Biz, bugün partimizin yönetim kadrosunda bulunan arkadaşlar olarak azınlığımızın partisinin aktif olması gerektiğine, azınlığın verdiği mücadelede rol üstlenmesi gerektiğine, kısaca DEB Partisi'nin varlığına inandık. Sanıyorum bu görüşümüzü çok geniş bir halk kitlesi de paylaşıyor. Ne yazık ki ülkemiz Yunanistan'ı yöneten ve bugün mecliste temsil edilen siyasi partiler Batı Trakya Müslüman Türk azınlığına yönelik bugüne kadar bir açılım yapamadı. Azınlığın beklediği adımları atamadı. Yıllarca azınlığa karşı olan tutum değişmedi. Bu da azınlık insanında büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Biz bunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Dolayısıyla bu ortamda DEB Partisi'nin varlığı çok önemli. Partimizin var olması ve güçlü olması azınlığımızın verdiği demokrasi mücadelesinde çok önemli. Partinin varlığı ve rolü azınlık mücadelesi içinde hayati bir öneme sahip."
"DEB PARTİSİ OLARAK FUEN VE EFA'YA ÜYE OLDUK"
Geride bıraktıkları dönemin parti için son derece verimli geçtiğini kaydeden Ali Çavuş, DEB Partisi'nin iki uluslararası kuruma üye olduğunu hatırlattı. Ali Çavuş, "Son yıllarda partimizin uluslararası kurumlarla olan ilişkisi ve işbirliği de sürekli bir artış içinde. DEB Partisi olarak ilk önce FUEN'e, yani Avrupa Ulusları Federal Birliği'ne üye olduk. FUEN, Avrupa'da yaşayan azınlıkların kurduğu sivil toplum kuruluşlarının birleşmesiyle oluşturulan bir örgüt. Avrupa'da yaşayan azınlıkların kültürel haklarıyla ilgili çalışmalar yapan son derece önemli ve etkili bir kurum. Parti olarak bu kuruma üye olmamız bizim için önemli. Daha sonra Avrupa Partlamentosu'nda temsil edilen Avrupa Hür İttifakı'na (EFA) başvuruda bulunduk. Şu anda EFA'nın gözlemci üyesiyiz. Bu partimiz için son derece önemli bir dönüm noktası. EFA, Avrupa Partlamentosu'nda daha çok azınlık partilerinin biraraya gelmesiyle oluşturulan bir ittifak. EFA'nın başkanı ve yönetimiyle çok iyi ilişkilerimiz var. EFA, azınlığımızın son dönemde yaşadığı birçok olayda bizlere yaptığı açıklamalarla destek verdi. Basın açıklamaları yayımladı, EFA başkanı sayın Alfonsi ülkemizin yöneticilerine mektup gönderdi. Başlattığımız imza kampanyasına desteğini açıkladılar. Bunun yanı sıra son dönemde DEB Partisi olarak EFA'yla yakın işbirliği sayesinde azınlık kurumları hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği ve Yunanistan'ın uygulamak istemediği kararlarla ilgili soru önergesi Avrupa Parlamentosu'na sunuldu. Bunun dışında EFA ve Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu işbirliğiyle Avrupa Partlamentosu'nda toplantılara katıldık." diye konuştu.
"2014 AP SEÇİMLERİ PARTİ İÇİN DÖNÜM NOKTASIYDI"
İki yıl önce yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine de değinen DEB Partisi Genel Başkanı, 25 Mayıs 2014 tarihinde yapılan AP seçimlerinin parti için dönüm noktası olduğunu vurguladı. DEB Partisi'nin 1991yılında kurulduğunu, ancak 23 yıllık yaşamı boyunca seçimlere katılmadığını dile getiren Ali Çavuş, "Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren DEB Partisi olarak bir seçim yarışına girmemiz gerektiğine inandık. Örgütlenmemizi bu bilinçle yaptık. 25 Mayıs 2014 tarihinde yapılan AP seçimleri partimiz için adeta bir dönüm noktasıydı. DEB Partisi 43 bin oy aldı. Hatırlayacaksınız, 25 Mayıs'taki AP seçimlerinde Yunanistan haritası iki renge boyanmıştı. SİRİZA ve Yeni Demokrasi Partisi'nin renklerine. Tek istisna Rodop ve İskeçe illeriydi. Bu iki ili Dostluk Eşitlik Barış Partisi'nin rengine boyadık. Rodop ve İskeçe illerinde DEB Partisi birinci parti olarak seçimi bitirdi. Rodop ilinde partimiz büyük bir farkla birinci oldu. İskeçe ilinde de diğer partilerde azınlık mensubu adaylar olmasına rağmen yine DEB Partisi açık ara farkla birinci oldu. Partimiz, aldığı sonuçla beş ilin bulunduğu Doğu Makedonya - Trakya Eyaleti'nde de üçüncü siyasi güç oldu. DEB Partisi'nin AP seçimlerindeki başarısı gerçekten çok büyük. Biz bu başarıyla gurur duyuyoruz. Partimiz, iki yıl önce yapılan AP seçimlerine Batı Trakya Türk azınlığının sesini ve çözüme kavuşturulmayan sorunlarını duyurmak için, 'Yunanistan'da ve Avrupa'da biz de varız' demek için girdi. Bu amacında da başarılı oldu. Bu vesileyle seçimlere katılan 38 AP milletvekili adayımıza, tüm parti teşkilatımıza ve tabii ki toplumumuza ve seçmenimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu seçimlerin devamında da DEB Partisi , AP'de temsil edilen EFA'ya üyeliğiyle bir ayağını AP'ye atmış oldu. AP seçimleri DEB Partisi için bir dönüm noktasıdır. Partimizin 25 yıllık sürecini 25 Mayıs 2014 öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırıyoruz." ifadelerine yer verdi.
"SON DÖNEMDE AZINLIK ENDİŞE VERİCİ BİR SALDIRI İLE KARŞI KARŞIYA"
Son dönemde yaşanan ve azınlığı yakından ilgilendiren olaylara da değinen DEB Partisi Başkanı Ali Çavuş, "Son aylarda azınlığın bir baskı ve sindirme politikasıyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Yaşanan olayları partimizin yönetim kurulundaki arkadaşlarla değerlendiriyoruz. Özellikle azınlık eğitimimizle ilgili ve diğer alanlarda endişe verici olaylar meydana geliyor. Biz sorunlarımızın çözümünü beklerken, azınlık haklarına ve azınlığımızın kurumlarına yeni saldırılarla ve sindirme gayretleriyle karşı karşıyayız. Birkaç gün önce yaptığımız yazılı açıklamada Lozan Antlaşması'nın öngördüğü haklarımızı istiyoruz dedik. Bu konuda ciddiyiz ve ısrarcıyız. Eğer devlet bu azınlık insanına kendi vatandaşı gibi bakacaksa bizim haklarımızı iade etmeli. Biz insanca ve bize tanınan haklara sahip olarak yaşamanın dışında bir beklenti içinde değiliz. Tabii yeri gelmişken şunu da söylemek isterim; hükümetten azınlığın ekonomik alanda yaşadığı sıkıntılara çare araması lazım. Azınlık insanı ekonomik krizden çok büyük ölçüde etkilendi. Köylerimizdeki gençler yurt dışına kaçıyor. Bir önlem alınmazsa çok daha kötü durumlarla karşılaşabiliriz. Yetkililer mutkala azınlığımızın ekonomik durumuna el atmalı ve bu alanda yaşanan büyük sorunlara çare aramalı." dedi.
"DR. SADIK AHMET'İN ARACININ ÇALINMASI KABUL EDİLEMEZ BİR OLAYDIR"
DEB Partisi'nin kurucusu ve eski bağımsız milletvekili Dr. Sadık Ahmet'in aracının çalınmasını "Asla kabul etmeyecekleri ve unutmayacakları çok vahim bir olay" olarak nitelendiren DEB Partisi Başkanı Ali Çavuş sözlerini şöyle sürdürdü: "Partimizi yeni merkez binaya taşıdığımız dönemde, kurucumuz ve liderimiz rahmetli Dr. Sadık Ahmet için hazırladığımız bir köşe vardı. Onun kaza yaptığı ve son nefesini verdiği aracı da bu anı köşesine koyduk. Ancak hepinizin malumu olduğu üzere araç binadan çalındı. Son derece profesyonel bir şekilde Dr. Sadık Ahmet'in şüpheli kazada kullandığı araç karanlık eller tarafından parti binamızdan çalındı. Sadık Ahmet'in son nefesini verdiği bu arabanın burada olmamasını isteyen birilerinin olması çok manidar. Bu çevreler bu arabanın burada olmasından neden rahatsız? Bunu herkesin düşünmesi gerekiyor. Tabii ki hem Sadık Ahmet ailesi, hem DEB Partisi bu menfur saldırıdan büyük bir üzüntü duyduk. Üzüntümüz elbette ki geçmedi. Parti olarak aileyle birlikte çalınan aracın bulunması için güvenlik güçleri nezdinde tüm girişimleri yaptık. Olayı hukuki olarak da takip ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Gereken girişimleri yapıyoruz. Bu menfur saldırı hem Sadık Ahmet'in hatırasına, onun ailesine, hem DEB Partisi'ne, hem de tüm Batı Trakya Müslüman Türk toplumuna yapılan bir saldırı, bir hakaretir."
"22 MAYIS PAZAR GÜNÜ KONGREYE BEKLİYORUZ"
Parti olarak 22 Mayıs Pazar günü yapılacak kongreye hazırlandıklarına dikkat çeken DEB Partisi Başkanı Mustafa Ali Çavuş, kongrede genel başkan ve partinin en yetkili karar organı olan Mekez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin belirleneceğini söyledi. Ali Çavuş, "Genel başkanın yanı sıra 50 kişilik MYK seçilecek. Ben arkadaşlarımın da desteği ile yeniden başkanlığa adayım. Kongre hazırlıklarımız devam ediyor. Tüm üyelerimizi ve gönül dostlarımızı 22 Mayıs Pazar günü saat 11:00'de parti genel merkezimizde yapacağımız kongreye bekliyoruz." dedi.
DEB Partisi'nin 2010 yılından itibaren yeni ve çok farklı bir döneme girdiğini, 2014 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra ise omuzlarında toplumu temsil etmenin onurunu ve sorumluluğunu da yüklendiğini dile getiren Ali Çavuş sözlerini şöyle tamamladı: "22 Mayıs 2016 günü gerçekleştireceğimiz kongreden sonra parti olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Amacımız, Batı Trakya Türk azınlığının sorunlarını, taleplerini ve beklentilerini duyurmak ve toplumun sesi olmaktır. Yeni dönemde çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmak istiyoruz. Davamız demokrasi davası, eşitlik davası ve haklarımızı kazanma davasıdır. DEB Partisi olarak yürüteceğimiz planlı ve programlı çalışmayla ve tabii ki ekip çalışmasıyla azınlığın sesi olmaya ve azınlığın haklı taleplerini dile getirmeye devam edeceğiz. Bu davada halkımızın güvenini arkamızda hissetmek bizim için en büyük kazanımdır."