15-05-2024
Habipoğlu, Romanya ve Bulgaristan ziyaretlerini değerlendirdi
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, Avrupa Milletleri Federal Birliği (FUEN) bünyesindeki Türk Azınlıkları ve Toplulukları Çalışma Grubu (TAG) sözcüsü olarak 8 ila 12 Mayıs tarihleri arasında Romanya ve Bulgaristan'a gerçekleştirilen ziyareti değerlendirdi.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, Avrupa Milletleri Federal Birliği (FUEN) bünyesindeki Türk Azınlıkları ve Toplulukları Çalışma Grubu (TAG) sözcüsü olarak 8 ila 12 Mayıs tarihleri arasında Romanya ve Bulgaristan'a gerçekleştirilen ziyareti değerlendirdi.
ABTTF Başkanı ve TAG Sözcüsü Halit Habipoğlu, Romanya ile Bulgaristan'da yaşayan Türklerle bir araya geldiğini, Romanya'da Türk azınlığın resmen tanındığını ve haklarının anayasa ile garanti altına alındığını belirtti. Romanya'daki Türklerin devlet tarafından tanınan diğer azınlıklarla birlikte ulusal mecliste milletvekili ile temsil edildiklerini söyleyen Habipoğlu, Yunanistan'da ise azınlıkların tanınmadığını, azınlıkların temsil edilmemesi için ülke genelinde siyasi partilerin yanı sıra bağımsız adaylar için de geçerli olan yüzde 3 seçim barajı uygulandığını hatırlattı.
Bulgaristan'da Hak ve Özgürlükler Hareketinin (HÖH) son seçimlerin ardından ulusal mecliste 36 milletvekili ile temsil edildiğini vurgulayan Habipoğlu, Bulgaristan Başmüftülüğünün de devlet tarafından tanınmış bir kurum olduğunu kaydetti.
Habipoğlu açıklamasına şöyle devam etti: "Romanya ve Bulgaristan, 2007 yılında AB'ye üye oldular. Ülkemiz ise 1981'de AB üyesi oldu. Bu iki ülke komünizmden demokrasiye geçerken azınlıkların varlığını kabul etti, topraklarında farklı dil, din, kültür ve kimliklere hoşgörüyle yaklaşarak onları koruyan yasaları kabul etti. Ancak üzülerek söylemek zorundayım ki bunların hiçbiri ülkemde yok. Bu iki ülke ile ülkem arasındaki fark ne? Fark, ülkemde iyi niyet olmaması! Romanya ve Bulgaristan'da yaşayan azınlıklar, azınlık olarak resmen tanınsın ya da tanınmasın ülkelerinin toprak bütünlüğüne karşı gelip ülkeyi ele mi geçirdiler? Geniş haklar tanınınca bunları kötüye kullanıp ülkelerine ihanet mi ettiler? Hayır! Onlar sadece ülkelerinde eşit ve özgür bir yaşam için hak ve özgürlüklerini talep ettiler. Yani asıl mesele iyi niyetli yaklaşım! Ülkemiz bizim varlığımızı, kimliğimizi tanıyıp bizleri gerçek zenginlik olarak gördüğü gün mevcut sorunların çözülmemesi için hiçbir neden yok! İyi niyet olmayınca, sorunlar çözülmüyor, mevcut olanlara her gün yenisi ekleniyor. Bize de her alanda sesimizi duyurmak için mücadele etmek düşüyor. Hep yaptığımız gibi!"