Anasayfa

28-05-2024
Batı Trakya Türkleri, Türk - Yunan yakınlaşmasından ne bekliyor?
Batı Trakya Türk Azınlığı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşmaya nasıl bakıyor? Türk - Yunan ilişkilerinde son dönemde yaşanan yumuşamadan ve iki ülke arasındaki iş birliğinin artmasından ne bekliyor?
28 Mayıs 2024 Salı

Batı Trakya Türk Azınlığı temsilcileri, Türkiye - Yunanistan diyaloğu ve yakınlaşmasından beklentilerini GÜNDEM'e anlattı. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, milletvekilleri Hüseyin Zeybek, Burhan Baran ve Özgür Ferhat, Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma ve diyalog sürecini değerlendirdi ve Batı Trakya Türklerinin bu süreçten beklentilerini anlattı.

İBRAHİM ŞERİF - BATI TRAKYA TÜRK AZINLIÄžI DANIŞMA KURULU BAŞKANI - GÜMÜLCİNE MÜFTÜSÜ
"Evvela iki ülke cumhurbaşkanı ve başbakanının bir araya gelmesinden ve bir yakınlaşma sürecini başlatmış olmalarından duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak biz bu süreci destekliyoruz. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bunun daha da gelişmesini istiyoruz. İki komşu ülke ne kadar birbirine yakınlaşırsa bunun bize faydası olacaktır. Dünyada bir çok yaşanan olaylar var. Bu olaylardan iki ülke de etkileniyor. Bizim meselelerimiz tabii ki bu dünyada yaşanan gelişmelerin yanında belki çok küçük kalıyordur. Ama biz de bir azınlık olarak anavatan ile vatan idarecilerinin bizi konuşacağına, görüşeceğine ve diyalog ile sorunlarımızın çözümüne katkı sağlayacaklarına inanıyoruz. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Miçotakis'in görüşmesinin bizlere de iyi sonuçlar getireceğine hem inanıyoruz, hem de umut ediyoruz. Umut ediyoruz çünkü dünya bir yol aldı gidiyor. Bu ortamda diyalog ve iş birliği çok önemli ve çok olumlu. Bizim problemlerimizin akşamdan sabaha çözüme kavuşturulmasının da kolay olmadığını biliyoruz ancak yolun açılacağına inanıyoruz. Yani başlangıç yapılabilir. İki ülke birbirine yaklaştıkça bizim de umutlarımız artıyor. Umutlarla birlikte doğal olarak beklentilerimiz de artıyor. Bu beklentiler de haklı beklentiler. Çünkü çözüm bekleyen sorunlarımız var. Her şeyden önce kimlik sorunu. Yani kimliğimizin inkarı. Türk kimliğinin kabul edilmemesi. Bununla bağlantılı olarak İskeçe Türk Birliği ve diğer derneklerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması. Öte yandan müftülük, vakıflar gibi kronik sorunlar. Eğitimle ilgili ciddi sorunlar. Başka azınlık sorunları. Tüm bu sorunlar çözüm bekliyor. Dolayısıyla iki ülke birbirine yaklaştıkça bizim sorunlarımızın da çözüme kavuşturulacağına dair umutlar yeşeriyor. Aralık ayında Atina'ya gerçekleştirdiği ziyarette sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Danışma Kurulu üyeleri olarak görüşme imkanımız oldu. Geçtiğimiz günlerde sayın Erdoğan'la bu kez İstanbul'da başka bir toplantıya katılma sırasında kısa süreli de olsa görüşme imkanımız oldu. Kendisine sorunlarımızı ve beklentilerimizi her zaman ilettik ve iletiyoruz. Bizi ilgilendiren meselelerin de görüşmelerde konuşulmasından veya bir şekilde gündeme gelmesinden memnuniyet duyuyoruz. Diyalogla her şey mümkün. Tüm sorunlar çözülür. Yakınlaşmadan, barıştan, diyalogdan kimse zarar görmez. Düşmanlar ve cenabı Allah iki ülkenin bu diyalog ve yakınlaşma ortamını hiç bozmasın diyorum."

MUSTAFA TRAMPA - İSKEÇE MÜFTÜSÜ
"Öncelikle altı ay içinde iki liderin iki kez görüşmesinin önemli ve anlamlı olduğunu ifade etmek gerekir. Aralık ayında Atina'da bir görüşme olmuştu. Şimdi de birkaç gün önce Ankara'da bir ziyaret ve görüşme yapıldı. Bu aslında çok güzel ve umut verici bir olay. Her iki görüşmede de yapılan açıklamalara baktığımızda ilişkilerin olumlu bir ortamda devam ettiğini görüyoruz. Bunu gözlemlemek mümkün. Tabii ki anlaştıkları konular olduğu gibi, anlaşamadıkları veya farklı görüşte oldukları konular da var. Ben Batı Trakya Türk Azınlığıyla ilgili konuların da görüşüldüğüne inanıyorum. Sadece cumhurbaşkanı ve başbakan düzeyinde değil, daha başka görüşmelerde de, tüm seviyelerde yapılan ziyaret ve görüşmelerde de Batı Trakya konusunun ele alındığına inanıyorum. Batı Trakya denince ne yazık ki uzun zamandan beri sorun ve sorunlar akla geliyor. Maalesef son 40 yıldır azınlık olarak sorunların çözümünü bekliyoruz. Tabii açıklamalara da baktığımızda ülkemiz Yunanistan yöneticilerinin Batı Trakya'dan bahsederken sorunsuz bir bölgeden ve her şeye sahip olan bir azınlıktan bahsettiğini görüyoruz. Bu durum ne yazık ki böyle değil. Çevremize baktığımız zaman uzun yıllar boyunca çözüme kavuşturulmayan sorunları görüyoruz. Toplum olarak adeta sorunlarla yaşamaya alıştık. Çözümü bırakın, bu sorunlarımızın çözümüne yönelik adım atıldığını da göremiyoruz. Tabii ki son dönemde anavatanımız ile vatanımız arasında yaşanan yakınlaşma ve iş birliği ortamından çok memnunuz, çok mutluyuz. Bunun devam etmesini ve derinleşmesini istiyoruz. Tabii ki Batı Trakya Türk Azınlığı olarak bu süreçten beklentilerimiz var. Bu sürecin azınlık olarak sorunlarımızın çözümüne yönelik yardımcı olmasını istiyoruz. Azınlığın beklentileri var. Ancak bu beklentilerin henüz karşılandığını görmüyoruz. Azınlık sorunlarımızın çözümüne yönelik ciddi bir adım atılacağına dair henüz bir işaret göremiyoruz. Bakın ciddi problemlerimiz var. Eğitimde o kadar sorun var. Okullarımız sürekli kapatılıyor. İskeçe Azınlık Ortaokulu - Lisesindeki bina sorunu ortada. Özellikle bu dönemde bir bina sorununu konuşmayı ve buna çözüm getirilmemesini insanın aklı almıyor. Azınlık bundan yoruldu. Ve bu durum gerçekten abes. Birkaç sokak altta devlet okullarının durumuna baktığınız zaman manzaranın çok farklı olduğunu görüyorsunuz. Şöyle bir şey de var. Azınlık olarak sorunlardan ve beklentilerden bahsettiğimiz zaman konuyu dönüp dolaştırıp kimlik konusuna ve Türk kimliğinin inkarına getiriyorlar. Biz sorunlardan bahsetsek de, bize yöneltilen itham ve suçlamalarda bizim 'Türk' azınlıktan bahsettiğimizi ve bunun da tahrik olduğunu savunanlar var. Biz sorunları dile getirsek de tahrik olarak lanse ediliyor. Biz sadece kimlikten de bahsetmiyoruz. İskeçe'ye çok yakın köylerimizde tamir edilmeyen camiler var örneğin. Daha bir çok sorun var. Bütün konular geliyor kimliğe odaklanıyor. Tamam da o da bizim hakkımız. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir bakış açısı yok. Bunun değişmesi lazım. İki ülke arasında yaşanan yumuşama ve diyalog sürecinin bize de, yani Batı Trakya Türklerine de yansımasını istiyor ve bekliyoruz. Sorunlarımızın çözümüne gidecek yolun başlangıcını teşkil etmesini ümit ediyoruz. Huzur içinde, haklarımıza sahip olarak yaşamak istiyoruz."

HÜSEYİN ZEYBEK - İSKEÇE YENİ SOL MİLLETVEKİLİ
"İki ülke arasında uzun zamandır gergin bir dönem yaşandı. Ancak bir süredir bir yumuşama ve diyalog süreci var. Bu süreç kararlılıkla devam ediyor. Bizler de bu süreci tabii ki destekliyoruz. Bunun gelişmesini ve derinleşmesini istiyoruz. Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların çözümü ancak diyalogla mümkündür. Bu diyalogda azınlık sorunlarının ikinci veya üçüncü sırada yer alması da normal. Ancak bizim sorunlarımızın, azınlık sorunlarının da görüşülmesi ve gündeme getirilmesi sevindirici. Ümit ediyoruz ki bu olumlu süreç içinde bizim de yaşadığımız sorunların çözüm sırası gelir. Hatta gelmelidir. Çünkü azınlık toplumunun da ciddi beklentileri var. Ve bizim sorunlarımız aslında kolay çözülecek sorunlar. Yeter ki siyasi irade olsun. Türkiye ile Yunanistan arasındaki işvbirliği hiç şüphesiz iki ülke halkının yararınadır. Ben bundan bir ay önce Edirne Valiliği tarafından düzenlenen Balkan Ekonomi Forumu'na katıldım. Birçok Balkan ülkesi katılmıştı. Ülkemizden de ciddi katılımcılar vardı. Odalar düzeyinde, kurumlar düzeyinde ve iş adamları düzeyinde katılım oldu. Orada da gördük ki iki ülke arasındaki iş birliği ancak ve ancak kazanç getirir. Turizm, ticaret, ekonomi, sanayi ve diğer alanlarda ciddi iş birliği imkanları var. Bunlar arttıkça sorunlara bakış açısı da değişecektir. Son yıllarda kuzey Yunanistan'a ve Ege adalarına ciddi bir Türk turizm akını var. Yunan vatandaşları da Türkiye'yi ziyaret ediyor. 2024 yılında son 50 yıldır çözülemeyen sorulardan bahsediyoruz. Hala müftülük, vakıflar, kimlik ve eğitim gibi meselelerle uğraşıyoruz. Artık bunların çözüme kavuşması lazım. Son dönemde başlayan ikili iyi ilişkilerin bu sorunlarımızın çözümüne de yansımasını bekliyoruz. Bu süreç bunu kolaylaştıracaktır diye inanıyorum. İş birliğinden hiç kimse kaybetmez, hiçbir ülke ve toplum kaybetmez. Tam aksine kazançlı çıkar. Biz de azınlık olarak bundan kazançlı çıkmak istiyor ve bekliyoruz."

ÖZGÜR FERHAT - RODOP YENİ SOL MİLLETVEKİLİ
"Öncelikle belirtmek gerekir ki; Türkiye ile Yunanistan arasında süreç ilerledikçe iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkiler ve aynı zamanda toplumlar arasındaki ilişkiler iyileşmektedir. Sular durulduğunda pozitif bir etki ortaya çıkıyor. Batı Trakya Türk Azınlığı olarak sadece Miçotakis hükümeti döneminde değil, şimdiye kadar tüm hükümetler döneminde de iki ülke arasındaki yakınlaşma ve diyalog sürecinden büyük memnuniyet duymuşuzdur. Biz toplum olarak bu süreci her zaman destekledik ve destekliyoruz. Çünkü bunun bize çok büyük yararı var. Her şeyden önce iki devletin iyi ilişkiler içinde olması ve sadece bu iki ülke vatandaşları için değil, tüm bölge için çok önemli. Bizim ilk beklentimiz Türkiye ile Yunanistan'ın yoluna her zaman barış ve iş birliği içinde devam etmesi. Halkların da kardeşlik duygusu içinde yaşamasıdır. Bu sürece girildiğine inanıyoruz. Çok yönlü diplomatik görüşmeler devam ettikçe ilişkilerde olumlu süreç sürecektir diye düşünüyorum. Bu önceki hükümetler döneminde de bu şekilde olmuştur. Diyalog ve iş birliği ile çözülemeyecek sorun yoktur. Ancak bu sürecin, yani yakınlaşma ve diyalog sürecinin henüz azınlığımıza somut bir yansıması olmamıştır. Bunu da tabii ki biz bekliyoruz. Konuşulan konular var. Yunanistan'ın azınlığımız için adım atması gerektiğine inanıyorum. Hükümetlerin özellikle bazı sorunlarımıza çözüm getirmesi gerekiyor. Azınlık insanı artık bunu bekliyor. Bu sadece azınlık toplumu için değil, ülke için, Yunanistan için ve iki ülke arasındaki ilişkinin de gelişmesi açısından çok önemli ve hatta gereklidir. Ben bu bakış açısıyla bakıyorum. İki ülke arasında en başarılı bir şekilde ilerleyen konu ekonomik iş birliği konusudur. Biz toplum olarak bunu da destekliyoruz tabii ki. Çünkü toplumların sağlıklı bir şekilde kalkınabilmeleri için ekonomik gelişme kaçınılmaz. Bir azınlık milletvekili olarak, iki ülke arasındaki diplomatik yakınlaşmayı ve iş birliğini, diyalog sürecini desteklemişimdir. Bizim beklentilerimizin de önemlidir; bu beklentilere olumlu yanıt verilmesi halinde bu durumun iki ülke arasındaki ilişkilere ve yakınlaşmaya da pozitif katkısı olacaktır. İyi niyet olduğunda Yunanistan hükümeti de azınlık için adımlar atabilir. Atina'nın azınlığın sorunlarına bizim beklentilerimizi de dikkate alarak çözümler üretmesi gerekiyor. Bizim de azınlık temsilcileri olarak konularımızı ve beklentilerimizi ülke gündemine, iç siyasete daha fazla sokmamız gerekiyor. Bu konuda daha aktif olmamız gerekiyor."


BURHAN BARAN - İSKEÇE BAÄžIMSIZ MİLLETVEKİLİ
"Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma ve diyalog ortamının devam etmesi şüphesiz ki fayda getirir. Şahsen, iki ülke arasındaki kronikleşmiş problemlerin kısa zamanda çözüme kavuşması oldukça zor. Çünkü maalesef özellikle Yunanistan, kendi kamuoyuna karşı Türkiye ile olan problemlerinde hep kendi haklılığını savundu. Dolayısıyla bu konuda Yunan kamuoyu bir anlamda şartlandırıldı. Televizyonları izlerseniz, medyayı takip ederseniz hep Türkler saldırgan, hep Türkler gelecek falan. Böyle bir siyaset geliştirildi. Bu ortamda Yunanistan'ın geri adım atması çok zor. Çünkü kamuoyu böyle alıştırıldı. Böyle hazırlandı. Tabii ki soruların çözümü için diyalog olabilir. Olmalıdır da. Örneğin ticaret geliştirilebilir. Turizm geliştirilebilir. Bilimsel konularda iş birliği olabilir. Mevcut problemleri dondurarak yeni iş birliği alanları bulunabilir. Turizmde, ticarette bu iş geliştirilebilir. Yavaş yavaş diğer kronikleşmiş sorunlara da sıra gelebilir. Bu olabilir. Azınlık konusuna gelecek olursak. Burada bir kazanım olarak görebileceğimiz bir gelişme şudur. Bizim sorunlarımız da gündeme gelmiştir. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan azınlık konusunu da gündeme getirmiştir. Dolayısıyla bizi ilgilendiren sorunlar veya konular da bu görüşme masasındadır. Yunanistan'ın bizim etnik kimliğimiz konusunda itirazları olsa da bunun kayıtlara geçmesi önemlidir. Dolayısıyla ve doğal olarak da azınlığın da bu süreçten beklentisi var. Sorunlarım çözüme kavuşur mu diye düşünüyor azınlık insanı. Böyle bir beklenti doğmuştur. Aslında iki ülke arasında basit sorunlarla ilgili adım atılabilir. Örneğin ne bileyim Türkiye'de Ruhban Okulu açılır, burada da müftülük meselesi çözülür. Veya İskeçe Azınlık Lisesinin bina sorunu çözülür, orada da başka bir adım atılır. İskeçe Türk Birliği tabelası yerine asılır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı uygulanır. Yani iyi niyet göstergesi olarak yapılabilecek şeyler var. Bazı adımlar atılabilir. Açıkçası biz de bunu bekliyoruz. Örneğin camilerimizi tamir edemiyoruz. Bunlar artık sorun olmamalı. Yani aslında okul orada var. Bu yeni bir binaya kavuşsa kötü mü olacak? İskeçe Türk Birliği zaten var. Resmiyeti iade edilse, AİHM kararı uygulansa kötü mü olacak? Bunların çözümü aslında zor değil. Yani bunlar çözüme kavuşsun ki, daha sonra diğer büyük sorunlara sıra gelsin. Bizim toplum olarak beklentilerimiz var. Umut edelim ki bu beklentilerimize olumlu bakabilecek yöneticiler çıksın. Ama öte yandan bir Yunan takımında oynayan Türk vatandaşı bir sporcu 19 Mayıs Gençlik Bayramıyla ilgili paylaşım yaptığı için neredeyse takımdan uzaklaştırılıyor. Bu bağlamda çok da zor bir ortam var. Bunun zamanla değişmesi şart. İnşallah bu süreç bunun başlangıcı olur."



Haberler


BTAYTD Kadınlar Kolundan Demircik köyünde etkinlik

Dünya bu kararı konuşuyor: Hangi ülkeler Netanyahu’yu tutuklayacak?

Hakan Fidan: ‘Batı Trakya Türk Azınlığın sorunlarının çözümünün takipçisi olacağız’

Celal Bayar Azınlık Lisesinde ’Öğrenci Pazarı’na yoğun ilgi

Macaristan Başbakanı, Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini tanımayacağını açıkladı

Pentagon, Rusya’nın Ukrayna’da kıtalararası balistik füze kullandığını doğruladı

SİRİZA’daki kriz ve Yunanistan’daki yeni siyasi denge

Hakan Fidan’ın ‘Türk azınlık ve soydaşlar’ açıklamasına Atina’dan tepki

BTAYTD’dan meme kanseri konusunda bilgilendirme etkinliği

Özgür Ferhat, çiftçilerin sorunlarını Tarım Bakan Yardımcısı ve Genel Sekreterine iletti

‘Gigabit’ programı için başvurular başladı

SİRİZA ana muhalefet konumunu kaybetti