İskeçe Çınar Camii’nde 11 Ekim Cuma günü tayinli müftü naiplerinin provokasyon girişimi gerek yerel, gerekse ulusal gündemi ciddi anlamda meşgul etmişti. Hatta olay Türkiye’de de gündem konusu oldu. O gün yaşananlar, Batı Trakya’da uzun yıllardır çözüme kavuşturulmayan “müftülük sorunu”nun bir sonucuydu aslında.

Devlet tarafından müftülük makamlarına tayin edilen şahısların azınlık içinde dini lider olarak kabul görmediği, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının kendi müftülerini seçtiğini ve bu kişileri dini lider olarak tanıdığı bilinen bir gerçek. Hal böyle iken bazı çevrelerin “tayinli müftüleri” topluma dayatmaya çalışması, empoze etmesi her zaman sorun olmuştur.

11 Ekim Cuma günü tayinli üç müftü naibinin İskeçe Medresesinin açılış töreninden hemen sonra İskeçe Çınar Camii’ne girmeye çalışmaları da benzer bir sorunun yaşanmasına neden oldu. Tayinlilerin, camiye girmelerine müsaade etmeyen cemaat ve azınlık kurum yöneticileri, ulusal ve yerel Yunan basınında günlerce, haftalarca hedef gösterildi ve gösteriliyor.
Hedef gösterme, sindirme ve yıldırma politikası tam gaz devam ederken, “Dava açılmayacak mı?”, “Soruşturma başlamayacak mı?” sesleri yükselmeye başlamıştı ki Vatandaşı Koruma Bakan Yardımcısı dün mecliste bir soruya verdiği yanıtta İskeçe Çınar Camii’ndeki olayla ilgili soruşturma başladığını açıkladı.

Ne tesadüftür ki olayla ilgili soruşturmanın başladığının açıklandığı gün, olayın yaşandığı gün de Çınar Camii’nin yanındaki medresenin açılış törenine katılan Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis, Çınar Camiindeki olayın başrolündeki tayinli müftü naibi Cihat Halil’i ziyaret etti. Kalancis’in Gümülcine’ye yaptığı bu ziyaret hiç şüphesiz tayinli müftü naibine bir destek ve olayla ilgili “taraf” olduğunu beyan eden bir hareket.

Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis bu ziyaret sırasında, soruşturmanın başlatıldığı ve bu süreç devam ederken herkesin tarafsızlığını koruması gereken İskeçe Çınar Camii’ndeki olayla ilgili tarafını belli eden bir açıklama yaptı.

Olayla ilgili adli sürecin başladığı ortada ancak Kalancis adli sürecin başladığı olay ve bu olayda yer alan şahıslar hakkında öyle anlaşılıyor ki peşin hükme varmış. Zira, olayda yer alan soydaşları “failler” olarak nitelendirmekten çekinmiyor.

Kalancis ayrıca “faillerin” Yunan adaleti tarafından değerlendirileceğini belirterek, tayinli müftü naiplerine karşı çıkanların din ile aralarındaki ilişki hakkında da hüküm belirtiyor. Kalancis, müftü naibine saldıranların dinle ilgili olmayan, siyasi aktivizm yapan şahıslar olduğunu iddia ediyor.

Bir devlet görevlisi olan Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalancis’in adli sürecin başladığı bir olay hakkında yorum yapması ve tarafını belli etmesi doğal olarak ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Durum böyle olunca akıllarda şu soru oluşuyor: “Adli sürecin başladığı olay hakkında yönlendirme mi yapılıyor?”