10-12-2024
Azınlık kurumlarından ‘Dünya İnsan Hakları Günü’ mesajları
Batı Trakya Türk Azınlığı kurum ve kuruluşları, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle mesajlar yayımladılar. Mesajlarda, Yunanistan’ın, Batı Trakya Türk Azınlığının temel insan hakları ve azınlık haklarına yönelik sorumluluklarını yerine getirmekte yetersiz kaldığı ve iyileştirme adına bir çaba göstermediği vurgulandı.
Batı Trakya Türk Azınlığı kurum ve kuruluşları, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle mesajlar yayımladılar. Mesajlarda, Yunanistan’ın, Batı Trakya Türk Azınlığının temel insan hakları ve azınlık haklarına yönelik sorumluluklarını yerine getirmekte yetersiz kaldığı ve iyileştirme adına bir çaba göstermediği vurgulandı.
DEB PARTİSİ
10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilmesinden bu yana kutlanan Dünya İnsan Hakları Günü, insanlık için bir dönüm noktasıdır. Bu anlamlı günü bir kez daha yürekten kutluyoruz. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda tüm dünyada önemli mesafeler kaydedilmiş olsa da, maalesef devam eden savaşlar, çatışmalar ve insan hakları ihlalleri, bu konuda ne kadar hassas olunması gerektiğini bizlere ısrarla hatırlatmaktadır.
Ne yazık ki, insan hakları ihlalleri bağlamında, vatandaşı olduğumuz ülke Yunanistan’ın özellikle azınlık haklarımız konusundaki tutumları yıllardır bir türlü değişmemiştir. Avrupa Birliği üyesi olarak, insan haklarına saygıyı savunduğunu sıkça dile getiren ülkemiz, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının temel insan hakları ve azınlık haklarına yönelik sorumluluklarını yerine getirmekte yetersiz kalmakta ve iyileştirme adına da bir çaba göstermemektedir. Özellikle eğitim, din özgürlüğü ve etnik kimlik konularında süregelen ayrımcılık ve haksızlıklar, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunun Yunanistan’da ne denli ciddiyetle ele alınması gerektiğini gözler önüne sermektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Batı Trakya Türk Azınlığı lehine verdiği kararların uzun yıllardır uygulanmaması, durumun vahametini göstermektedir. AİHM’in derneklerimiz lehine aldığı kararları, uygulaması için Yunanistan’a yükümlülüklerini sürekli hatırlatmasına rağmen maalesef gereken adımların atılmaması, insan hakları karnemizde önemli bir eksiklik olarak durmaktadır.
Bu vesileyle, yalnızca Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının değil, dünyanın dört bir yanındaki tüm bireylerin ve milletlerin İnsan Hakları Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz. Irk, dil, din ve cinsiyet fark etmeksizin barış, adalet ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir dünya için üzerimize düşen sorumlulukları unutmamalıyız.
BATI TRAKYA TÜRK ÖĞRETMENLER BİRLİĞİ
VATANIN CEFASINDA VARIZ SEFASINDA YOKUZ…
Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine imza atmış, Avrupa Birliği normlarına uygun davranacağı taahhüdünde bulunmuş ülkenin adı Yunanistan. Ancak sürekli hoşgörü ve tolerans eksikliğini körükleyen garip oluşumların, siyasi yapıların ve devlet politikalarının geçmişten ders çıkarmasını beklediğimiz bir ülkedir Yunanistan. uluslararası bir antlaşma ile bizleri emanet alan fakat antlaşmayı kendine göre yorumlayıp, bizleri bizimle ilgili aldığı tüm kararların dışında tutan, bu aldığı kararlarla bizlere kan kusturan ve bizim bu ülkeden kaçmamız için elinden geleni ardına koymayan bir ülkedir Yunanistan. KKTC’nin kuruluşundan sonra Batı Trakya’da kimlik inkarına gidip adında “Türk” sıfatı olan tarihi birliklerimizin tabelalarını indirip, örgütlenme özgürlüğümüzü zorla elimizden alan ve bu hususta bizi haklı bulan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını tanımayan ülkedir Yunanistan. Vatan belleyip uğuruna savaştığımız, şehitler verdiğimiz, askerlik dendiğinde davul zurna ile gittiğimiz, vergi dendiğinde ödemek için birbirimizle yarıştığımız vatanımızdır bu topraklar. Evet, cefaya her daim ortak edildiğimiz ama sefada yok sayıldığımız bir vatandır Yunanistan…
Lozan Barış Antlaşması’nda bizi emanet alırken Yunanistan’ın garanti verdiği haklarımız şöyle özetlenebilir: Yaşam ve örgütlenme özgürlüğü hakkı, dolaşım, yurttaşlık ve siyasal haklar, kanunlar önünde eşitlik, kamu hizmet ve görevlerine kabul. Çeşitli meslek ve iş kollarında çalışma hakkı, mahkemelerde tercüman kullanma. Eğitim, din, hayır ve sosyal kurumlar alanlarında özerklik hakkı, dilediği dili kullanma hakkı, ana dili eğitiminde uygun görülen kolaylıkları kullanma hakkı, resmi dili öğrenme hakkı, eğitim, din ya da hayır işleri için devlet ve belediye bütçelerinden uygun ölçüde yararlanma. Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasından bugüne dek bu hakların eksiksiz uygulandığını söylemek maalesef güç. Hatta imkansız…
Bugün itibarıyla sıkıntıları yedi ana başlık altında özetlemek mümkün. Bu başlıklar; milli kimliğin inkarı, eğitimdeki sıkıntılar, müftü seçimleri, örgütlenme hakkının kısıtlanması, vakıf mallarının gaspı, siyasi engeller, 19. madde mağdurları ve ekonomik zorluklar olarak özetleyebiliriz.
Bu sebeple çok uzun soluklu bir mücadele bizimkisi. Kucağımızda bugünden yarına çözülmesi pek mümkün görünmeyen devlet eliyle oluşturulmuş bir sorunlar yumağı var. “Güvensizlik” üzerine inşa edilmiş, çözülmesi güç görünen sorunlar yumağı…
Birliklerimizin tabela ve resmiyetlerinin iade edildiği, kimliğimizin inkar edilmediği, vakıflarımızı özgürce yönettiğimiz, eğitim sorunlarımızın çözüldüğü ve müftü seçimlerini yapabildiğimiz 10 Aralık İnsan Hakları gününü kutlamak umuduyla… Bu sebeple umudu ve mücadeleyi bir bebek gibi büyütmek mecburiyetindeyiz.
n Hakları Günü! Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etmesinin ardından 1950 yılında alınan kararla 10 Aralık tarihi Dünya İnsan Hakları Günü olarak dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76. yılının kutlandığı bu yılki Dünya İnsan Hakları Günü’nün teması “Haklarımız, Geleceğimiz, Hemen Şimdi” ve bu tema doğrultunda insan haklarının günlük hayatımızdaki önemine dikkat çekiliyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, insan haklarının saldırı altında olduğuna, dünyada küresel eşitsizliklerin yaygınlaştığına ve çatışmaların yoğunlaştığına işaret ederek, uluslararası hukukun kasıtlı olarak görmezden gelindiğini, nefret söyleminin ayrımcılık, bölünme ve açık şiddeti körüklediğini kaydetti.
Bu yılın temasının bizlere insan haklarının geleceği inşa etmekle ilgili olduğunu hatırlattığına vurgu yapan Guterres, tüm insan haklarının bölünemez olduğunu, ekonomik, sosyal, medeni, kültürel veya politik olsun bir hakka zarar verildiğinde tüm haklara zarar verildiğini ifade etti.
AVRUPA BATI TRAKYA TÜRK FEDERASYONU
Bugün Dünya İnsan Hakları Günü! Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etmesinin ardından 1950 yılında alınan kararla 10 Aralık tarihi Dünya İnsan Hakları Günü olarak dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76. yılının kutlandığı bu yılki Dünya İnsan Hakları Günü’nün teması “Haklarımız, Geleceğimiz, Hemen Şimdi” ve bu tema doğrultunda insan haklarının günlük hayatımızdaki önemine dikkat çekiliyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, insan haklarının saldırı altında olduğuna, dünyada küresel eşitsizliklerin yaygınlaştığına ve çatışmaların yoğunlaştığına işaret ederek, uluslararası hukukun kasıtlı olarak görmezden gelindiğini, nefret söyleminin ayrımcılık, bölünme ve açık şiddeti körüklediğini kaydetti.
Bu yılın temasının bizlere insan haklarının geleceği inşa etmekle ilgili olduğunu hatırlattığına vurgu yapan Guterres, tüm insan haklarının bölünemez olduğunu, ekonomik, sosyal, medeni, kültürel veya politik olsun bir hakka zarar verildiğinde tüm haklara zarar verildiğini ifade etti.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, “Batı Trakya Türk toplumunun Avrupa ve uluslararası alandaki temsilcisi ABTTF olarak tüm insanların Dünya İnsan Hakları Günü’nü içtenlikle kutluyoruz. BM Genel Sekreteri Guterres’in de altını çizdiği gibi dünyada son yıllarda insan hakları ciddi bir tehdit altında. Ülkemiz Yunanistan’da da toplumumuzun en temel insan haklarından biri olan kendini ifade etme özgürlüğü reddediliyor, toplumumuzun varlığı ve Türk kimliği inkar ediliyor. Üç derneğimizle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını 16 yılı aşkın süredir ısrarla uygulamayan, ismindeki ‘Batı Trakya’ ibaresini bahane göstererek 2024’te başka bir derneğimizi kapatan ülkemiz, hukukun üstünlüğü ilkesini hiçe sayıyor. Geçen haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi, esnası ve sonrasında bir kez daha acı bir şekilde tecrübe ettiğimiz gibi ülkemiz siyaset ve ana akım medyasında toplumumuzu hedef alan nefret söylemi ve ötekileştirme sürüyor. Ülkemizin vatandaşları olarak eşit muamele görmek istiyor, ülkemizden toplumumuza yönelik sistematik ayrımcılığa son vermesini, ikili ve uluslararası antlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini ve haklarımıza tam saygı göstermesini talep ediyoruz.”
açıklamasında bulundu.