07-11-2016
Batı Trakya genelinden soydaşlar Mürsel Bali Kurbanı'nda buluştu
Meriç ilinin Sofulu belediyesine bağlı Ruşenler köyü yakınlarındaki tarihi Seyyid Ali Sultan Dergahı'nın kurucusu ve oğlu adına, 6 Kasım Pazar günü "Mürsel Bali Kurbanı" düzenlendi.
Türkiye'den de çok sayıda vatandaşların katıldığı etkinliğe, bu yıl Cumhurbaşkanlığı seçimleri dolaysıyla Bulgaristanlı soydaşlar katılamadı.
Mürsel Bali Kurbanı'na Türkiye'nin Gümülcine Muavin Konsolosu Osman Şahin, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Seyyid Ali Sultan Dergahı Vakfı Başkanı Ahmet Kara Hüseyin, İskeçe Türk Birliği Asbaşkanı İsmet Tüccar, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, DEB Partisi Gençlik Kolları Başkanı Murat Ahmet, Mehrikoz Yerel Yönetim Başkanı Ali Haseki ve Kozlukebir Belediyesi Meclis Üyesi Ahmet Kasap, Dünya Bektaşileri Genel Temsilcisi Hüseyin Başar Baba, İstanbul Cem Vakfı Bakırköy Şube Başkanı, Edirne'den Mustafa Çetin Dede, Bektaşi Babası, Yazar, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Din ve Ahlak Bilgisi Kitapları Komisyonu üyesi Hakkı Saygı, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinden Veli Horasanlı Dede'nin yanısıra çok sayıda soydaş katıldı.
"İSLAMİYET EVRENSEL BİR DİN. HİÇ MİLLİYET AYIRMAMIŞ, İNSAN OLANI SEVMİŞ, İNSAN OLANA AŞKI MUHABBET DUYMUŞ"
Seyyid Ali Sultan Dergahı'nda yapılan törende Kur'an-ı Kerim ve dualar okundu. Dünya Bektaşileri Genel Temsilcisi Hüseyin Başar Baba yaptığı konuşmada, "Bu azınlığın vermiş olduğu sevgi, muhabbet ve dinin temelini teşkil eden bu saygının temelinde birbirini anlayan kardeşlerimle gurur duyuyorum. Ne yazık ki İslam bugün karanlık günlere doğru itilmiştir. Bu beni üzüyor. İyi ki varsınız buralarda. İslamiyet evrensel bir din. Hiç milliyet ayırmamış, insan olanı sevmiş, insan olana aşkı muhabbet duymuş. Peygamber Efendimiz, bir aşk peygamberiydi. Yaradılışta insanoğlunun aşkla dünyaya geldiği bir vaka. Ne mutlu insanlığı ve kâinatı sevenlere. Ne mutlu İslamiyet'in bu yüce katını idrak edenlere" dedi.
"BU MUHTEREM ZATLAR İSLAMI SEVDİRMİŞLER, İSLAMIN SEVGİ DİNİ OLDUÄžUNU GÖSTERMİŞLERDİR"
Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Türkiye'den gelen misafirlere ve Muavin Konsolos Osman Şahin'e teşekkür ederek başladığı konuşmasında, "İslam aleminin bugünden başa doğru gittiğimizde ki üstadımızın da ifade ettiği gibi, insanlığın birbirini kırdığı ve Müslümanların ölenin de öldürenin de Allah dediği karmakarışık bir ortamda, dönemde, İslamın huzurunu, güzelliğini yaşamaya çalışan, yaşatmaya çalışan insanlar olarak buraya gelmiş bulunuyoruz. Balkan coğrafyasının fethinde bu muhterem zatların ordulardan önce buralara gelip İslamı sevdirmişler, İslamın sevgi dini olduğunu göstermişlerdir. Tarih içinde buraların kısa bir sürede İslamlaşmasını sağlayan insanlardır bunlar. Bunlar hepimizin atası, hepimizin büyükleridir. Biz, Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türkler, Lozan Antlaşması ile bu topraklarda bırakılan bütün insanlar kardeşiz. Allah birdir. Allah'tan başka tapacak Allah yoktur. Hz. Muhammed Mustafa onun elçisidir, deyen bütün insanlar kardeştir ve gerisi teferruattır" görüşlerine yer verdi.
Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu'ndan Muavin Konsolos Osman Şahin davet için Vakıf Başkanı'na ve Dergah müdavimlerine teşekkür etti.
Seyyid Ali Sultanı türbesinde yapılan konuşmalardan sonra Mürsel Bali'nin türbesinin bulunduğu Mürsel Sırtı'na geçildi. Burada katılımcılara yemek ikram edildi. Muavin Konsolosu Osman Şahin, Seyyid Ali Sultan Dergahı Vakfı Başkanı Ahmet Kara Hüseyin'ne, 1696 yılında 22. Osmanlı Padişahı Gazi II. Mustafa Şah'ın Seyyid Ali Sultan Dergahı ile ilgili bir fermanını takdim etti.
"GERÇEKLERİ İNSANLARA ANLATMAK İÇİN BU YAŞTA YOLLARA DÜŞTÜK"
İstanbul Cem Vakfı Bakırköy Şube Başkanı, Bektaşi Babası, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Din ve Ahlak Bilgisi Kitapları Komisyonu üyesi Hakkı Saygı konuşmasında şunları kaydetti: "Bir kaç gün önce Bulgaristan'daydık, şimdi de buradayız. Benim Alevilik üzerine sekiz tane kitabım var. Aleviliğin hurafelerden kurtulması için mücadele veriyorum. Geçenlerde bana bakanlıkta bu yaşta neden bu kadar koşturuyorsun ve buralara geliyorsun, dediler. Dedim ki, Yavuz Selim, Çaldıran Savaşı'nda Şah İsmail'e karşı savaşa başlamadan önce ordusunun içindeki tüm Bektaşi, Alevi ve yeniçerileri katletti. Bazı tarihlere göre kırk bin ki sayı önemli değildir. Bir katliam var. Katliamdan sonra da kendisini bağışlatabilmek için pek çok yollara başvurdu ve fetvalar verdirdi. İşte Alevilerin pişirdiği ve kestiği yenmez, onlar Allah ve Peygamber tanımaz, onlar mum söndü yaparlar, ana bacı tanımazlar, şeklinde iftira ve karalamalar vardı. İşte biz, bu iftiraları ve karalamaları temizlemek ve alnımızdan bu kara lekeyi temizlemeye çalışıyoruz. Gerçekleri insanlara anlatmak için bu yaşta yollara düştük. Mürsel Bali ile ilgili tarihte net bir bilgi yok. Bugün biz, Hacı Bektaş-ı Veli'nin Hakk'a yürüyüş tarihlerinde bile net bilgi bulamıyoruz. Mürsel Bali, Seyyid Ali Sultan'ın bel oğlu da olabilir, yol oğlu da olabilir. Daha çok Çelebilerin silsilesine bakarsak bel oğlu olduğunu anlarız. Benim buraya üçüncü gelişim. İçimizde bu sevgi olmasa buraya gelmezdik. Bu bir duygudur. Çok yerlere gidiyoruz. Sadece Bulgaristan'da 3200 tane Türkçe ad taşıyan köy tespit ettik. Burada da aşağı yukarı böyledir. Türkiye'nin her yerinde insanlara gerçekleri yansıtmaya çalışıyoruz. Bazı konularda başarılı da oluyoruz."
"BÜTÜN CANLAR BURAYA GELDİKLERİNDE GERİYE DÖNMEK İSTEMİYORLAR"
Türkiye'nin Çorlu şehrinde etkinliğe katılan Veli Horasanlı Dede konuşmasında, "Biz, Bulgaristan'ın Yablova bölgesinden Türkiye'ye göç etmiş insanlarız. Ancak Bulgaristan'da iken Seyyid Ali Sultan Ocağı'na bağlı olduğumuz için Türkiye'ye göç ettikten sonra da bu bağlılığımız devam ediyor. Dergahı ve Mürsel Bali'yi ziyaret için geliyoruz. Kendi imkanlarımızla buraya geldik. Allah Muhammed Ali yolundan ayrılmamak için Seyyid Ali Dergahı'nı baş tacımız olarak kabul ediyoruz. Mürsel Bali, Seyyid Ali Sultan'ın öğrencisi ve yol oğludur. Onun yanında öğreniyor. Seyyid Ali Hacı Bektaş'a gidiyor, yerine Mürsel Bali kalıyor. Öldükten sonra da buraya defnediliyor. Bizim buraya gelmemiz çok güzel ve sevinçli bir duygu. Bütün canlar buraya geldiklerinde geriye dönmek istemiyorlar. Burasının havasını, suyunu ve bereketini çok seviyorlar" ifadelerine yer verdi.