25-01-2017
Dimetoka Müslümanları Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Süleyman Macır: "Devlet azınlıkla diyalogdan kaçmamalı"
Dimetoka Müslümanları Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Süleyman Macır, azınlığı ilgilendiren konularla ilgili devletin diyalogdan kaçmamasını istedi.
Macır, Dimetoka Müftülüğü'ne yapılan atama ve bölgeyi ilgilendiren konularla ilgili olarak GÜNDEM'e konuştu.
"MÜFTÜ ATANIRKEN BİZE DE SORULMASI GEREKMEZ Mİ?"
Devletin Dimetoka Müftülüğü'ne atama yaparken, azınlığa sorma veya danışma ihtiyacı hissetmemesinin yanlış olduğunu ifade eden Macır, "Bir sabah uyanıyoruz ve görüyoruz ki müftülüğümüze atama yapılmış. Bize hiç sorulmadan, söylenmeden, danışılmadan bize müftülük yapacak birini görevlendirmişler. Peki bu görevlendirilen kimdir, bizi tanır mı, biz onu tanır mıyız? Devlet veya bu görevlendirmeyi yapan hükümet bizim için müftü tayin ederken, bizim de görüşümüzü alması gerekmez mi? Bizim de toplum olarak, Dimetoka'da yaşayan insanlar olarak, azınlık derneği olarak, orada yaşayan Müslüman Türkler olarak bu konuda görüşümüzün alınması gerekmiyor mu? Eğer bu yapılmıyorsa o zaman burada demokrasiden bahsedebilir miyiz?" diye konuştu.
"ATANMIŞ MÜFTÜ POLİSLERLE BİRLİKTE GELMİŞ"
Dimetoka Müftülüğü'ne atanan Hamza Osman Aliosman'ın müftülüğe polisler tarafından getirildiğini anlatan Dimetoka Müslümanları Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı, "Yeni atanan müftünün, müftülüğe polisler tarafından getirildiğini söylediler. Hatta yeni ve eski müftü arasında gerginlik yaşanmış. Eski müftü Mehmet Şerif Damatoğlu müftülüğü terketmek istememiş. Yeni atanan Hamza Osman da müftülükte kapının kilidini değiştirmiş. İki tarafın akrabaları arasında da sözlü tartışma yaşanmış, gerginlik olmuş." dedi.
Yaşanan olayların bir uzlaşı olmadığını gösterdiğini dile getiren Süleyman Macır, "Keşke devlet bizimle, yani toplumla bu işi konuşsaydı ve herşey güzellikle ve anlaşmaların öngördüğü şekilde yapılsaydı. Toplumun kabul ettiği bir atama olması her açıdan çok daha iyi olacaktı. Biz dernek olarak ve Dimetoka'da yaşayan Türkler olarak bu yönteme karşıyız. Bu atama yapılırken azınlığın görüşü alınmamıştır. Bu da çok büyük bir yanlıştır." ifadelerine yer verdi.
"DERNEÄžİMİZE VERİLEN DESTEK ÇOK ÖNEMLİ"
Dernek olarak Dimetoka'daki azınlık fertlerine kültür alanında hizmet etmeye çalıştıklarını belirten Macır, 2012 yılında kurulmalarına rağmen halk tarafından çok kısa zamanda sahip çıkılan bir sivil toplum kuruluşu haline geldiklerini söyledi. Kültürel faaliyetlerin yanı sıra dernekte azınlık çocuklarına Kur'an kursu verdiklerini kaydeden Süleyman Macır, insanların derneğin çalışmalarına verdiği desteğin çok önemli olduğunu vurguladı.
"DİMETOKA'DA İKİ BİN TÜRK AZINLIK ÜYESİ YAŞIYOR"
Macır sözlerine şöyle devam etti: "Dimetoka'nın nüfusu 10 bin. Bunun iki bini Müslüman Türklerden oluşuyor. Daha da fazla olabilir. Ancak son zamanlarda ekonomik kriz nedeniyle özellikle gençlerimiz göç ediyor. Özellikle de yurt dışına ve özellikle de Almanya'ya çalışmak için giden gençlerimiz var."
"AZINLIK İLKOKULUNUN HER AÇINDAN İYİLEŞTİRİMESİNİ İSTİYORUZ"
Azınlık mensubu çocukların Türkçe eğitim alabilmeleri için azınlık okulunun önemine değinen Süleyman Macır, "Ancak ne yazık ki Dimetoka'da azınlık ilkokulunun kötü ve kalitesiz bir okul olduğu yönünde bir propagandanın olduğunu söylemek gerekiyor. İnsanlar bu nedenle çocuğunu azınlık ilkokuluna göndermek istemiyor. Bu konuda isteksiz davranıyor. Tabii biz dernek olarak ve azınlık olarak bu okulumuzun iyileştirilmesini, her açıdan kalitesinin arttırılmasını istiyoruz. Azınlık okulunda çocukların hem Türkçe'yi, hem Yunanca'yı çok iyi bilmelerini, öğrenmelerini istiyoruz. Bu bizim hakkımız." diye konuştu.
"KUMÇİFTLİÄžİ'NDEKİ KARDEŞLERİMİZİN CAMİSİ DE, OKULU DA YOK"
Meriç iline bağlı Kumçiftliği'nde de önemli oranda azınlık nüfusunun yaşadığını hatırlatan Dimetoka Derneği Başkanı Süleyman Macır, Kumçiftliği'ndeki azınlık fertlerinin cami ve okullarının olmadığını söyledi. Dernek başkanı Macır şöyle dedi: "Kumçiftliği'nde bin civarında Müslüman Türk yaşıyor. Bu kardeşlerimizin camisi de, azınlık okulu da ne yazık ki yok. Bu konuda yetkililerin daha duyarlı olması gerekiyor. İnsanlarımızın bu ihtiyaçlarının ve isteklerinin yerine getirilmesi gerekiyor. Cami ve okul bu insanların hakkı."