12-05-2017
Ömer Devecioğlu'ndan yeni kitap
Aslen Gümülcineli olan Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ömer Devecioğlu yeni bir kitaba daha imza attı.
Prof. Dr. Erol Erduran ile birlikte hazırladıkları kitap, "Çocukluk Çağı Histiyositozlarında Tanı ve Tedavi" ismini taşıyor.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden sonra Memorial Şişli Hastanesi'nde çalışmalarına devam eden Devecioğlu, GÜNDEM gazetesinin son kitabıyla ilgili yönelttiği soruları yanıtladı.
GÜNDEM: Prof. Dr. Erol Erduran ile birlikte hazırladığınız "Çocukluk Çağı Histiyositozlarında Tanı ve Tedavi" isimli kitabınız yayınlandı. Öncelikle, histiyositoz nedir? Bu konuda bize bilgi verebilir misiniz?
ÖMER DEVECİOÄžLU: Histiyositozlar daha çok çocukluk çağlarında görülen bir hastalık grubudur.%10 -20 oranında erişkinde, hatta çok ileri yaşlarda da görülebilirler. Hasta olan hücre vücut savunmasının en önemli elemanı olan monosittir. Bu hücreler kandaki beyaz hücrelerin %3-8'ini meydana getirirler.Vücut savunmasında çok kritik bir role sahip- tirler. Dokulara geçince makrofaj ve histiyosit adını alırlar.
GÜNDEM: Bu kitabın hazırlıkları nasıl başladı? Sizi böyle bir çalışmaya iten nedenler neydi?
ÖMER DEVECİOÄžLU: 100 yıldan fazla bir geçmişi olan histiyositozlarla ilgilenmem 1987 yılında başladı.O tarihte hastanemizi ziyaret eden Histiyocyte Society sekreterinin teşvikiyle ben de bu derneğe üye oldum. Halen tek Türk (başka ülke vatandaşı 2-3 Türk soylu var) üyesiyim. Her yıl genellikle ekim aylarında üç gün süren bir konferansta toplanır, bilgi alışverişinde bulunuruz. Böyle bir kitap hazırlama düşüncesi iki yıl önce başladı. Ben de tecrübelerimi arkadaşlarımla ve Türk tıbbıyelisi ile paylaşmak istedim.
GÜNDEM: Hastalığın tanı ve tedavisi hakkında bilgi verebilir misiniz? Hastalara ve hasta yakınlarına tavsiyeleriniz ne olabilir?
ÖMER DEVECİOÄžLU: Hastalığı tanıma için bilgi sahibi olunması önemli. Tanı için aynen kanser hastalarında olduğu gibi doku örneği (biopsi) veya kemik iliği aspirasyon materyeli gerekiyor. Özetle cerrah, patolog, radiolog, hematolog ve onkologların katıldığı bir çalışma ile tanıya gidiliyor. Hafif formlar tedavi bile gerektirmezken, ağır formlarda kemoterapi gerekebiliyor.Tip II histiyositozlar ise çok ağır seyrediyorlar ve genetik geçişli olanlarda kemik iliği nakli yapılmazsa hasta kısa sürede kaybediliyor.
GÜNDEM: Üzerinde çalıştığınız başka bir kitap var mı? Ya da yeni bir çalışma planlıyor musunuz?
ÖMER DEVECİOGLU: Şu anda "Annelere Öğütler"in doktorlar için olan formunu çalışmaya aldık. İki yıl içinde bitirmeyi planladık. Çalışmalara gelince bir çok ulusal ve uluslararası çalışmanın içindeyiz. Ama hedef histiyositozları içine alan ulusal bir çalışmada yer almak. Türkiye bu konuda öncülük edebilir. Hatta Orta Doğu ve Balkanlar'da ortak projelerde olabiliriz. Bu konuda epey yol aldığımızı söyleyebilirim.