25-05-2017
Erol Erdoğan: "Gençleri en çok genç olmayanların anlama ihtiyacı vardır"
Batı Trakya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHLİMDER) tarafından 24 Mayıs Çarşamba günü "Gençleri Anlama Rehberi" konulu konferans düzenlendi.
Türkiye'den İlahiyatçı, Sosyolog Erol Erdoğan'ın konuşmacı katıldığı konferans BİHLİMDER Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Konferansa Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu'ndan Muavin Konsolos Osman Şahin, Gümülcine Seçilmiş Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet, Şapçı Azınlık Kültür ve Folklor Derneği Başkanı Ahmet Deli, DEB Partisi Gençlik Kolları Başkanı Murat Ahmet'in yanı sıra vatandaşlar katıldı.
Konferans BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin Ahmet'in konuşmasıyla başladı. Daha sonra Muavin Konsolos Osman Şahin katılımcıları selamlayarak konferansla ilgili düşüncelerini paylaştı.
Ardından İlahiyatçı, Sosyolog Erol Erdoğan söz alarak Batı Trakya'yı, Gümülcine'yi ders kitaplarında okuduklarını, Batı Trakyalı'larla ilk olarak fakültede tanıştığını belirtti.
"Gençleri en çok genç olmayanların anlama ihtiyacı vardır. Neden gençleri anlama ihtiyacı vardır? Çünkü nüfusumuzun çoğu genç" diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
Eğer bir toplumda gençleri anlayamıyorsak orada büyük bir problem var demektir. Eğitimde, kalkınmada, aile içi ilişkilerde problemler var demektir. Sizinle birkaç veriyi paylaşacağım. Türkiye ölçeğinde bir örnek vereceğim.Türkiye'de 1970, 1980 ve 1990 yıllarına göre 2017 yılında gençler için hizmet veren, gençlik çalışmaları yapan dernekler, vakıflar, cemaatler, belediyelerdeki gençlik kolları onbeş kat daha arttı. Dernekler, vakıflar, partilerin ve belediyelerin gençlik kolları, müstakil çalışan gruplar, gençlere yönelik dergiler v.s bütün bunların ulaştığı gençlik oranının yüzde kaçına tekabül ediyor? Gerek benim danışmanlık yaptığı şirketin gerekse diğer şirketlerin elde ettiği veriler nitelikli olarak gençlik oranının %10'nuna daki tekabül etmiyor. Böyle veri olduğunda hangi kurum ben gençlere ulaşıyorum diyorsa bence biraz düşünmesi gerekiyor.
"GENÇLİKLE İLGİLİ POLİTİKALARIMIZI NE ZAMAN TELAFİ EDERSEK O ZAMAN İLERLEME KAYDEDECEÄžİZ"
Bu veri başka kurumlarda da aynı olduğuna göre bizim İslam alemi olarak cevap aramamız ve bu işin üzerine gitmemiz gerekiyor. Gençlikle ilgili politikalarımızı ne zaman telafi edersek o zaman ilerleme kaydedeceğiz. Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz'dan sonra şöyle cümleleri duymuşsunuzdur; "biz gençleri anlamamışız", "tankların önüne yattılar", "şehit oldular" Bu cümleler bir toplumun itiraflarıdır. Türkiye'de her kesimin gençlik problemleri var. Gezi olaylarından sonra solcular, Kemalistler gençlik problemi olduğunu kendileri söylediler. 15 Temmuz sonrası, muhafazakarlar, solcular, Kemalistler hepsi gençlerimizi tanımamışız ne güzel gençliğimiz var dediler.
"GENÇLERİ YANLIŞ TANIMLARSAK ONLARDAN İSTEDİÄžİMİZ ENERJİYİ ALAMAYIZ"
Gençlik çalışmalarını akıl, din süzgecinden geçirmezsek gençlere tekrar haksızlık yapmış oluruz. Nerede hata yapıyoruz? Atalarımız gençlere "delikanlı" derdi. Biz bugün gençleri "yaramaz" kelimesi ile tanımlıyoruz. Gençleri enerjik ve delikanlı olarak tanımlamalıyız. Yanlış tanımlarsak onlardan istediğimiz enerjiyi alamayız. Çocuklarımızı "delikanlı" yerine "yaramaz" olarak gördüğümüzde onları kaybederiz. "Yaramaz" gördüğümüz çocukların enerjilerini eğer olumlu yöne çevirirsek faydalı oluruz. Yönetilmesi gerek bir enerji var. Eğer böyle olumlu bakarsan, gençliğe yönelik çalışmalar değişecektir. Verimliliğe dönüştürülmesi gereken gençlerin enerjisidir. Ortada bir enerji, dinamiz varsa bize düşen onu yönlendirmektir.
"GENÇLERİN EN BÜYÜK PROBLEMİ YALNIZLIKTIR"
Gençlerimize çalışmıyorlar, internette geziyorlar diyerek iftira atıyoruz. Hem Türkiye'de hem de dünyak 10 ile 30 yaş arasında daha çok kitap okunuyor. Yaş oranına baktığımızda o zaman biz gençlere neden okumuyor diyoruz? Okuma görevinin biz büyüklerden artık geçtiğini düşünüyoruz. Okumayı gençlik işi, okul sıraları işi olarak görüyoruz. O güne kadar okuduklarımızın bize yettiğini düşünüyoruz. Bazı konular konuşulurken bir genç fikrini söylemek istese de bizler "otur yerine sen bilmiyorsun" diyoruz. Çocuklar oyun mu oynamıyor yoksa bizler "yalnızlık" duvarını mı ördük? Bugünün gençleri çok şanslı diye bir cümleyi hepimiz kurduk. Bir toplumda boşanma oranları evlenme oranlarına yaklaşıyorsa o gençlerin sorunları olmadığını düşünmek yanlıştır, sorunlar var demektir. Bugünün gençlerini bugünün olanaklarıyla mukayese etmeliyiz. Eğer böyle hareket edersen bugünün gençlerini daha kolay anlarız.
Bugünün gençlerinin en büyül problemi yalnızlıktır. Bu yanlızlık uyuşturucu kullanma yaşını daha da düşürüyor. Bunun en büyük nedeni yalnızlıktır. Sosyal hayat, kültürel hayat, cami hayatı dahi gençlerimizin yalnızlık sorununu gideremiyor. Her gencin bir takım sorunları var. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kuşağı hangi ortamlarda yetişti ki ülkeyi yönetecek hale geldi. O kuşak çok iyi okullarda okumadı. Eğitim sürecinde gençleri etkileyen aktörler vardır. Eğer belirli ölçüde bu aktörler görevlerini biraz iyi yaparsa orada iyi eğitim var demektir. Eğitimde aileler çocuklarla ilgili görevleri öğretmenlerine yüklüyorlar. Anne babalık görevi devledilemez. Eğitim düzelmesinin temel şartı aktörlerin görevlerini yerine getirmeleridir. Bizim zamanımızda boş dersimiz olduğunda üst sınıflardan bize ders anlatmalar için abileri çağırırdık. Recep Tayyip Erdoğan kuşağında böyleydi. Alt sınıf üst sınıf ilişkisi vardı. Bu ilişki okulda, mahallede bütün eksikleri telafi eden bir ilişkidir. Ailede, sokakta, mahallede, bu alt üst, abi kardeş ilişkisini korumazsak sorunlar devam eder."
Konuşmanın sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan İlahiyatçı, Sosyolog Erol Erdoğan'a BİHLİMDER Başkanı Mehmete Emin Ahmet plaket takdim ederek teşekkür etti.
Konferans sırasında Erol Erdoğan'ın yazdığı kitapla satışa sunuldu. Kitaplara katılımcılar yoğun ilgi gösterdi. Erol Erdoğan satın alınan kitaplarını tek tek imzaladı.