Anasayfa

04-04-2018
"Avrupa'da İslamofobi Raporu" yayımlandı
Türkiye'deki Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Avrupa'daki İslamofobiyle ilgili rapor yayınladı. SETA'nın raporunda İslamofobi'nin özel bir ırkçılık türü olarak resmen tanınması gerektiği vurgulandı.
4 Nisan 2018 Çarşamba

SETA, Enes Bayraklı ve Farid Hafız’ın editörlüğünü üstlendiği rapor; "Avrupa'da İslamofobi Raporu 2017" adı altında yayımlandı. Raporda, Almanya’da Müslümanları hedef alan vaka sayısının 908, Polonya’da 664, Hollanda’da 364, Avusturya’da 256, Fransa’da 121, Danimarka’da 56 ve Belçika’da 36 olduğu belirtilirken, durumun endişe verici olduğu vurgulandı.

Bu yıl Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden önde gelen 40 bilim adamı ve sivil toplum aktivisti Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle Rusya ve Norveç’in de dahil olduğu 33 ülke ile ilgili raporları kaleme aldı. İstihdam, eğitim ve siyaset gibi kilit alanlarda karşılaşılan İslamofobik olaylara yer veren raporlarda, ülke bazlı politika tavsiyelerinde bulunulup olayların ayrıntılı birer kronolojisi sunuldu.

Raporda, şu ifadelere yer verildi: "Genel olarak Avrupa hükümetlerinin büyük çoğunluğu İslamofobiyle mücadele için özel tedbirler uygulamazken Almanya ilk defa İslamofobiyi ’siyasi gerekçeli suç eylemleri’yle ilgili resmi polis istatistiklerinde yer alan ’nefret suçları’ kapsamında bir alt sınıflandırmaya tabi tutarak kayıt altına almaya başlamıştır. Dahası İsveç hükümeti İslamofobi’nin ele alınması gereken bir sorun olduğunu kabul eden ’Irkçılıkla Mücadele Ulusal Planı’nı hayata geçirmeye karar vermiştir. Aynı şekilde İngiliz Muhafazakar Milletvekili Dominic Grieve’in gözetiminde hükümete anti-semitizme karşı 2016’da kabul edilen tanıma benzer bir Müslüman karşıtı ön yargı tanımını kabul etmesini salık veren 'The Missing Muslims: Unlocking British Muslim Potential for the Benefit of All' (Kayıp Müslümanlar: Herkesin Yararı için Müslümanların Potansiyelinin Ortaya Çıkarılması) başlıklı bir rapor hazırlanmıştır.

Avrupalı siyasetçilerin her terör saldırısının ardından Avrupalı toplumların 'ortak bir tavır ve direnç' gösterdiğini vurguladığı belirtilen rapor, İslamofobik olayların giderek arttığı ve Avrupa ülkelerini ciddi şekilde etkilemeye devam ettiğini ortaya koydu."

"KURBANLARIN YÜZDE 12'Sİ UÄžRADIÄžI SALDIRILARI YASAL MERCİLERE İHBAR EDİYOR"

Çeşitli İslamofobik saldırı örneklerine de değinilen raporda, "Sözlü saldırıdan fiziksel saldırıya ve cinayete kadar değişen vakalar raporla kayda geçirilmiştir. Bu bağlamda Almanya’da Müslümanları hedef alan vaka sayısı 908, Polonya’da 664, Hollanda’da 364, Avusturya’da 256, Fransa’da 121, Danimarka’da 56 ve Belçika’da 36 olmuştur. Endişelenmek için yeterli olan bu sayılar mevcut durumun yanında hiç hükmündedir. Nitekim raporun editörleri Avrupa Temel Haklar Ajansı’nın (FRA) bir anketine dikkat çekmektedir. Ankete göre İslamofobi kurbanlarının yalnızca yüzde 12’si uğradıkları saldırıları yasal mercilere -gerek polis, gerek STK’lar- ihbar etmektedir. Bu, Avrupa’da İslamofobiyle ilgili mevcut veri ve istatistiklerin buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu ortaya koymaktadır." ifadelerine yer verildi.

İslamofobinin kısır bir döngü içerisinde devam ettiği vurgulanırken, "İslamofobi özel bir ırkçılık türü olarak resmen tanınmadığı sürece Avrupalı Müslümanlar ayrımcı politikalarla karşı karşıya gelmeye devam edeceklerdir. AB Adalet Divanı’nın başörtüsünü yasaklayıcı şirket politikalarının ayrımcılık olmadığı yönündeki hükmü, Avusturya ve Romanya’da peçenin yasaklanması ve Letonya’da yaşanan benzer tartışmalar, Belçika’da helal kurban kesiminin Müslümanlara yasaklanması da dahil dini amaçlı kurban kesimine kısıtlama getirilmesi, benzer şekilde Avrupa’nın her yanında cami inşasını, ezanı ve çarşaf, burka ve burkini giyilmesini yasaklayan çeşitli yerel kararlar ayrımcı politikalardan bazılarıdır." denildi.

İslamofobi’nin her ülke bağlamında farklı şekilde nasıl ortaya çıktığı belirtilen raporda, "Birleşik Krallık, İsveç ve Almanya’da çok sayıda İslamofobik saldırı meydana gelmekle birlikte bu eğilimin tersi yönünde birtakım adımların atıldığı görülmektedir. İtalya ve Yunanistan gibi sözde ’mülteci krizi’nden en fazla etkilenen ülkelerde İslamofobi göçmen karşıtı ve yabancı düşmanlığı ile karışık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Öte yandan Balkanlar'da (Sırbistan, Arnavutluk ve Makedonya) saldırıların ana hedefi Türkler ve Müslüman yerli nüfustur. Ancak neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde gözlemlenebilen genel eğilimler de söz konusudur. Bu bağlamda Avrupa genelinde nefret söyleminin ve Müslüman aleyhtarı söylemin yayılmasında internet önemli bir rol oynamaktadır. Sosyal medyada yayılan Müslüman karşıtı yalan haberlerin eş zamanlı olarak siyaset gündemini belirlediği gerçeği gözler önüne serilmiştir." tespitlerine yer verildi.


Haberler


Ketenlik’te KEP bürosu açılacak

Belediye binasına Filistin’e destek pankartı astıran sendika başkanına soruşturma

İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununu Belediye Başkanı Kontos’a aktardılar

Kadına yönelik şiddet, toplumun her ekonomik grubu ve eğitim seviyesinden ferdini etkiliyor

GAT’tan kadına yönelik şiddet için farkındalık videoları

Mustafaoğlu: ‘Eşitlikçi bir dünya için kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyalım’

Şapçı Konferans Merkezi bakıma alınıyor

SİRİZA seçimlerinde İskeçe’de Famellos bir oy farkla birinci

BTAYTD Kadınlar Kolu’ndan Demircikte etkinlik

Kasselakis partisinin adını açıkladı

Rodop’ta SİRİZA üyeleri Sokratis Famellos’u tercih etti

Bulgaristan, Şengen Bölgesi’ne tam katılıma hazırlanıyor