13-09-2018
GTGB'de "Balkanlar'da Türk İslam Kültürü" konulu söyleşi
Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde "Balkanlar'da Türk İslam Kültürü" konulu söyleşi düzenlendi.
Türkiye'den Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş'un konuşmacı olarak katıldığı söyleşide azınlık gençleri Balkan coğrafyasındaki Türk İslam kültürü hakkında önemli bilgiler edindi. Etkinliğe Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet yönetti. Etkinliğe Türkiye'nin Gümülcine Muavin Konsolosu İbrahim Saklı, Gümülcine Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet ve Türkiye'den yazar Mehmet Türker ve soydaşlar katıldı.
"Balkanlar'da Türk İslam Kültürü" konulu söyleşi 11 Eylül Salı akşamı gerçekleşti. GTGB lokalinde gerçekleşen söyleşiye özellikle üniversitelerde eğitim gören azınlık gençleri büyük ilgi gösterdi.
Etkinlik GTGB Başkanı Necat Ahmet'in konuşmacı Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş'un özgeçmişini okuması ve katılımcıları bilgilendirmesiyle başladı.
Türk İslam kültürü hakkında önemli bilgileri aktaran Karakuş, Türk İslam kültürü ile ilgili birçok tarihi eseri fotoğraf olarak gösterdi.
"Balkanlar medeniyetin vitrinidir. Türk İslam kültürünün çeyizini görebilmek için o vitrine bakmak gerekir" diye konuşan Karakuş, Balkan coğrafyasının birçok noktasında Türk İslam kültürü ile ilgili kalıntıların olduğunu, ancak zaman içerisinde bu coğrafyada tarihi eserlerin %98'nin yok edildiğini, bugün sadece %2'nin ayakta kalabildiğini söyledi.
"Her millet kurduğu medeniyetle övünür" diyen Karakuş, Balkan meselesinin Türkler için çok önemli olduğunu vurguladı. Her tarihi eserin medeniyet kodları olduğu ifade eden Karakuş, o kodların çözülmesi gerektiği ve sebebinin ne olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi.
Türk İslam kültürüne ait sayısız eserin inşa edildiği fakat büyük bölümünün yok edildiği Balkan coğrafyasında üç ayrı dönemden bahseden Yrd. Doç. Dr. Karakuş, tarihi eserler hakkında bilgiler aktarırken, Balkanlar'daki Türklerin varlığını Osmanlı öncesi, Osmanlı dönemi ve Osmanlı sonrası diye ayırdı.
Karakuş konuşmasında şunları kaydetti: "Osmanlı öncesi dönemde Balkanlar'daki Türk varlığını o coğrafyada geçen yer isimlerinde görebilmek mümkündür. Yer isimlerinin çoğu Kuman, Avar ya da Hun Türkçesi'dir. Balkanlar'da hala Peçentsi isimleri vardır. Osmanlı öncesi dönemle ilgili birçok delil var. Balkanlar'da Türk varlığının 3000 ile 4000 yıl öncesine dayandığını söylemek mümkündür. Buna örnek olarak o bölgede yaşamış İstikler gösterilebilir. Osmanlı döneminde, Balkanlar'da Türk varlığına bakıldığında 1350'e gitmek gerek. Balkanlar'a ilk geçişi Çanakkale'nin Lapseki ilçesine bağlı Çardak kasabasından olmuştur. Gazi Süleyman Paşa bir grup gaziyle birlikte 1350'de Çanakkale Boğazı'nı geçerek Balkanlar'a ayak basmıştır. Gazi Süleyman Paşa, Orhan Gazi'nin oğludur. Süleyman Paşa'nın mezarı Bolayır'dadır. Ayak ucunda Namık Kemal'in mezarı bulunmaktadır. Vasiyeti üzerine buraya defnedilmiştir. Bildiğiniz gibi, Atatürk, 'Namık Kemal benim ruhumun fikir babasıdır' demişti. Burası mutlaka ziyaret edilmelidir. Balkanlar'da ilk Müslümanlaşma Sarı Saltuk döneminde başlamıştı. Sarı Saltuk'un Balkan coğrafyasında toplam 12 mezarı vardır. Bu mezarların sadece 1 tanesi gerçek diğerleri temsilidir.
Yrd. Doç. Dr. Karakuş, söyleşide Hollandalı araştırmacı Machil Kiel'e de değindi. Kiel'in hayatını Türk İslam kültürünü araştırmaya adamış, Türk eseri aşığı olduğunu belirten Karakuş, Kiel'in "Balkanlar'a Osmanlı gelmeden önce bu coğrafyada halk yararına yapılmış bir bina bile yokken, Osmanlı döneminde yapılanlar binaların neredeyse tamamı halk yararına olduğunu ancak, Balkanlar'daki Osmanlı eserlerinin %98'ni yıktıklarını belirttiğini dile getirdi."