19-11-2018
GTGB'de "Göçün Acısında Birleşen Gönüller" sergisi
Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde (GTGB), Türkiye'deki "Trakyalılar Yardımlaşma, Dayanışma, Araştırma ve Tanıtma Vakfı" tarafından "Göçün Acısında Birleşen Gönüller" fotoğraf sergisi ve müzik dinletisi düzenlendi. Etkinlik, 16 Kasım Cuma günü dernek lokalinde gerçekleşti.
"Göçün Acısında Birleşen Gönüller" fotoğraf sergisinin açılışını,Trakyalılar Vakfı Genel Başkanı Mustafa Gökhan Özgöç, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine Seçilmiş Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat ve Gümülcine Belediyesi mecli üyesi Sibel Mustafaoğlu kurdela keserek yaptılar.
Etkinliğe katılanlar Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Balkan Müzik Kültürleri Anabilimdalı Öğretim Üyesi Evrim Kaşıkçı'nın, söylediği Balkan ve Rumeli türküleri eşliğinde fotoğraf sergisini gezdiler.
Etkinlikte, Trakyalılar Vakfı Genel Başkanı Mustafa Gökhan Özgöç, Gümülcine Türk Gençler Birliği Necat Ahmet, Gümülcine Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete birer selamlama konuşması yaptılar.
MUSTAFA GÖKHAN ÖZGÖÇ
Trakyalılar Vakfı Genel Başkanı Mustafa Gökhan Özgöç yaptığı konuşmada, Trakya'nın gelişimi, kalkınması, kültür ve değerlerinin tanıtılması için faaliyet gösterdiklerini belirtti. Özgöç "Balkanlar coğrafyasının kaderinde göç var. Göç gerçeği yakın tarihimizde de devam etmektedir. Çok iyi biliyoruz ki burada bulunan herkesin yaşamında göçle yoğrulmuş hikayeler var." diyen Gökhan Özgöç "Aramızda her ne kadar fiziki sınırlar olsa da gönül birliğimizin sınır tanımadığını, aynı ailenin iki çocuğunun bu sınırlarla koparılmayacağını göstermek istedik." dedi.
NECAT AHMET
Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet yaptığı konuşmada, "Göçün Acısında Birleşen Gönüller" resim sergisinde hem tarihsel hem de kültürel olarak yaşanılan acıları ve zorlukları bir kez daha anımsayacağız. 93 harbi sırasında ve sonrasında, Balkanlar ve Kafkasya'da etnik temizlikler ve yer yer kırımlar görülmüş, sağ kalan ve sayıları bir milyonu aşkın olan Osmanlı vatandaşları ise dev göç dalgaları ile Anadolu'ya ulaşmıştır." dedi. Ahmet konuşmasının devamında 1989 göçüne değinerek 'Bir zamanlar çoğunluk olan azınlığın etnik kökenini, inancını, töresini, örfünü ve âdetini isim değiştirme ve akla hayale gelmeyen baskılar yaparak engellemeye çalışan devlet yöneticileri nihai amaçlarına ulaşmış ve halkı göç etmeye mecbur kılmıştır. Bizler bugün ki sergide madalyonun ikinci yüzünü göreceğiz. Bir devrin kapanışını ve tren vagonlarında, at arabalarında prangalara vurulan umutları ve hayalleri acı ve üzüntü ile yâd edeceğiz.'
FEHİM AHMET
Gümülcine Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet yaptığı konuşmada, "Göç olayı sadece bugün yaşanan bir olay değil. İnsanlığın dünyaya göçüyle başlamıştır. Tarih içerisinde çeşitli vesilelerle devam etmiş ve bugün de devam ediyor. Anlaşılıyor ki gelecekte de devam edecek bir süreçtir. Balkan coğrafyasında yaşayan Müslümanların bu acıyı fazlasıyla yaşadığını, her ailede buna dair hikayelerin anlatıldığını belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı:
"Göçü bazen bir hüzün olarak yaşarız, bazen bir şiir, bazen de aşk romanlarına konu olabilecek kadar geniş bir olgudur. Öyle anlıyoruz ki göç hadisesi insanlarla birlikte devam edecektir. Bu bazen savaşlarla, bazen de bugün yaşandığı gibi ekonomik krizlerle bölgelerini, yerlerini değiştirmek şekilde karşımıza çıkacaktır. Önemli olan şudur: Yaşadığımız ortamda, çağda, göç noktasında sıkıntılar yaşamayacak hayatı tercih etmek, bunun önlemlerini almak ve yaşanabilecek travmaları en aza indirmek için elbirliğiyle çalışılması gerekir. Bu nedenle serginin en azından bizlere böyle bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz."
AHMET METE
İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet mete yaptığı konuşmada, "Bu akşam göçün acısını hissediyoruz, dinliyoruz. Dedeler çekti, anneler çekti biz bugün bu göçün gölgesinde buluştuk, ama buluşamayanlar da var." dedi. Mete, Bulgaristan'la ilgili anılarını anlattı. Oradaki akrabalarını kaybettiklerini, ne Hıristiyan ne de Müslüman olduklarını, çocukların Bulgar isimleri aldıklarını, Bulgarlaştıklarını ve dinsizleştiklerini belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı: "Batı Trakya'dan iki devletin kabul ettiği göçlerin haricinde kaç kişi ailesini bırakıp okumaya gitti ve kaldı. Hele şimdi kaç kişi Avrupa'ya göç ediyor? Bunu hiç düşünüyor muyuz? Batı Trakya boşaldı! Balkan ve ova köylerine gidin hep yaşlılar kalmış. Gençler hepsi Avrupa'ya gitmiş!
Şimdi Türkiye'ye göç eden ister Bulgaristan'dan, ister Batı Trakya haricindeki Türkler olsun şanslı bir göç yaşadılar; Anavatan'a gittiler. Almanya'ya, İtalya'ya, Fransa'ya gidenler nereye gidiyor? Çok zor ve acı bir durum. Üçüncü kuşağın ne olacağını biraz önce Bulgaristan örneğinde verdim; orada baskıyla, diğer ülkelerde baskı olmadan ki çok eskiden gidenlerin torunlarını görüyoruz. Çok farklı bir hayat tarzı ve yaşantıları var.
Göçler ibret olmalı. Göçlerin nereye yapılması gerektiği konusunda insanlar fikir üretmeli ve yapılan göçlerden ibret alınmalıdır. Peygamberimiz de Mekke'den Medine'ye göç etti. Oradan İslâmiyet'in ışığı yayıldı. Kısacası gidilecek yerler kazanım olabilecek yerler olsun, kaybın yaşanacağı yerler olmasın.
Bir de göç edemeyenler var. Burada bırakılanlar var. Bunları ne yapacağız? Bunların durumu çok kötü. Bunların durumu gittikçe daha kötüye gidiyor.
Artık buralar bizim için zor oldu! Azınlık çekemiyor, kaldıramıyor artık! Çocuklarımızı nasıl okutacağız? Yarınların nasıl olacağı konusunda iyimser düşünemiyoruz ve herhangi bir umut taşıyamıyoruz. Yetkililerin buna eğilmelerini istiyoruz.
Göç edenler mi şanslı, burada kalanlar mı? Ben bunu hep sorguluyorum. Maalesef şunu çok söylüyorum: Sıkıntılar oldu, aileler dağıldı, ama üçüncü kuşak kurtuldu. Buradakiler hep aynı yerde, sıkıntı ve dertlerin içerisinde yaşıyoruz ki üçüncü kuşakların bile garantisi yok!"
Etkinliğe, Türkiye'nin Gümülcine Muavin Konsolosu İbrahim Sakli, BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah, Gümülcine Belediyesi meclis üyeleri Emre Ahmet ve Sibel Mustafoğlu'nun yanı sıra sanatseverler katıldı.