Anasayfa

21-10-2019
Altın çıkartılması yeniden gündemde
Rodop iline bağlı Şapçı ve Meriç ilindeki Güreci bölgesinde altın arama faaliyetlerinin yeniden başlayabileceğine ilişkin açıklamalar, altın madenleri ve bu projenin yol açacağı çevre felaketiyle ilgili tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu.
21 Ekim 2019 Pazartesi

Başbakan Kiriakos Miçotakis'in, Halkidiki ve Batı Trakya bölgesinde altın çıkarılmasına ilişkin açıklamalarından sonra konu bölge gündeminin üst sıralarına oturdu.

BAŞBAKANIN AÇIKLAMASIYLA YENİNDEN GÜNDEME GELDİ

GÜNDEM Gazetesi olarak, 1999 yılından bu yana bölgemizde altın çıkarılmasına karşı mücadele veren Rodop - Evros İlleri Altın Çıkarılmasına Karşı Mücadele Komisyonu'nda yer alan Sula Dragumani'yle konuştuk. Komisyon olarak bölgeyi çevre felaketlerinden korumanın en önemli öncelikleri olduğunu anlatan Dragumani, bölgede büyük bir çevre felaketine neden olabilecek altın çıkartma faaliyetinin yeniden gündeme geldiğini söyledi. Başbakan Kiriakos Miçotakis'in Eylül ayında Selanik Fuarı'nda yaptığı konuşmada El Dorado Gold firmasının Halkidiki bölgesinde faaliyete başlayabileceğini, yerel toplumun istemesi halinde aynı şeyin Şapçı ve Güreci bölgesinde de yapılabileceğini açıkladığını hatırlatan Sula Dragumani, bu açıklamanın son yıllarda adeta unutulan altın çıkarılması konusunu yeniden gündeme getirdiğini kaydetti.

"56 İMZALI BİLDİRİ YAYIMLANDI, İMZA TOPLAMAYA DEVAM EDİYORUZ"

Trakya'daki yerel toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla daha önceleri altın madenlerine hayır dediğini hatırlatan Dragumani şöyle devam etti: "Sayın başbakan Selanik Fuarı'ndaki konuşmasıyla bölgemizde bu konunun yeniden gündeme geleceğini ve altın madenleri denen tehlikenin nihai ve kesin bir şekilde ortadan kalkmadığını ortaya koymuştur. Bu olayın sonrasında Doğu Makedonya - Trakya Belediyeler Birliği bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya bölge genelinden çok sayıda kurum temsilcisi katıldı. Burada da yazılı bir bildiri çıktı. Bu bildiriyle altın çıkarılmasına karşı tepki açıkça ortaya kondu. Bu 56 imzalı bir bildiriydi. Biz; Altın Çıkarılmasına Karşı Mücadele Komisyonu olarak kurumlardan imza toplamaya devam ediyoruz. Toplanan imzalar önümüzdeki dönemde bu konuda bölgemizin yetkilileri tarafından Atina'ya yapılacak ziyarette yetkili bakanlıklara, hatta başbakana iletilecek. Yerel toplumun bu bölgede altın madenlerine ve altın çıkarılmasına karşı olduğu ve bu olaya tepkili olduğu açıkça bir kez daha yetkililere iletilecek."

"BU MÜCADELE 20 YIL ÖNCE BAŞLAMIŞTI"

Yerel toplumun bölgede altın çıkarılmasına karşı mücadelesinin bundan tam 20 yıl önce başladığını hatırlatan Rodop - Evros İlleri Altın Çıkarılmasına Karşı Mücadele Komisyonu üyesi Sula Dragumani, "Olay tam 20 yıl önce 1999 yılında başlamıştı. O dönemde Rodop ili meclisinde yapılan yedi saatlik bir toplantıdan sonra ilk bildiri yayımlanmıştı. Altın Çıkarılmasına Karşı Mücadele Komisyonu da o dönemde oluşturulmuş ve bu mücadeleye başlamıştı. Bugün 20 yıl sonra yerel toplum yine aynı mesajı veriyor. Bölgemizde altın yatırımı, altın madeni, altın çıkarılması gibi bir şeyi istemiyoruz. Böyle bir kalkınma modeline karşıyız. Bunu da en güçlü şekilde dile getiriyoruz. Sayın Başbakanın son açıklamasından sonra bu mesajı yine güçlü ve net bir şekilde vermemiz zorunlu hale gelmiştir." dedi.

"ALTIN MADENLERİNİN FAALİYETE BAŞLAMASIYLA DİÄžER EKONOMİK ÜRETİM ŞEKİLLERİ DURACAK"

Altın çıkarılması işlemi için kullanılacak yöntemlerin doğal felaketlere neden olduğunu anlatan Dragumani, "Aramaların yapılacağı toprak zaten çok büyük oranda zarar görecek. Bunun dışında altın aramalarının yapılacağı geniş bölgede tarım ve hayvancılıktan bahsetmek mümkün olmayacak. Bölgedeki sular zehirlenecek. Havada ise toksik maddeler olacak. Altın madenlerini olacağı yerde diğer üretim şekilleri ortadan kalkacak. Tarım ve hayvancılıktan bahsetmek mümkün olmayacak. Bir süre sonra bölgede sadece altın madenleri faaliyetinden bahsedilebilecek. Diğer ekonomik faaliyetler ise mecburen rafa kaldırılacak. Bu nedenle bu olayı çok ciddi bir şekilde değerlendirmeliyiz." ifadelerini kullandı.

"TOPLUMUMUZUN ALTIN OLAYINDAN KAZANABİLECEÄžİ HİÇ BİR ŞEY YOK"

GÜNDEM'in
, "Ekonomik kriz nedeniyle altın çıkarılması çalışmalarının istihdam yaratacağına inanan kişilere ne söylemek istersiniz?" sorusunu yanıtlayan Dragumani şu ifadeleri kullandı: "İstihdam konusu önemli. Altın çıkartılmaya başlayıp, altın madenleri faaliyete başladığında yaratılacak sınırlı sayıda istihdam olabilir. Ancak bu yaratılacak istihdamın yanında yok olacak o kadar büyük iş fırsatları ve istihdam var ki. Bunu karşılaştırmak bile yanlış. Her şeyden önce birkaç yıl içinde o bölgede hayvancılık veya tarımdan bahsetmek mümkün olmayacak. Bölgedeki su kaynaklarının bile kullanılamayacak ölçüde zehirleneceğini söylemek lazım. Yerel bölgenin ve toplumun altın olayından kazanacağı hiçbir şey yok. Buna başka bölgelerden örnekler vererek de değinebiliriz. Örneğin Afrika'da Zambia. Altın ve diğer yer altı kaynakları açısından en zengin ülkelerden biri. Ancak bu durum ekonomik kalkınmaya ve vatandaşlara hiçbir katkı sağlamıyor. Bütün zenginliği çok uluslu büyük şirketler alıp götürüyor. O ülkelere de çevre felaketi kalıyor."

"YEREL TOPLUMUN YİNE AYNI MESAJI GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE VERECEÄžİNE İNANIYORUZ"

Trakya'daki altın yatırımına karşı yerel toplum ve vatandaşlar olarak bölgemizi korumak zorunda olduğumuzu vurgulayan Rodop - Evros İlleri Altın Çıkarılmasına Karşı Mücadele Komisyonu üyesi Sula Dragumani, "Atlına Hayır mesajının güçlü olduğuna inanıyorum. Evet her yerde farklı düşünen insanlar ve kurumlar olabilir. Ancak şu ana kadar 20 yıl içinde bölgemizdeki kurum ve kuruluşların, insanların, vatandaşların bu 'hayır' mesajını güçlü bir şekilde verdiğine inanıyoruz. Pek fazla çatlak ses çıktığı söylenemez. Bölgemizde siyasilerin, yerel yöneticilerin ve sivil toplum kuruluşlarının gereken mesajı bugüne kadar verdiğine inanıyoruz. Olayın gündeme geldiği son dönemde de yine bölgemizin tek yumruk olarak 'Altına Hayır' mesajını tekrar vereceğine inanıyoruz. Ancak vatandaşlar olarak uyanık olmak, hassasiyet göstermek ve rehavete kapılmamak zorundayız." diye konuştu.

"ALTIN ÇIKARTMA YÖNTEMLERİNDE DEÄžİŞİKLİK OLMADI"

Son yıllarda altın çıkartılma yöntemlerinde önemli bir değişiklik olmadığına dikkat çeken Dragumani, siyanürle altın çıkarmanın bölgeyi doğal afetle karşı karşıya bırakmak anlamına geldiğini söyledi. Dragumani, bu ciddi tehlike ve tehdit karşısında tüm bölgenin buna güçlü bir şekilde tepki gösterdiğini vurguladı. Bölgedeki toprağın kükürt içerdiğini anlatan Dragumani, "Altın çıkarılmasa bile tonlarca toprağın kazılması, bu kükürtün havayla ve suyla karışması anlamına geliyor. Bu da havanın ve suyun çok ciddi anlamda zarar görmesi demektir. Yani altın çıkarılmasa bile, sadece toprağın kazılması dahi başlı başına bir tehdit ve tehlikedir." ifadelerini kullandı.

"ALTIN ŞİRKETLERİ TAMAMEN BÖLGEDEN KAÇINCAYA KADAR RAHATLAMAYACAÄžIZ"

"Yerel toplumu altın arama konusunda rahatlatacak olan olay nedir? Ne zaman toplum bu konuyu gündeminden çıkartabilecektir?" sorusunu yanıtlayan Sula Dragumani şöyle konuştu: "Bölgemizde altın çıkartma çalışmaları yapmak isteyen şirketin henüz bir izni yok. Olay, başbakanın açıklamasıyla gündeme geldi. Dolayısıyla şu anda sayın başbakanın yapacağı yeni bir açıklama bölge insanını bir nebze olsun rahatlatacaktır. Ancak altın şirketleri 25 yıldır bölgemizde. Ve bir şekilde izin almaya çalışıyor ve topluma sızmaya çalışıyor. Biz bölge insanı olarak ve bu mücadeleyi sürdüren insanlar olarak, altın şirketleri kesin ve nihai bir şekilde buradan kaçmadan rahatlamayacağız. Çünkü bu faaliyete başlarlarsa bu uzun süre devam edecek. Bütün mesele altın çıkarılması faaliyeti başlamasın. Zira başlarsa felaketin başlangıcı olacaktır. Dolayısıyla verdiğimiz mücadele devam edecek."

Haberler


Gümülcine Türk Gençler Birliğinden sağlıklı yaşam etkinliği

Von der Leyen başkanlığındaki AB Komisyonu güvenoyu aldı

GPO anketi: Hayat pahalılığı ailelerin belini büküyor

Marinakis: ‘İsrailli yetkililer için alınan tutuklama kararı yanlış’

YTB Başkanı Eren, Büyükelçi Erciyes’i ziyaret etti

Telekulak skandalı yine gündemde

Güler: ‘ABD’nin Dedeağaç’taki askeri varlığını yakından takip ediyoruz’

ESP raporu: ‘Yunanistan’ın mültecileri geri itme uygulamaları organize bir devlet politikası’

İTB ‘Gençlik Buluşmaları’nın bu ayki konuğu Milletvekili Burhan Baran oldu

Yunanistan, S-300’ü Ermenistan’a mı veriyor?

Ampelokipi’deki patlamayla ilgili bir kişi daha gözaltına alındı

Merkel kitabında Çipras’tan sempatiyle bahsediyor