25-08-2015
İrazabalbeitia Batı Trakya izlenimlerini yazdı: "Yunanistan’da Türk toplumu ayrımcılığa maruz kalıyor"
Avrupa Parlamentosu eski milletvekili, İspanya'daki Aralar Partisi Uluslararası İlişkiler Direktörü İnaki İrazabalbeitia, Temmuz ayında gerçekleştirdiği Batı Trakya ziyaretiyle ilgili izlenimlerini kendi internet sitesinde yazdı.
Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilen Avrupa Hür İttifakı'nı temsilen DEB Partisi'nin davetlisi olarak Batı Trakya'ya gelen İrazabalbeitia, İngilizce olarak kaleme aldığı yazıda gerçekleştirdiği ziyareti ve Batı Trakya Türklerinin sorunlarını değerlendirdi.
Dr. Sadık Ahmet'in 20. ölüm yıldönümünde düzenlenen anma törenine katılmak için Batı Trakya'ya gittiğini belirten İnaki İrazabalbeitia, "Burada, AB sınırları içinde azınlıklara yönelik ayrımcılığın örneklerine tanık olma fırsatım oldu." ifadesini kullandı.
DOKUNAKLI BİR TÖREN
İrazabalbeitia yazısında, "Sadık Ahmet 24 Temmuz 1995 tarihinde, trafik kazasında ölmüş. Sadık bir doktor. Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi'nin kurucusuydu. Yunanistan’daki Türk toplumunun lideri olan Sadık Ahmet toplumun dilsel, kültürel ve insan hakları savunucusu ve Yunanistan Parlamentosu eski milletvekiliydi. Çok dokunaklı ve duygusal törende, Gümülcine mezarlığında binden fazla kişi, Sadık Ahmet'i hatırlamak için toplandı." ifadelerini kullandı.
"BATI TRAKYA YUNANİSTAN'IN EN AZ GELİŞMİŞ BÖLGESİ"
Yunanistan'daki Türk toplumunun yaklaşık 150 bin kişiden oluştuğunu kaydeden İspanya'nın Bask bölgesindeki Aralar Partisi Uluslararası İlişkiler Direktörü İnaki İrazabalbeitia, Batı Trakya bölgesinin ekonomisinin tarıma dayandığını ve bu bölgenin Yunanistan'ın en az gelişmiş bölgesi olduğunu kaydetti. İrazabalbeitia şöyle devam etti: "Bu bölge Yunanistan’ın en az gelişmiş bölgesi. Yani, Türk toplumunu zor bir gelecek bekliyor. Çünkü gençlerin bölgede aile kurmak ve geçinmelerini sağlamak için fırsatlar eksik. Diğer Avrupa ülkelerine ve çoğunlukla da Almanya’ya olan göç, gençler için tek umut gibi görünüyor."
"YUNANİSTAN İKİ DİLLİ ANAOKULUNA İZİN VERMİYOR"
Avrupa Parlamentosu eski milletvekili İrazabalbeitia web sitesinde paylaştığı yazısında, "Sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ile bir araya gelip, toplumun durumu, kültürel ve dilsel haklar eksikliği, yani sosyal durum hakkında bilgi edinme fırsatım oldu.
Lozan Antlaşması, Yunanistan ile Türkiye arasında 1923 yılında imzalandı. Bu antlaşmayla Türkiye’deki Rum toplumu ve Yunanistan’daki Türk toplumuna hem kültürel, hem de siyasi haklar verilmişti. Ancak, Yunan makamlarının bu antlaşmayla ilgili yorumu, Yunanistan'daki Türklerin tanınması için bir engel.
Örneğin, Lozan Antlaşması Yunanistan’da ilköğretim okullarında iki dilli eğitim (Yunanca ve Türkçe) hakkını Türklere verilmiştir. Ancak ortaokul veya anaokul eğitimi hakkında hiçbir şey söylenmemiş. Şimdi, Yunanistan’da zorunlu olmakla birlikte, hükümet iki dilli anaokulları açılması taleplerine olumlu yanıt vermemektedir. Çift dilli ortaokullar için ise talebi karşılanmamakta ve hiçbir yeni lisenin açılması için yetki verilmemekte." dedi.
"TÜRK İSMİNİ TAŞIYAN KURULUŞLAR HUKUK DIŞI İLAN EDİLDİ"
Kıbrıs olaylarından sonra Yunan makamlarının "Türk" kelimesinin kullanılmasını engellediğini hatırlatan İnazabalbeitia, bu sıfatı taşıyan kuruluşların hukuk dışı ilan edildiğini vurguladı.
İrazabalbeitia, Batı Trakya izlenimleriyle ilgili yazısının şöyle noktaladı: "Yunanistan’da Türk halkı resmi olarak ’Müslüman Yunanlılar’! Bu çılgınca! Bu topluluğun bir üyesinin bana söylediği gibi: 'Dilim ve kültürüm Türk, ama kendimi öyle tanınlıyamıyorum. Ben ateistim, Müslüman değilim. Peki ben neyim?"
"AB'NİN SAÄžLAM POLİTİKASI OLMADIÄžI İÇİN ÜYE DEVLETLER İSTEDİKLERİNİ YAPIYOR"
Irazabalbeitia, Yunanistan'daki Türk toplumunun, Avrupa Birliği'nin azınlıkların haklarını koruma konusunda sağlam bir politikaya sahip olmamasının başka bir kurbanı olduğunu belirterek, AB üyesi devletlerin azınlıkların kültürel ve dilsel hakları konusunda istedikleri politikaları uyguladıklarına dikkat çekti