Anasayfa


07-09-2020
İTB davası öncesinde Yargıtay Mahkemesi’ne ayar mı çekiliyor?
İskeçe Türk Birliği (İTB) davası yıllardan bu yana devam ediyor. 1983 yılında derneğin tabelasının yerinden sökülmesiyle başlayan, 2008 yılında İTB’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde davayı kazanmasıyla farklı bir sürece giren bu dava, ülke gündemini belli aralıklarla meşgul ediyor.
7 Eylül 2020 Pazartesi

Uluslararası hukuk ve insan hakları normları dikkate alınmadan, tamamen siyasi kaygılarla mahkemeler tarafından kapatma kararı verilen İskeçe Türk Birliği’ne, Türk adını taşıyan diğer azınlık derneklerine ve genel anlamda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na yönelik hakim bakış açısı ne yazık ki değişmiyor.

2017 yılında Yunan Parlamentosu’nda kabul edilen 4491/2017 sayılı yasa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava kazanmış derneklere, bu kararın Yunanistan tarafından uygulanması amacıyla yeniden iç hukuka başvurma imkanı veriyor. Yasa kabul edilir edilmez, İskeçe Türk Birliği, AİHM kararının uygulanması ve derneği resmiyetinin iade edilmesi amacıyla Trakya İstinaf Mahkemesi’ne dava açmıştı. İstinaf Mahkemesi’nin reddettiği davanın Yargıtay'da görüşülmesi , Kovid -19 salgını nedeniyle ertelenmişti. Davanın erteleme sonrası Yargıtay’da (Arios Pagos) görüşüleceği tarih Ekim ayında.

Bu arada, diğer derneklerin davaları da sürüyor.

ESTİA GAZETESİ
2008 yılında açıklanan AİHM kararının 12 yıldır uygulanmadığını; geçen süre içerisinde Avrupa Konseyi’nin ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının azınlık dernekleri davalarıyla ilgili mahkeme kararlarını uygulamadığı için Yunanistan’ı sürekli bir şekilde uyardığını ve bu kararları uygulaması için çağrıda bulunduğunu hatırlatalım.

Yargıtay’ın bu kez Avrupa Konseyi’nin uyarılarını dikkate almasından ve 12 yıldır uygulanmayan AİHM kararının uygulanmasından endişe eden çevreler, İTB duruşmasının yapılacağı tarihe haftalar kala “uyarıda” bulunuyor, hatta “aba altından sopa” gösteriyor adeta.

Son yıllarda azınlık karşıtı haber ve yorumlarıyla dikkat çeken ulusal Estia Gazetesi bugünkü (7 Eylül 2020) sayısında konuyu manşetine taşımış. “Arios Pagos Trakya’daki derneklerin ‘Türk’ olarak adlandırılıp adlandırılmamasına karar verecek” başlığıyla çıkan haberde üç fotoğrafa yer veriliyor. Fotoğraflardan birinde Yargıtay Genel Kurulu var. Ortadaki fotoğrafla ise konuyla hiç ilgisi olmamasına rağmen, tamamen olumsuz algı yaratmaya yönelik Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin fotoğrafına yer veriliyor. Üçüncü fotoğrafta ise biraz da hedef gösterilerek Yargıtay Başkanı sayın Angeliki Aliferopulu yer alıyor.

Estia Gazetesi’nin haber – yorumu, “bazı azınlık derneklerinin ‘Türk’ olarak isimlendirilmesi konusundaki ısrarı”yla başlıyor. İskeçe Türk Birliği'nin 1927’den 1983 yılına kadar bu isimle faaliyette bulunduğu ve yasal yaşamını sürdürdüğü göz ardı edilerek, amacın bölgede yaşayan azınlık için “etnik Türk” imajı oluşturmak, sonra da “özerklik” talebinde bulunmak olduğu iddiası ortaya atılıyor.

Yani yazının daha başında, Yunanistan’ın AİHM kararlarını uygulamak ve uluslararası hukuka uymak zorunluluğu yok sayılıyor. Bunun yerine bir felaket senaryosu üretilip, mahkemenin “milli” açıdan ne kadar “tarihi” bir kararla karşı karşıya olduğu izlenimi yaratılıyor.

“İki ay içinde kritik duruşma – Prespes Anlaşması ve ‘Makedon azınlıktan’ sonra şimdi de ‘Türk’ azınlık mı?” alt başlığıyla verilen haber – yorumda, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını uygulamayan Yunanistan’a yaptığı eleştiriler de hatırlatılıyor. Yunan adaletinin bu dernekleri “Türk” ismiyle tanımamasının önümüzdeki günlerde yeniden gündeme geleceği belirtiliyor. Hatta azınlık derneklerinin, konuyu mecliste oluşturulan Trakya Kalkınma Komisyonu’na aktaracakları, internet aracılığıyla yapılacak diyalog çerçevesinde AİHM kararlarının uygulanmasını isteyecekleri öne sürülüyor.

Davanın Yargıtay Genel Kurulu’na geleceği ve iki ay içinde kararın açıklanacağı ifade edilen haberde, azınlık derneklerinin iki kez iç hukuku tükettikleri hatırlatılıyor. Estia’nın haber – yorumunda, Yargıtay’a (Arios Pagos) yöneltilen şu iki soru da dikkat çekiyor:

1- Yargıtay, bu derneklerin üyelerinin Türkiye’ye girip çıktıklarını ve özerk Trakya devleti fotoğrafıyla poz vermeleri gibi yeni koşulları da dikkate alacak mı?

2- Prespes Anlaşması’nda ‘Makedon azınlığın’ tanınmasından sonra Yargıtay (Arios Pagos) dolaylı olarak ‘Türk azınlık’ tanıyarak, Lozan Antlaşması’nın güncellenmesi konusunu açacak mı?

ESKİ CUMHURBAŞKANI PAVLOPULOS’UN İDDİALARI HATIRLATILIYOR
Gazete, Yargıtay Başkanı Angeliki Aliferopulu’nun çok önemli bir karar aşamasında olduğunu vurguluyor. Bu noktada gazete, Yargıtay Başkanına ‘aba altından sopa mı gösteriyor’ sorusu akla geliyor.

Bu noktada, eski Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’un geçtiğimiz günlerde katıldığı bir video konferans panelinde, Batı Trakya’daki azınlıkla ilgili söyledikleri hatırlatılıyor. Devamında Pavlopulos’un azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarının uygulanmamasının, nasıl da hukuka uygun olduğu yönünde ortaya koyduğu tezler anlatılıyor.

Estia Gazetesi bir anlamda, “Heey Yargıtay, sakın İTB’yi haklı çıkartacak bir karar alma. Eğer hukuki argüman istiyorsan al sana eski cumhurbaşkanının söyledikleri” demeye getiriyor.

Zira, Yunan adaletinin bu konularla ilgili kararları Lozan Antlaşması’na dayanarak aldığı vurgusu yapılıyor. Dahası, 2017 yılında kabul edilen yasaya da sonradan monte edilen “milli güvenlik, kamu düzeni” gibi tezlere yer veriliyor ve bu tezlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de yer aldığı iddia ediliyor.

Özetlemek gerekirse... Milliyetçi ve azınlık karşıtı görüşleriyle dikkat çeken Estia Gazetesi, Yargıtay Başkanının ismini ve fotoğrafını da yayımlayarak, Ekim ayında görüşülecek İTB davası öncesinde ülkenin en üst yargı makamına “yol” gösteriyor. Ve kısaca mahkeme başkanına ve heyetine, karşı karşıya oldukları “milli görev” esnasında "dikkatli" ve "hassas" davranmaları mesajı veriliyor.

Son dönemde dillerden düşmeyen “uluslararası hukuk”, “insan hakları” , “demokrasi” gibi kavramların, azınlık konuları gündeme gelince ne kadar da önemsiz hale geldiğini görüyoruz. Bu da var olan çifte standart için güzel bir örnek.

Haberler


ABTTF Mihaloliakos’un tahliye kararına tepki gösterdi

GTGB olağan genel kurula gidiyor

DEB Partisinden Mihaloliakos’un serbest bırakılma kararına tepki

Dolu yağışı ekili alanlara zarar verdi

Yassıköy Belediyesinde yangınla mücadele toplantısı

Dedeağaç’daki FSRU’nun ticari kullanımı erteleniyor

İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununun çözümü için başbakana mektup

Mihaloliakos’un tahliyesine tepkiler

AP milletvekili Daly: ‘Ursula von der Leyen ve AB’nin eylemleri (Gazze’deki) soykırımı mümkün kıldı’

İskeçe Azınlık Ortaokulu - Lisesi Encümen Heyetinden milletvekili Baran’a ziyaret

Son 15 yılın en sıcak nisan ayı

Polis UCLA kampüsüne takviye güçlerle müdahale ediyor