İskeçe Türk Birliği (İTB), Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu'nun Türk azınlık derneklerinin AİHM kararlarını uygulamayan Yunanistan'ı uyarmasından sonra konuyla ilgili açıklama yayımladı. 13 yıldır uygulanmayan AİHM kararlarıyla ilgili sürecin takip edilmesini öneminin vurgulandığı açıklamada "Yunanistan'a yapılan çağrı ve uyarıların dikkate alınmaması ise endişe vericidir." ifadesi dikkat çekti.

İTB'nin açıklamasında Yunanistan'dan uluslararası hukuka saygı göstermesi ve AİHM kararlarını eksiksiz bir şekilde uygulaması istendi.

İskeçe Türk Birliği'nin konuyla ilgili açıklaması şöyle: "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 7-9 Haziran tarihlerinde Strazburg'da yaptığı toplantıda, aralarında İskeçe Türk Birliği'nin de bulunduğu Batı Trakya'daki Türk azınlık dernekleriyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulaması için Yunanistan'ı bir kez daha uyarmış ve söz konusu kararların uygulanmamasını eleştirmiştir. Hatırlanacağı üzere, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2021 yılı Mart ayında da yaptığı toplantıda ülkemiz Yunanistan'a 13 yıldır uygulamadığı AİHM kararlarını hayata geçirmesi için uyarıda bulunmuştu. Türk azınlık derneklerinin davalarıyla ilgili durumun 2021 Eylül ayında yapılacak toplantıda da ele alınacaktır.

İskeçe Türk Birliği olarak, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin davalarımızla ilgili süreci yakından takip etmesinden duyduğumuz memnuniyeti dile getirmek isteriz. Yıllarca süren mağduriyetin ortadan kalkması için AİHM kararlarının uygulanmasının önemi dikkate alındığında, bu sürecin yakından takip edilmesinin gerekliliği bir kez daha anlaşılmaktadır.

Ülkemiz Yunanistan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türk azınlık dernekleri ile ilgili kararları uygulamamakta ve derneklerimizin hukuki sürecini çok uzun bir zamana yaymaktadır. 13 yıldır uygulanmayan mahkeme kararlarıyla ilgili olarak Avrupa Konseyi'nden Yunanistan'a yapılan çağrı ve uyarıların dikkate alınmaması ise endişe vericidir.
Vatandaşı olduğumuz ülkemiz Yunanistan'dan, uluslararası hukuka saygı göstererek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamasını, İskeçe Türk Birliği'nin yasal statüsünü iade etmesini ve diğer azınlık derneklerimizin de kurulmalarına izin vermesini beklediğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Yıllarca süren mağduriyetin son bulması demokratik ve en doğal talebimizdir. Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ilk sivil toplum kuruluşunun uğradığı haksızlığın son bulmasını sabırsızlıkla beklediğimizi ifade etmek isteriz."

"İNKAR POLİTİKASI, HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN SINIRLANDIRILMASI VE TALEPLERE CEVAP VERİLMEMESİ ENDİŞE VERİCİ"

Bu arada İskeçe Türk Birliği'nin açıklamasında geçtiğimiz günlerde Edessa'nın Aridea ilçesinde yaşayan Makedonlar tarafından kurulan ve Kültür Bakanlığı'nın kuruluşlarla ilgili kütüğüne kaydı yapıldıktan kısa bir süre sonra kayıt işlemi iptal edilen "Krste Misirkof - Ana Dili Geliştirme Makedon Hareketi"nin mağduriyetinin giderilmesinin ümit edildiği vurguladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Öte yandan son dönemde ülkemizde diğer azınlık gruplarının hak ve özgürlükleriyle ilgili endişe verici gelişmelerin yaşandığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Serez bölgesinde kurulan Makedon derneğinin uğradığı haksızlık sonrasında başlayan hukuki mücadeleden sonra şimdi de Edessa bölgesinde yaşayan Makedonların oluşturduğu kâr amacı gütmeyen bir şirketin, Kültür Bakanlığı'nın kültürel faaliyetlerde bulunan kurumların yer aldığı bir kütüğe yapılan kayıt işleminin birkaç gün sonra iptal edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Ortaya çıkan bu tür yeni mağduriyetlerin toplum içinde kaygı yarattığı açıktır. Söz konusu sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışmamızı ifade eder, bu mağduriyetlerinin bir an önce son bulmasını ümit ederiz.

Ülkemiz Yunanistan'da yaşayan azınlıkların, kimlikleriyle ilgili maruz kaldığı inkâr politikası başta olmak üzere, hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması, AİHM kararlarının uygulanmaması, bu toplumlarla diyalog eksikliği, demokratik talep ve beklentilere cevap verilmemesi gibi sorunlar karşısında endişelerimizi vurgularız.

Tüm bu sorunlar karşısında; uluslararası hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne saygı çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının tam ve eksiksiz uygulanması ve ayrıca sorunların tespiti ve çözümü için diyalog yolunun benimsenmesinin en doğru yöntem olduğunu, tek taraflı kararların ise sorunları daha da derinleştireceğine olan inancımızı yinelemek isteriz."