Anasayfa

14-07-2021
Başkonsolos Murat Ömeroğlu 15 Temmuz'u değerlendirdi
Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği başarısız darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi. Ömeroğlu, darbe girişiminin Türk - Yunan ilişkilerine yansımasını da değerlendirdi.
14 Temmuz 2021 Çarşamba

Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, "Başarısız darbe girişiminden sonra Dedeağaç'a kaçarak Yunanistan'dan iltica talebinde bulunan sekiz darbeci asker, terörle mücadelede dayanışma ve işbirliği anlayışı çerçevesinde çok kısa sürede ülkemize iade edilerek, Türkiye'de yargılanmalarının önü açılmış olsaydı Türk-Yunan ilişkileri çok daha farklı bir yöne evrilirdi." dedi.

Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu'nda 14 Temmuz Çarşamba günü gerçekleşen basın toplantısına, bölgede görev yapan Türk ve Yunan basın mensupları katıldı.

Beş yıl önce gerçekleşen FETÖ darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığına ve her yıl Türkiye'nin dış temsilcilikleri de dahil olmak üzere15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün çeşitli etkinliklerle anıldığına dikkat çeken Ömeroğlu, FETÖ'nün yurt içindeki yapısının giderek zayıfladığını, örgütün yurt dışı faaliyetlerine ağırlık verdiğini söyledi.

Ömeroğlu, "FETÖ'nün yurt içindeki yapısının giderek zayıflamasıyla örgütün yeni bir stratejiyle yurt dışı faaliyetlerine ağırlık verdiği görülüyor. Bu nedenle, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadelemiz de daha fazla önem kazanmış durumdadır. Bu çerçevede, FETÖ'nün yurt dışı yapılanmasıyla mücadele Bakanlığımızın ve tüm kuruluşlarımızın en öncelikli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürmektedir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, FETÖ'nün yurt dışındaki yapılanmasına yönelik çalışmalarına kararlılıkla devam edeceğinin altını çizen Ömeroğlu, bu çerçevede Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler ve AGİT dahil olmak üzere uluslararası mekanizmalarla işbirliğinin devam ettiğini belirtti.

Yabancı muhataplarla yapılan tüm görüşmelerde konuyu gündeme getirdiklerini ifade eden Başkonsolos, "Darbe girişimi sonrası helikopterle Dedeağaç’a kaçan 8 darbeci asker ile eski ordu mensuplarının Türkiye’ye iadesi için Yunan tarafına iş birliği çağrılarımızı da bu meyanda sürdürüyoruz. Buna karşın Yunan makamlarının malum tutumu nedeniyle, bu konuda şimdilik bir ilerleme sağlanamadı. Kendisi de darbelere maruz kalmış komşumuzdan, bu konuda daha somut iş birliği beklentimizi ısrarla takip edeceğiz." diye konuştu.

YUNANİSTAN'DAKİ FETÖ'CÜ SAYISI
Basın açıklamasında gazetecilerin sorularına yanıt veren Ömeroğlu, "Sorulardan birisi Yunanistan'daki FETÖ'cü sayısıyla ilgiliydi. Bu konuda esasen Meriç veya Ege üzerinden Yunanistan'a kaçak geçişler olduğu herkesin malumu. Ancak, Yunanistan'daki FETÖ'cü sayısı hakkında benim zikredebileceğim bir rakam yok. Zira, kaçak yollarla Yunanistan'a geçen FETÖ mensupları burayı güvenli bir liman olarak kullanabildikleri gibi, bir kısmı da buradan başka ülkelere geçmek için bir nevi sıçrama taşı olarak da kullanıyor olabilirler.

Burada ilginç bulduğum bir husus da, düzensiz göçten şikayet eden bir ülkenin, FETÖ'nün iltica mekanizmaları üzerinde haksız başvurularla yarattığı siyasi, mali ve sosyal külfetin kamuoyunda hiç tartışılmıyor oluşudur." dedi.

YUNAN BASININDA FETÖ
FETÖ'cü olduğu bilinen kişilerin ve kuruluşların Yunan basınında yer bulduğuna da dikkat çeken Ömeroğlu, "FETÖ küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken, örgüt PR ve lobi imkanlarını kullanarak, asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikayesi yazmaya, medyada tekrar görünür olmaya ve Türkiye'ye hasım çevrelerle işbirliğini artırmaya çalışmaktadır.

Bu çerçevede, yakın zamanda Yunan basınında FETÖ'cü olduğu bilinen şahısların veya FETÖ kontrolündeki sözde düşünce kuruluşu tarzındaki yapılanmaların propagandasının yapıldığını hepiniz görmüş olmalısınız." dedi.

Ömeroğlu sözlerine şöyle devam etti: "Şahsi fikrim; bunca teknolojik ve sosyolojik gelişmeye ve değişime rağmen aslında belki de bin yıldır uluslararası ilişkilerde -en azından dünyanın bu bölgesinde- çok da değişen bir şey olmadığının göstergesi bu durum. Belki 500 yıl önce Cem Sultan birilerinin elinde koz olarak tutuluyordu, 20 yıl önce bu teröristbaşı Abdullah Öcalan idi (PKK idi), 20 yıl sonra kim veya ne olur bilmek mümkün değil tabi. Bu strateji belki bin yıldır çok da değişmeden uygulanıyor, ama sonuçta söz konusu stratejinin istenen sonuçların tam tersini yarattığı da açık bence."

TÜRK HALKI NE DERSLER ÇIKARDI?
"15 Temmuz darbe girişiminden Türk halkı ne dersler çıkardı?" sorusuna da yanıt veren Ömeroğlu, "Kanlı darbe girişimine karşı gösterilen tarihi direniş, Türk halkının en büyük ortak paydasının demokrasi ve cumhuriyet olduğunu gösterdi. Bence 15 Temmuz'dan alınması gereken en önemli ders bu ortak paydanın ne pahasına olursa olsun korunmasıdır. Türk halkı bu değerleri içselleştirmiş, canı pahasına korumuştur. Bir anlamda, Atatürk'ün, 'Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözünün gereğini yerine getirmiştir." dedi.

FETÖ'nün eğitim kisvesi altında kurduğu okullara da değinen Ömeroğlu sözlerine şöyle devam etti: "FETÖ, masumane bir eğitim hareketi kisvesi altında kurduğu okullarda genç beyinleri endoktrine ederek, 'Kainat imamı' olarak adlandırdıkları Gülen'in talimatlarını sorgusuz yerine getiren, bu uğurda hiçbir yasal ve ahlaki norm tanımayan radikal bir müridler ordusu yetiştirmiştir. Bu okullardan mezun olanların çoğu, sınav sorularının önceden ele geçirilmesi suretiyle devletin en kritik kurumlarına yerleştirilmiş, örgütün önünde engel görülenler türlü kumpaslarla bertaraf edilmiştir.

Dolayısıyla, benzeri bir durumla karşılaşmamak adına ehliyet, liyakat ve sadakat, fırsat eşitliği gibi prensipleri önceleyen bir şekilde hareket etmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum."

TÜRK - YUNAN İLİŞKELERİNE ETKİLERİ
15 Temmuz'un Türk - Yunan ilişkilerine etkisini de değerlendiren Başkonsolos Ömeroğlu, "Başarısız darbe girişiminden sonra Dedeağaç'a kaçarak Yunanistan'dan iltica talebinde bulunan sekiz darbeci asker, terörle mücadelede dayanışma ve işbirliği anlayışı çerçevesinde çok kısa sürede ülkemize iade edilerek, Türkiye'de yargılanmalarının önü açılmış olsaydı Türk-Yunan ilişkileri çok daha farklı bir yöne evrilirdi. Bugün gündemdeki bir çok sorun belki geride bırakılmış bile olabilirdi. Bu anlamda ben çok büyük bir fırsatın boş yere ve küçük hesaplar uğruna heba edildiği görüşündeyim. Keşke bu kararı alan kişiler daha cesaretli ve daha geniş vizyon sahibi olabilselerdi diye düşünmeden edemiyorum." diye konuştu.

Haberler


Yunan Çözümü Milletvekili Hitas’dan şaşırtan soru: ‘Trampa’yı sınır dışı etmeyi düşünüyor musunuz?’

Yunanistan - Türkiye Deniz Kuvvetleri bir araya geldi

İnhanlı Belediyesinden borç yapılandırma imkanı

BTAYTD’dan meme kanseri farkındalığı etkinliği

Gümülcine polisinden uyuşturucu ticareti operasyonu

Stuttgart Batı Trakya Türkleri Derneği yeni yönetimini seçti

Yağmur geliyor, hava sıcaklığı düşüyor

Ücretsiz öğleden sonra ameliyatları başlıyor

DEB Partisinden Bıyıklıköy kadınlarına ziyaret

Esnaf ve Sanatkarlar Odasının yeni yönetim kurulu belirlendi

Celal Bayar Lisesi Encümen Heyeti: ‘Yunan Azınlık Ortaokulu – Lisesi yakıştırmasını kabul etmiyoruz’

Gümülcine’de ‘Seçkin Arama Kurtarma Gücü’ oluşturuluyor