05-08-2021
"Madem Lozan'ı eksiksiz uyguluyorsunuz, nasıl oluyor da bize ait okulları kapatabiliyorsunuz?"
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, Dışişleri Bakanlığı'nın azınlık okullarının kapatılmasıyla ilgili açıklamasına tepki gösterdi.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, Dışişleri Bakanlığı'nın azınlık okullarının kapatılmasıyla ilgili açıklamasına tepki gösterdi. Habipoğlu, 12 azınlık okulunun kapatılmasını öngören kararı eleştiren Türkiye Dışişlerin Bakanlığı'nın açıklamasına karşı açıklamayla yanıt veren Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın "Lozan antlaşmasını eksiksiz uyguluyoruz ifadesine tepki gösterdi.
Konuyla ilgili olarak ABTTF'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "2 Ağustos 2021'de anavatanımız Türkiye'ye verdiği yanıtta ülkemiz Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin yalan haber ve asılsız suçlamalarla gerçeği çarpıttığını iddia ederek Yunanistan'ın, Türkiye'nin aksine Lozan Antlaşması'nın hükümlerini tam olarak uygulamaya devam ettiğini söyledi. Bakanlık, 'Trakya'daki Müslüman azınlık'ın yaklaşık 120 bin nüfusa sahip olup 2021-2022 öğretim yılında 100'den fazla ilkokulunun olduğunu belirtirken öte yandan Lozan imzalandığı sırada eşit nüfusa sahip 'Türkiye'deki Rum azınlık'ın İstanbul'da yalnızca üç okulunun olduğunu belirtti.
Batı Trakya'da kapatılan okullara ilişkin olarak ülkemizin Dışişleri Bakanlığı, Doğu Makedonya-Trakya Eyaleti'nde 24 devlet ilkokulunun kapandığını ifade ederek bu durumun Azınlık mensuplarına karşı ayrımcı değil eşit muamele yapıldığının göstergesi olduğunu iddia etti. Öte yandan Sputnik Yunanistan'a verdiği mülakatta ülkemizin Eğitim Bakanı Genel Sekreteri Aleksandros Koptsis, ilgili mevzuata uygun olarak Batı Trakya Türk toplumuna ait okullar içerisinde öğrenci sayısı 9'dan az olan okulların faaliyetlerinin askıya alındığını belirterek bölgede azınlık okullarından daha çok sayıda devlet okulunun kapatıldığını yineledi."
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti: "Ülkemizin Dışişleri Bakanlığı ile Eğitim Bakanlığı Genel Sekreteri'nin açıklamaları karşısında şunu açıkça belirtmek istiyorum. Bu okullar devletin değil, bizim okullarımız! Lozan Antlaşması'nın tüm hükümlerini tam olarak uyguladığını söyleyen ülkemiz makamlarına soruyorum: Madem Lozan'ı eksiksiz uyguluyorsunuz, nasıl oluyor da devlete değil, bize ait okulları öğrenci azlığı gerekçesiyle kapatabiliyorsunuz? Antlaşmaya göre bu okullar bizim, okulu yönetme ve denetleme hakkı da bizim! Ancak hepimiz biliyoruz ki yıllar içerisinde çıkarılan yasa ve genelgeler ile okullarımızı yönetme hakkımız elimizden alındı, devlet her aşamada sıkı bir kontrol uyguluyor. Mütekabiliyet esasına göre anavatanımızı eleştiren ülkemiz şunu da görmeli: Mütekabiliyet esasının ötesinde anavatanımız 3 öğrenci ile Gökçeada'da okul açtı. Öte yandan bizim okullarımız her gün biraz daha azaldı. 1995'de 231 ilkokulumuz vardı. 2011'e kadar farklı uygulamalarla, 2011'den sonra ise ekonomik tebdirler kapsamında öğrenci azlığı bahanesiyle okullarımızın sayısı düştükçe düştü, bu yeni kararla geriye kalan toplam ilkokul sayımız 103. Bu noktada şunu da görmek gerek. Rodos ve İstanköy'deki Türk toplumu da geçmişte kendi okullarına sahipti. Oysa bugün adalarda tek bir Türk ilkokulu yok! Hal böyle olunca uzun vadede amacın bizi Rodos ve İstanköy'e benzetmek olup olmadığını sormadan geçemiyoruz. Sahip olduğumuz özel statü ve haklar içerisinde eğitimdeki özerkliğimizin geri verilmesini istiyoruz!"