Yerel yönetimde yeni bir döneme girdik. 8 ve 15 Ekim tarihlerinde Yunanistan genelinde yapılan eyalet ve belediye seçimleri artık geride kaldı. İki turda yapılan yerel seçimlerde belirlenen yöneticiler beş yıl boyunca görev yapacak.

Bu yerel seçimler bir çok açıdan ilginç sonuçlar doğurdu. Her şeyden önde neredeyse her yerde bir değişim yaşandı. Öncelikle Batı Trakya'nın da dahil olduğu Doğu Makedonya - Trakya Eyaleti'nde bir değişim oldu. Eyalet başkanlığı el değiştirdi. Rodop ve İskeçe illerindeki üç Türk azınlık belediyesinde yeni başkan seçildi. Yassıköy'de Önder Mümin'in istifasından sonra görevi devralan Mümin Mümin, yeni dönemde görevi Caner İmam'a devredecek. Kozlukebir Belediyesinde de iki dönem sonra Rıdvan Ahmet, belediye başkanlığını Erdem Hüseyin'e teslim edecek. Mustafçova Belediyesinde ise gelenek bu kez de bozulmadı. Yeni dönemde Rıdvan Delihüseyin başkanlık görevini yeni belediye başkanı seçilen Ahmet Kurt'a devredecek.

İskeçe merkez belediyesi de değişim yaşanan belediyeler arasında yer aldı. Yıllardır yerel yönetimde yer alan Manolis Çepelis, kendisiyle aynı partiden gelen eski milletvekili ve bakan Alekos Kontos'un oğlu Stratos Kontos'a mağlup oldu. Gümülcine Belediyesi ise değişimin yaşanmadığı belediyeler arasında yer aldı ve Garanis beş yıl daha görevde kalmak için seçmenden yetki aldı.

Yerel seçimin bana göre en ilginç noktası eyalette yaşandı. Yerel seçimin ilk turunda (8 Ekim) sonuca çok yaklaşan ancak yüzde 0,7 puanla başkanlığı kaçıran mevcut Eyalet Başkanı Hristos Metios nasıl oldu da rakibine yenildi? Aradaki 7 puanlık farkı kapatıp, öne geçip rakibini yenen yeni eyalet başkanı seçilen Hristodulos Topsidis'in başarısı bir tesadüften ibaret mi?

Birinci turda en yüksek oranı Rodop ilinde alan Metios, İskeçe'de de ciddi bir başarı sağladı. Listesindeki azınlık adaylarının azınlık seçmeninden ciddi oranda desteklendiğini gördük. Ancak ikinci turda yani bir hafta sonra İskeçe'deki azınlık oylarının yön değiştirmesi bölgemizin siyasi tarihinde yerini aldı.

Tüm azınlık oyları açısından aynı şeyi söylemesek de, İskeçe ilindeki azınlık oylarında yaşanan değişim eyalet seçimlerinde etkili oldu. Özellikle birinci ve ikinci turdaki değişim dikkatli bir şekilde incelenirse olay daha iyi anlaşılacaktır. İskeçe Azınlık Ortaokulu - Lisesinde eğitim yılının ilk gününden itibaren yaşanan sorundan bahsediyorum. Batı Trakya Türk çocuklarına adeta ikinci sınıf vatandaş olduğunu hatırlatan, eğitimde eşitlik ilkesini ayaklar altına alan "Vardiyalı Eğitim" dayatmasına karşı azınlığın "Vardiyalı Eğitime Hayır" eyleminin süreci doğal olarak eyalet seçimlerini de etkiledi. Dört yıl önce öğrenci sayısının çok ciddi oranda artarak 740'a ulaşması sonucu, okula tahsis edilen ek binanın da yetersiz kalmasıyla "vardiyalı eğitim" geri gelmişti. Seçimler yeni bitmişti. Azınlık vardiyalı eğitime karşı çıkarak yine eylem yapmıştı. Yeni seçilmiş olan eyalet başkanı sayın Metios, sorunun çözümü için prefabrik sınıfların getirilmesi için girişimlerde bulunacağı sözünü vererek eylemin sonlandırılmasına neden olmuştu. Ancak aradan geçen 4 yıl boyunca ne yazık ki bir çözüm üretilmedi. Bu süreçte öğrenci sayısı azaldı. Bu yıl sayı 600'ün de altına düştü. Tüm öğrenciler sınıflara sığdı. Eğitim yılı başlarken, İskeçe Ortaöğretim Müdürlüğü "OLMAZ" dedi. Bir hafta süren görüşme ve istişareler sonucunda "vardiyalı eğitim" sistemi adeta bir dayatma gibi karşımıza dikildi. Doğal olarak çareler aranmaya başlandı. Dört yıl önce verilen sözler de ortadayken, bölgenin adeta "yerel başbakanına" başvuruldu. Eyalet Başkanı Metios yapılan görüşmelerde sorunu çözmek için girişimlerde bulunduğunu ifade etti. Sorunun çözümüne yaklaşıldı. Veya biz öyle sandık. Bir taraftan da "acaba seçimlere kadar oyalanıyor muyuz?" şüphesi de zaman geçtikçe iyice yer etti. Sonuçta ciddi anlamda bir oyalama taktiğinin uygulandığı ortaya çıktı. Eyalet başkanının zaman zaman ifade ettiği "yetkimiz yok ancak sorunu çözmeye çalışıyoruz" söylemi ise doğrusu pek de inandırıcı gelmedi. Dört yıl önce verilen sözlerin de "söz"de kalmasının etkisiyle sayın Metios'un bu sorunu ve bu haksız "dayatmayı" çözüme kavuşturması beklendi. Ve sonuçta İskeçe'deki azınlık seçmeni yerel seçimin ikinci haftasında sorunun çözümsüzlüğe mahkum edilmesi karşısında tepkisini sandığa yansıttı. Yarışın başa baş gittiği bu ortamda, yön değiştiren 4 - 5 bin oyun önemi net bir şekilde ortaya çıktı. Sayın Metios'un ve çalışma arkadaşlarının azınlık ile olan ve olumlu olarak nitelendirebileceğimiz ilişkisine rağmen azınlığın yaşadığı bu soruna çözüm bulunmamasının bir karşılığı oldu.

Sonuç olarak yeni bir dönemdeyiz. Sadece "vardiyalı eğitim" değil, azınlığın çözüm bekleyen bir çok sorunu var. Batı Trakya Türk insanı her şeyden önce samimiyet ve iyi niyet bekliyor. Verilen sözlerin makul bir süre içinde yerine getirilmesini istiyor. Unutmamak gerekir ki; insanımız her şeyin farkında...