28-09-2016
Batı Trakya Türk Azınlığı’na yönelik hak ihlalleri AGİT toplantısında dile getirildi
ABTTF ve BTAYTD Varşova'daki AGİT İnsani Boyut Uygulama Toplantısı'nda Batı Trakya Türk Azınlığı'na yönelik hak ihlallerini gündeme taşıdılar.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), 26-27 Eylül 2016 tarihlerinde Varşova'da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İnsani Boyut Uygulama Toplantısı'na katıldı. Batı Trakya Türk Azınlığı'nı ABTTF ile Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği'nin (BTAYTD) temsil ettiği toplantıya ABTTF adına ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık ve ABTTF Uluslararası Çalışmalar ve Lobi Grubu üyesi Volkan Hüseyin ile BTAYTD adına BTAYTD üyeleri Pervin Hayrullah, Onur Mustafa Ahmet ve Esra İsmail katıldılar. Batı Trakya Türk Azınlığı'nın farklı alanlarda karşılaştığı ayrımcılık Batı Trakya Türk Azınlığı'nın temsilcisi iki kuruluş tarafından dile getirildi.
Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN) Hukuk Danışmanı ve FUEN Brüksel Ofisi Sorumlusu Frank de Boer'in de iştirak ettiği toplantıya FUEN'e üye Batı Trakya Türk Azınlığı'nın yanı sıra Ahıska Türkleri ile Kırım Tatarları da iştirak ettiler.
Batı Trakya Türkleri azınlığa yönelik ayrımcı uygulamaları eleştirdi
26 Eylül tarihindeki "ayrımcılık yapmama ve hoşgörü" başlıklı sabah oturumunda ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, Batı Trakya Türk Azınlığı'na ilişkin olarak anadilde öğrenim hakkı çerçevesinde 2006 yılında kabul edilen yasa ile Batı Trakya Türk Azınlığı'na mensup tüm çocukların devlet anaokullarına gitmek zorunda bırakılmasını eleştirerek Yunanistan'dan iki dilli azınlık anaokulları ve özel kreş açılmasına izin vermesi talebinde bulundu. Konuşmasında Kırmacı ayrıca, AGİT toplantılarında Rodos-İstanköy Türklerini temsil eden Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı'nın kamu düzenine tehdit oluşturduğu gerekçesi ile Yunanistan'a girişinin yasaklanması kararına dayanarak Yunanistan'a İstanköy'den giriş yaptıktan üç gün sonra Rodos adasında tutuklanarak sınır dışı edilmesini gündeme taşıdı. Bu oturumda konuşan BTAYTD üyesi Pervin Hayrullah ise Batı Trakya Türk Azınlığı'nın etnik Türk kimliğinin reddedildiğinin altını çizerek AİHM kararlarına rağmen isminde "Türk" kelimesi geçen derneklerin kapatılmasını eleştirdi.
Bu oturumda yanıt hakkını kullanan Yunanistan ise azınlığın yalnızca Türklerden oluşmadığı yönündeki resmi tezini yineledi. Azınlık anaokullarına ilişkin olarak ise Yunanistan, Batı Trakya'da azınlık çocuklarının yaşadığı bölgelerde 57 devlet anaokulunun bulunduğunu belirtti. Son olarak Yunanistan, ROİSDER Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı'nın sınır dışı edilmesinin dini, dili, etnik kimliği ya da AGİT taahhütleri ile ilgisi olmadığını iddia etti.
ABTTF ve BTAYTD: Azınlığa yönelik nefret söylemi yükselişte, nefret saldırıları endişe verici!
Nefret suçları konulu öğleden sonraki oturumda ise Melek Kırmacı Arık, Batı Trakya Türk Azınlığı'na yönelik nefret temelli saldırıların artışa geçtiğini belirterek nefret söyleminin siyasi alanda da etkisini göstermesini eleştirdi. Kırmacı, 2 Mart 2016'da ABTTF'nin Avrupa Parlamentosu'nda düzenlediği dernek kurma özgürlüğü ile ilgili etkinlikte neo-Nazi Altın Şafak partisinden AP'ye seçilen iki milletvekilinin gerçekleştirdiği sözlü saldırıyı gündeme taşıdı. BTAYTD üyesi Onur Mustafa Ahmet de 2015 ve 2016'da Batı Trakya Türk Azınlığı'na yönelik nefret temelli saldırıları dile getirdi. Ahmet, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın lideri Dr. Sadık Ahmet'in ölüm yıldönümü olan 24 Temmuz 2016'da Dostluk, Eşitlik, Barış (DEB) Partisi'nin gerçekleştirdiği Hak Arama Yürüyüşü'ne Altın Şafak partisinin yaptığı saldırıyı gündeme taşıdı. Bu oturumda yanıt hakkını kullanan Yunanistan, 2014 ve 2015 yıllarında kabul edilen yasalar ile ırkçılığa karşı cezai yaptırımın güçlendirildiğini belirterek milletvekilleri de dahil Altın Şafak partisine üye kişilere yönelik yargı sürecinin devam ettiğini söyledi. Batı Trakya Türk Azınlığı'nın bölgedeki Hristiyan nüfus ile uyum içerisinde yaşadığını belirterek bölgede nefret suçu olarak tanımlanabilecek olaylar yaşanmadığını iddia eden Yunanistan, yaşanan iki olayın da münferit olaylar olduğunu belirtti.
Batı Trakya Türkleri müftü ve "240 İmam Yasası" sorunlarını bir kez daha gündeme getirdi
27 Eylül Salı sabahında gerçekleştirilen "din veya inanç özgürlüğü konulu oturumda konuşan BTAYTD üyesi Esra İsmail, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın kendi dini liderlerini seçme hakkının elinden alınmasını eleştirerek uzun yıllardır devam eden müftü sorununu gündeme taşıdı, vakıflara ilişkin devam eden sorunları aktardı.
Aynı oturumda konuşan Melek Kırmacı Arık ise müftü sorununa ek olarak 2013 yılında kabul edilen "240 İmam Yasası" ile Batı Trakya'daki devlet okullarına ve camilere Batı Trakya Türk Azınlığı'nın tanımadığı atanmış müftülere bağlı olarak "İslam dini öğretmeni" adı altında 240 imamın atanmasını eleştirdi, azınlığın din özerkliğine aykırı bu yasanın kaldırılmasını istedi. Bu oturumda yanıt hakkını kullanan Yunanistan, mevcut yasal düzenlemeye saygısızlık yapılması ve provokatif eylemlere karşın Yunanistan'ın seçilmiş müftülerin faaliyetlerini engellemediği söylemini tekrar etti, finansal sorunlara rağmen vakıflara ilişkin yeni düzenlemeler gerçekleştirdiklerini belirtti. "240 İmam Yasası" konusunda ise Yunanistan, imamların kendi istekleri ile bu yasal çerçeveye dahil olduklarını belirterek devlet okullarında verilen İslam din dersinin de zorunlu olmadığı yanıtını verdi.
Batı Trakya ve Bulgaristan'daki vakıflar sorunu AGİT'te düzenlenen yan etkinlikte ele alındı
27 Eylül sabahında BTAYTD ve Bulgaristan Başmüftülüğü'nün ortaklaşa düzenlediği yan etkinliğin moderatörlüğünü Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMISCO) Genel Sekreteri Bashy Quraishy yaptı. Esra İsmail din özgürlüğü temelinde Batı Trakya Türk Azınlığı'nın sahip olduğu özerk statünün yasal çerçevesi ve mevcut temel sorunlar hakkında bir sunum yaptı. Onur Mustafa Ahmet ise Osmanlı İmparatorluğu'ndan miras vakıfların Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ekonomik, sosyal ve kültürel yaşantısındaki öneminin altını çizerek azınlığa ait vakıf mallarına el konarak iade edilmediğini belirtti. Devletin vakıf idare heyetlerine atama yaparak vakıf yönetimini elinde bulundurmasını eleştiren Ahmet, azınlığa danışmadan kabul edilen vakıflar yasasının da sorun çözmekten uzak olduğunu belirtti. Bulgaristan Başmüftülüğü Genel Sekreteri Celal Faik ise Bulgaristan Müslümanlarının sahip oldukları vakıf mallarının iade edilmesi sürecinde yaşanan sorunları aktardı. Avrupa Konseyi Kuzey-Güney Merkezi Başkanı Jean-Marie Heydt ise Avrupa Konseyi Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesi (FCNM) sürecinin nasıl işlediğine dair ayrıntılı bir sunum yaptı.