23-01-2017
BİHLİMDER "Değişen Dünyada Değişmeyen Dinamikler" başlıklı konferans düzenledi
Batı Trakya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHLİMDER), 21 Ocak Cumartesi günü "Değişen Dünyada Değişmeyen Dinamikler" konulu bir konferans düzenledi.
Gümülcine'deki BİHLİMDER lokalinde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Türkiye'den, Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bedri Gencer katıldı.
Etkinliğe Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu'ndan Muavin Konsolos Osman Şahin, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Gümülcine Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, DEB Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erdi Şerif, Gümülcine Belediyesi meclis üyesi Sibel Mustafaoğlu, GTGB'ni temsilen Ali Süleyman'ın yanı sıra çok sayıda soydaş katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin Ahmet yaptı. Etkinliğe katılan tüm katılımcılara teşekkür eden Emin Ahmet, "Batı Trakya'da varlığımızı sürdürebilmek, bu topraklarda var olabilmek, tarihin içerisinde sürekli kalabilmek, Batı Trakya Müslüman Türkü olarak hayatımızı devam ettirebilmek, hiç bir zaman kaybetmememiz gereken adalet, güven, sevgi, saygı ve birbirimiz sevmek gibi değerleri içinde barındıran bir konferans düzenledik. Bizleri yalnız bırakmadığınız için herkese teşekkür edioyurum" diye konuştu.
Gümülcine Muavin Konsolosu Osman Şahin de yaptığı konuşmada, "Kıymetli katılımcılar; hepinize Sayın Başkonsolos Ali Rıza Akıncı beyefendinin selam, sevgi ve muhabbetlerini getirdim. Kendileri başka bir program vesilesiyle bu etkinliğe katılamadılar. Burada BİHLİMDER başkan ve yöneticileri, böyle sohbetleri yeniden başlattıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. Ayrıca Türkiye'den konuşmacı olarak gelen Prof. Dr. Bedri Gencer beye de Batı Trakya'ya geldikleri için teşekkür ediyorum" görüşlerine yer verdi.
"BÜTÜN MESELE DEÄžİŞEN VE DEÄžİŞMEYEN DENGESİNİ BULABİLMEKTİR"
Konuşmacı Prof. Dr. Bedri Gencer konuşmasına, "Reklam çağında yaşıyoruz. Yaşadığımız hayat biraz insanları gösterişe zorlayan bir hayattır. Kavramlar üzerinden gidecek olursak, evvela değişen ve değişmeyen diyalektiği söz konusudur. Her şey sürekli değişseydi yeryüzünde insan kalmazdı. Allahü Teala'nın bizleri yarattığı bir diyalektiği var ve bu diyalektiğe tekabül eden dinin, değişen ve değişmeyen bir boyutu var. Aynen gökyüzünde hem sabit olan, hem de seyyare olan yıldızlar gibi. Bütün mesele değişen ve değişmeyen dengesini bulabilmektir. Genel modern dünyanın ve özelde Müslümanların en temel problemi bu değişen ve değişmeyen dengesini bulabilmektir. Maalesef bu konuda hepimiz adeta 'şaşkın ördekler' gibiyiz" sözleriyle başladı.
"MODERN DÜNYADA İNSANLARIN KAFASI ADETA ÇÖP TENEKESI GİBİDİR"
Kur'an-ı Kerim'de yer alan Rum suresinden bahseden Gencer, "Bu surede, 'Kendilerine ilim ve iman verilmiştir' diyor. Dolayısıyla ilimle iman birbirini tamamlamalıdır. Dini öğrenmek sadece ilim işi değildir. Sadece ilim insanı hakikate götürmeye yetseydi, şeytan hakikate ererdi. Demek ki ilim imanla tamamlanmadıkça, insanı hakikate götürmez. Modern dünyada insanların kafası bu manada adeta çöp tenekesi gibidir. İşte kafamızın çoğu bu şekilde olduğu için, değişen ve değişmeyen dengesini bir türlü oturtamıyoruz" dedi.
"İNSANIN DEÄžİŞEN VE DEÄžİŞMEYEN MANTIÄžI VARDIR. HİÇ DEÄžİŞMEYEN MELEKLERDİR"
Dinin, insanın doğasının tanımı olduğunu söyleyen Gencer sözlerine şöyle devam etti: "Din fıtratın tanımıdır. Din insanın fıtratına uygun olarak gönderilmiştir. O halde dinin değişen ve değişmeyen mantığı, insanın değişen ve değişmeyen mantığına tekabül eder. İnsanın değişen ve değişmeyen mantığı vardır. Hiç değişmeyen meleklerdir. Demek ki ilahi olan mutlak ve değişmezdir. Ama insanın bir değişen boyutu vardır."
"ERKEKLERDE İPEK VE ALTIN KULLANIMI KADINLIK HORMONUN ARTTIRIYOR"
"Dindeki bu değişen değişmeyen mantığını ifade eden temel kavram çifti, fıtrat ve adettir" diyen Gencer, "Fıtrat ve adet kavramlarının ikisi de insanın doğası, tabiatı demektir. Fıtrat birinci tabiat, adet ise ikinci tabiat demektir. Fıtrat insanın değişmeyen birinci tabiatı, adet ise ikinci tabiatıdır. İnsanda adet yani alışkanlık olmasaydı, insan yaşayamazdı. Eğer insanda adet kpasitesi olmasaydı insan yeryüzünde yaşayamazdı. Bir söz vardır ve denir ki; İnsan arsız bir varlıktır. Her şeye alışır. İnsanda adet kökleşince ikinci tabiatı haline gelir. Fıtrat ve adet dinin özüdür. İnsan fıtratı hissidir. İnsan dünyayı hisle tanır. İnsan büyüdükçe dokunma hissini kullanır. İşte bu adettir. İnsanın fıtratı çocuklukta görülür ve çocuk yalan söylemeyi bilmez. Örneğin inansın fıtratında yalan yoktur. Ama insan büydükçe yavaş yavaş yalan söylemeyi öğrenir. İnsanın fıtratı doğruluk üzerinedir. Ama insanın adeti zamanla yalan olabiliyor. Din; fıtrat ve adet ilişkisini kurmak için gelmiştir. Adet bazen fıtrata uygundur, bazen aykırıdır. Allah'ın emirleri ve peygamberimizin sünneti hepsi fıtrata uygundur. Örneğin erkeklere ipek ve altın haramdır. Çünkü erkeklerde ipek ve altın kullanımı kadınlık hormonunu arttırıyor. Dolayısıyla ipek ve altını yoğun olarak kullanan bu kişiler efemine oluyor" diye konuştu.
"SÜNNETLERLE YAŞAYAN KİŞİ EN SAÄžLIKLI KİŞİDİR"
Allah'ın emirleriyle peygamberin sünnetlerinin hepsinin arştan indirildiğini belirten Gencer, "Peygamber efendimizin sünnetleriyle yaşayan kişi, en sağlıklı kişidir. Örneğin kadınlarda saç, erkeklerde sakal, sadece İslamda değil bütün kadim kültürlerde fıtratın bir geleneğidir. Kadınların saçı ve erkeğin sakalı organ hükmünde olduğu için, zorla kesilmesi halinde, bir insanın organın kesilmesi olarak sayılır. Geleneksel bir Müslüman için din sünetten ibarettir. Din sonuç itibariyle sünetten ibarettir. Dolayısıyla İslamı yaşamak demek; Resulullah'a uyarak yaşamak demektir" dedi.
Etkinlik plaket takdimi ile sona erdi.