Batı Trakya Türk Azınlığı’na ait isimlerinde Türk kelimesi bulunan dernekler hakkında verilen kapatılma kararı, Türk azınlığa yapılan baskı ve ayrımcılıkları protesto etmek amacıyla Türk azınlığının 1988 yılında direnişinin; 1990 yılında da Batı Trakya’da Türklerini hedef alan saldırıların yıl dönümü nedeniyle 29 Ocak Çarşamba günü Gümülcine’de Chris & Eve Oteli'nde bir etkinlik gerçekleştirildi.
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’nun düzenlediği anma etkinliğine Batı Trakya genelinden çok sayıda soydaş katıldı.
Etkinlik, gazeteci Hülya Emin’nin hazırlayıp sunduğu “Biz Buradayız” programının 29 Ocak olaylarını anlatan bölümünün izlenmesiyle başladı.
Etkinliğin açılış konuşmasını ise Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif yaptı. İbrahim Şerif konuşmasında, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın karşılaştığı sorunların 1967 Albaylar Cuntası’yla birlikte daha da arttığına dikkat çekti.
1988 yılına gelindiğinde, Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB), Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) ve İskeçe Türk Birliği’nin (İTB) Yunanistan Yargıtayınca kapatıldığını hatırlatan İbrahim Şerif, "Bu, azınlığa vurulan son darbe oldu." diye konuştu.
Yargıtayın derneklerle ilgili kararına itiraz eden Türk azınlığın sesini duyurmak için toplu direniş kararı aldığını belirten Danışma Kurulu Başkanı, “Azınlık toplumu sesini duyurmak için, Türk ve Yunan başbakanlarının Davos’ta bir araya geldiği 29 Ocak 1988'de bir yürüyüş yapma kararı aldı. 29 Ocak günü, azınlığın kemiğine dayanan bıçak misali on binlerce insan, İskeçe’nin, Dedeağaç’ın ve Gümülcine’nin dağlarından ovalarından koparak akın akın Gümülcine’ye geldi. İnsanlarımız o gün, Türküz, bundan vazgeçmiyoruz diye haykırdılar. O şanlı bir mücadeleydi." ifadelerini kullandı.
"Dünden Bugüne Batı Trakya'da Türk Varlığı ve 29 Ocaklar" başlığı altında gerçekleşen etkinlik iki oturum halinde yapıldı.
Gazeteci Hülya Emin’nin moderatörlüğünü yaptığı birinci oturuma konuşmacı olarak, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden uzman tarihçi Özer Hatip, BTAYTD Başkanı Dr. Hüseyin Baltacı ve BAKEŞ Genel Müdürü Dr. Pervin Hayrullah katıldı.
Birinci oturumda ilk olarak söz alan tarihçi Özer Hatip, Batı Trakya Türkleri tarihinde kitlesel hareketlerin 1878 yılında başladığını söyleyerek, 1980’li yıllara gelindiğinde özellikle eğitim sorunu ve etnik kimliğin inkarının azınlığın canını sıkan en önemli konular olduğunu vurguladı.
1988’in Batı Trakya Türklerinin gurur duyması gereken bir tarih olduğunun altını çizen Hatip, “Batı Trakya Türk toplumu köklü ve siyasi bir tarihe sahiptir. Azınlık hiç bir zaman demokratik tahammüllerin dışına çıkmamıştır. Azınlık son derece demokratik bir mücadele vermiştir. Gelinen nokta azınlığın ötekileştirilmesinden ortaya çıkmıştır.” diye konuştu.
BTAYTD Başkanı Hüseyin Baltacı da o tarihlerde yaşadıklarından örnekler vererek, “29 Ocak azınlığımız için bir dönüm noktasıdır. Belki dönem değişti, ama baskılar hala devam ediyor. 29 Ocak olayları mücadele azmimizi bugüne kadar canlı tuttu, bugün de canlı tutmaya devam ediyor.” diye konuştu.
BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah da Yunanistan’da Türk varlığının tarihi bir gerçeklik olduğunu ve bunu hiç kimsenin reddedemeyeceğini belirtti. Batı Trakya'da Türk kimliğini tartışmaya açmanın tamamen güdümlü bir siyasi manevra olduğunu ifade eden Hayrullah, kişinin kendi kimliğini belirlemesinin en temel insan hakkı olduğunu ifade etti. 29 Ocaklar'ın Batı Trakya Türklerinin uyanışı olduğunu söyleyen Pervin Hayrullah, “Batı Trakya Türkleri, Yunanistan için bir zenginliktir.” diye konuştu.
Hayrullah konuşmasının devamında, “Batı Trakya genelinde azınlık bireylerinin topraklarının istimlak edilmesi ve özellikle GTGB, İTB ve BTTÖB’nin kapatılması 29 Ocakların başlangıcıdır. Bu kimliğimize vurulan önemli bir darbedir” ifadelerini kullandı.
Hayrullah ayrıca, 29 Ocak olaylarının uluslararası basında ne şekilde yer aldığını örnekler vererek aktardı ve özellikle azınlığın yaşanan bu olaylara bakış açısını değerlendirdi.
Hayrullah sözlerini, “Bugün, Yunanistan’da yaşayan Türk Azınlığı, Lozan Barış Antlaşması çerçevesinde garanti altına alınmış haklarını talep etmektedir. 29 Ocaklar da bu talepler doğrultusunda yaşanmış bir uyanışın sembolüdür.” diyerek tamamladı.
Gazeteci Hülya Emin oturumu kapatırken, Yunan devletinin, özellikle 1990 yılında yaşanan vandalizm olayları nedeniyle azınlığa bir özür borcu olduğu, bunun devletin azınlığın güvenini kazanması için gerekli olduğu değerlendirmesinde bulundu.

PROF. TURAN GÖKÇE, BÖLGEDEKİ TÜRK VARLIĞININ GEÇMİŞİNİ ANLATTI
Etkinliğin ikinci bölümünde söz alan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, bölgedeki Türk varlığının Osmanlı dönemi öncesine dayandığını belirtti.
29 Ocak olaylarının Türkiye’de ve dünya kamuoyunda gerektiği kadar bilinmediğini ve yeterince değerlendirilmediğini belirten Gökçe, bu konuda akademik araştırma yapılması ve yaşananların kitaplaştırılmasının ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesinin bu konuda inisiyatif üstlenebileceğini ifade eden Gökçe, kısa vadede uzman bir ekiple bölge ziyaret edilerek bilimsel araştırma yapılmasının planlandığını belirtti.
Etkinliğin kapanış konuşmasını ise İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete yaptı. Mete konuşmasında, “29 Ocakların ruhunu kaybetmemek, aksine yaşamak gerekir. Rabbim inşallah bizlere devletimizle beraber gönül birliği nasip eylesin.” ifadelerine yer verdi.
Etkinliğe; Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, İskeçe Milletvekili Burhan Baran, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkan Yardımcısı Ahmet İbram, eyalet meclis üyeleri Tarkan Multaza ve Cihan İmamoğlu, DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Yassıköy Belediye Başkanı Önder Mümin, Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Deli Hüseyin, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, BAKEŞ Genel Başkanı Hüseyin Bostancı, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin, Güney Meriç Eğitim Kültür Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu, Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, diğer kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda soydaş katıldı.
Bu arada, azınlık kurum ve kuruluşları, 29 Ocakların yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklamalar yaptılar. Bildirilerde, üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen 29 Ocak 1990 olaylarıyla ilgili Yunan devleti tarafından bugüne kadar bir özür beyanında bulunulmadığı ve hakların kazanılmasında herhangi bir ilerleme olmadığı vurgulandı. Avrupa Birliği’nin Batı Trakya'daki azınlık ve insan hakları ihlallerine sessiz ve tepkisiz kaldığı kaydedilen bildirilerde, bu durumun Batı Trakya Türk toplumunca endişe ile karşılandığı vurgulandı.