BMMYK Sözcüsü Andrej Mahecic, BM Cenevre Ofisinde düzenlenen basın toplantısında, "BMMYK, beş Yunan adası Midilli, Sakız, Sisam, İstanköy ve İleryoz'da aşırı kalabalık ve endişe verici koşullarda kalan sığınmacı ve göçmenlerin sorunlarını çözmek için Yunanistan'a çabalarını yoğunlaştırma çağrısında bulunuyor." dedi.

Söz konusu beş adada şu anda 5 bin 400 kişi için tasarlanmış sığınmacı kabul merkezlerinde 36 binden fazla kişinin kaldığını belirten Mahecic, Ege adalarındaki binlerce sığınmacı ve düzensiz göçmenin ana karaya acilen tahliye edilmesi için Yunanistan'a çağrı yaptı.

Mahecic, adalardaki sığınmacı ve düzensiz göçmenlerin büyük çoğunluğunun ailelerden oluştuğunu, bunların üçte birinin de 12 yaş altı çocuklar olduğunu vurguladı.

Ege adalarındaki kabul merkezlerinde aile veya akrabası olmayan yaklaşık 2 bin çocuğun risk altında bulunduğu uyarısında bulunan Mahecic, "Şu anda Yunanistan'da 5 bin 300'den fazla refakatsiz çocuk bulunuyor. Bunların dörtte birinden azı yaşlarına uygun barınaklarda kalıyor." dedi.

Mahecic, binlerce sığınmacı ve düzensiz göçmenin içinde bulunduğu koşullara son verilmesi için Yunanistan'a "kararlı eylem" çağrısında bulunduklarını kaydetti.


ADALARDAKİ STK’LARDAN DE BENZER ÇAĞRI
Ege adalarında faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları (STK), adalardaki göçmen yoğunluğunun azaltılması için hükümete çağrıda bulundu.

14 STK'nin ortak imzasıyla yayımlanan bildiride, bir süre önce Midilli'deki Moria Kampı'nda yaşam şartlarını protesto eden göçmenler ile polis arasında yaşanan şiddet olaylarının endişe verici olduğu, hükümetin adalardaki yoğunluğun azaltılması için harekete geçmesi gerektiği belirtildi.

Bildiride, "İltica işlemlerindeki gecikmeler, göçmen karşıtı söylemler ve kamplardaki kabul edilemez yaşam koşulları, göçmenlerin ve ada sakinlerinin asıl sorunlarının çözümüne yardımcı olmayan gerilim ve şiddet olaylarının yaşanmasına yol açıyor." ifadeleri kullanıldı.

Var olan gerilimleri arttıran yabancı düşmanlığı söylemlerinden kaçınılması gerektiği yönünde medyaya da çağrıda bulunulan bildiride, "Yabancı düşmanlığı söylemleri ırkçı davranışlara yol açıyor. Kabul edilemez yaşam koşulları nedeniyle adalarda mevcut olan gergin ortamın daha kötüleşmesine yol açıyor." değerlendirmelerine yer verildi.