Anasayfa


26-02-2020
28 yıldır dinmeyen acı "Hocalı Katliamı'
Aradan geçen 28 yıla rağmen acısı tüm Azerbaycanlıların kalbinde tazeliğini koruyan Hocalı Katliamı, insanlık tarihine kara bir leke olarak yazıldı.
26 Şubat 2020 Çarşamba



Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için hareket geçti.

Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992'de yoğunlaştıran Ermeniler, gece, Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı.

Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek esirlere acımasızsa işkence yaparak 20. yüzyılın en kanlı katliamlarından birine imza attı. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar, katliamın büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Azerbaycan Başsavcılığın verilerine göre, daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden bugüne kadar haber alınamadı. Hocalı'nın işgali yüzünden Azerbaycan devletinin maddi zararıysa 170 milyon dolar oldu.

Azerbaycan'a göre, Hocalı'da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmelerinin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eşdeğer eylemler olarak görülüyor.

Bugüne kadar 15 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 16 eyaletinin meclisi Hocalı'da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararlar kabul etti.

Hocalı'da yaşananları dünyaya duyurmaya devam eden Azerbaycan, uluslararası toplumdan suçluların cezalandırılmasını talep ediyor.

KATLİAMIN CANLI TANIĞI ANLATIYOR

Hocalı'da 613 sivili öldürdüğü katliamdan kurtulanlar, o günlerde yaşadıkları işkenceleri hafızalarından silemiyor.

Hocalı'dan kaçmaya çalışırken 19 yaşındaki eşini kaybeden, kendisi de 27 gün esir hayatı yaşayan Valeh Hüseynov (52), hiçbir zaman hafızasından silemediği o günleri AA muhabirine anlattı.

Hüseynov, katliamdan aylar önce Hocalı'nın tam anlamıyla abluka altına alındığını, doğal gaz ve elektriğin kesildiğini dile getirerek helikopterlerle sağlanan ulaşımın ise birkaç helikopterin vurulmasının ardından durduğunu söyledi.

Ermenilerin 25 Şubat 1992'de akşam saatlerinden itibaren 10 koldan tanklarla saldırıya geçtiğini belirten Hüseynov, artık dayanamayacaklarını anladıklarını ve kasabayı terk etmeye karar verdiklerini ifade etti.

Hüseynov, soğuk ve karlı hava şartlarında bir grup Hocalılı ile Ağdam bölgesine doğru ilerlediklerini vurgulayarak nasıl esir düştüğünü şu sözlerle aktardı:

"Yaşlı, kadın ve çocukları Gargar Nehri'nden geçirdik, ormanlık alanda karanlıkta yola koyulduk. Bir müddet geçtikten sonra önümüzü kestiler ve ateşe tuttular. Çok sayıda masum insan, Ermeniler tarafından vahşice katledildi. Olaydan 5 ay önce evlendiğim eşim de kurşun yarası alarak şehit oldu. Bazıları kaçmayı başardı fakat ben eşimin cesedini orda bırakmak istemedim. Sonuçta Ermenilere esir düştüm."

“GİTAR ÇALDIĞIMI ÖĞRENİNCE PARMAKLARIMI KIRDILAR”

Yakalandığı ilk gün Ermenilerin kendisini acımasızca darbettiğini, işkencenin sonraki günlerde de sürdüğünü vurgulayan Hüseynov, şöyle devam etti:
"Ben gitar çalıyordum, bunu öğrenince önce parmaklarımı kırdılar sonra tırnaklarımı çektiler. Daha sonra elimi sıcak sobaya basarak yaktılar. 27 gün cehennem hayatı yaşadım fakat ölmedim. Ağdam bölgesinin komutanlarından Allahverdi Bağırov'un yardımı sayesinde esirlikten kurtuldum. Beni 3 Ermeni esirle değiştiler. Benimle değiştirilen Ermeniler, çok iyi durumdaydı. Ben ise yara bere içerisinde, ayakta duramıyordum."
Hüseynov, o dönemdeki aldığı maddi yaraların tam olmasa da iyileştiğini fakat manevi yaraların ancak Karabağ'ın işgalden kurtulmasıyla iyileşebileceğini kaydetti.

HOCALI’DA NE OLDU?

Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini Aralık 1991'de işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmekti.

Ermeni güçlerinin ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 7 bin kişinin yaşadığı bir kasabaydı.
Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları tek tek ele geçiren Ermeni güçleri, kasabanın diğer illerle kara yolu bağlantısını kesti. Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Olayda, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.

Ocak ayının başlarından itibaren elektrik verilmeyen Hocalı'nın savunması sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaretti.

25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya saldırıya başlayan Ermeniler, bölgedeki Sovyet ordusuna bağlı 366. Zırhlı Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek "Hocalı Katliamı" yapıldı.

Haberler


GTGB eski başkanlarından Rıdvan Hatipoğlu vefat etti  

ABD’deki üniversite öğrencileri Gazze’deki sivillerle dayanışma için açlık grevi başlattı

İTB Gençlik Kolu üyeleri futbol maçında buluştu

Milletvekili Ferhat doludan zarar gören bölgeyi ziyaret etti

ABTTF Mihaloliakos’un tahliye kararına tepki gösterdi

GTGB olağan genel kurula gidiyor

DEB Partisinden Mihaloliakos’un serbest bırakılma kararına tepki

Dolu yağışı ekili alanlara zarar verdi

Yassıköy Belediyesinde yangınla mücadele toplantısı

Dedeağaç’daki FSRU’nun ticari kullanımı erteleniyor

İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununun çözümü için başbakana mektup

Mihaloliakos’un tahliyesine tepkiler