'15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ GTGB’de düzenlenen etkinlikle anıldı.

Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde (GTGB), '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ nedeniyle anma etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında fotoğraf sergisi açıldı.

GTGB BAŞKANI SEDAT HASAN

Etkinlikte ilk olarak GTGB Başkanı Sedat Hasan söz alarak şunları söyledi: "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içine sızmış hain FETÖ terör çetesine mensup bir güruhun, 2016 yılının 15 Temmuz gecesi, millet iradesi ile seçilmiş meşru Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı ve Hükümeti'ni ortadan kaldırmak, anayasal düzene son vermek ve müstevlilerin siyasi emellerine hizmet etmeye uygun bir düzen kurmak maksadıyla, başlattıkları hain kalkışmanın yıldönümünde, bu kalkışmanın hainlerini bir kez daha nefretle kınıyor ve lanetliyorum.

Kahraman ve vatansever askerlerin, polislerin ve Türk milletinin demokrasiye ve vatanlarına sahip çıkmak adına verdikleri yiğitçe mücadele sonucunda, bu hain kalkışma durdurulmuş ve bastırılmıştır. Bu mücadele esnasında 251 kahraman Türk evladı şehit düşmüş ve binlerce Türk evladı gazi olmuştur. Bu vesile ile kahraman ve vatansever şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere şifalar ve sağlıklı bir yaşam dilerim. Anavatanımızın bekasını sağlamak için şehit düşen ve gazi olan vatanseverler, hiçbir zaman unutulmayacak ve her daim minnetle anılacaktır.

Ayrıca bu alçak kalkışmada hemşehrimiz Batı Trakyalı gazeteci Mustafa Cambaz'ı da şehit verdik. Bizlerin gururu olan şehidimize de Allah'tan rahmet dileriz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti'nde bir daha benzer bir durumun yaşanmamasını ve anavatanımızın ilelebet payidar kalmasını Allah'tan dilerim."

DANIŞMA KURULU BAŞKANI VE GÜMÜLCİNE MÜFTÜSÜ İBRAHİM ŞERİF

GTGB Başkanı Sedat Hasan’ın ardından söz alan Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Bugün gerek Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosluğu'nda gerekse Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde 15 Temmuz gününü anma ve anlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Buradan bir kere daha Türk milletine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum ve Allah'ın Türk milletine böyle kara günleri bir daha göstermemesini de niyaz ediyorum.

Bu 15 Temmuz olayını yıllar önce öğrencilik yıllarımda şöyle hatırlıyorum. Yetmişli yılların ikinci döneminde üniversitede İlahiyat Fakültesinde öğrenci olduğumuz yıllarda değerli hocalarımız şu sözü söylüyorlardı: 'Liseden mezun olmuş din kültürü eksik olan kişilerin bu FETÖ örgütünün, 'o zaman için Fetullah hoca' arkasına takılan insanları anlıyorum ama İlahiyat Fakültesinde öğrenci olan bir kişinin bu gruptan öğreneceği dini merak ediyorum ve hayret ediyorum.' Bunu niye söylüyorum. O gün profesör olan hocalarımız dahi olayı bu açıdan görüyorlar, böyle bakıyorlardı. Yani dini yayan, dine hizmet eden bir insan ama bir ilahiyat fakültesi öğrencisinin buradan alacağı çok şeyin olmadığı şeklinde düşünüyorlardı. Bütün Türk milleti olaya da bu açıdan bakıyordu. Fakat sonraki zaman içinde bunun bir örgüt olduğunu ve gizli gizli bugün de sık sık ifade edildiği gibi 'Türk milletinin kılcal damarlarına kadar girmiş' bir güruhun olduğu 15 Temmuz'da net ve açık olarak görüldü.

30 yıl küsur zaman içinde bu insanlar devletin ordusuna, polisine, adliyesine, eğitimine her yere sızmışlar ve içeriden fethetmek istemişlerdir. Ve bunu biz 15 Temmuz'da açık ve net olarak gördük. Bugün insanoğlunun veya bizlerin Türk milleti olarak aklımızın ermediği, almadığı olay kendi silahlarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye'nin kalbi olan yerleri bombalanmış ve kendi vergileri ile alınan uçaklarla, toplarla yine kendi insanlarını vurması insan hafzasının alabileceği şeyler değil.

Bundan şunu anlıyoruz, insanların sinsi çalışmaları içeriden kaleleri fethetmeleri. Çünkü bizim bir atasözümüz var, 'Kaleler içeriden fethedilirler.' İşte tam bu cümlenin oturduğu kalelerin içeriden fethedildiği bir ortam. Ama Türk milleti tarih boyunca olduğu gibi 15 Temmuz'da da 'Türkiye fethedilemez, Türkiye geçilemez' şeklinde canlarını, göğüslerini siper ettiler. 251 tane şehit onlarca veya yüzlerce gazi vatanlarını savunmak için mücadele ettiler. Biz bu insanları Batı Trakya Müslüman Türkleri olarak takdirle karşıladık, bunları kahraman olarak gördük, kalbimize gömdük ve kalbimize yazdık. Bunların geleceğe örnek olmasını hep istedik hep de istiyoruz.

Anavatan Türkiye'de bugün bu olay Türk milletinin geleceğine çocuklarına anlatılıyor. Bizler de Batı Trakya'dan anavatanımıza destek ve bu olayı şiddetle kınadığımızı, lanetlediğimizi, buralardan bir kere daha haykırıyoruz.

Ben uzun konuşma yapmadan vatanları için esaretten kurtulmak için göğüslerini siper eden, tankların altında ezilen ve hain kurşunlarla şehit olan bütün şehitleri rahmetle anıyorum. Bu arada, 251 şehidin arasında Batı Trakyamızı da temsil eden Mustafa Cambazı da unutmuyorum. Aslen Menetler köyünden olan Mustafa Cambaz da bu bölgede, Çengelköy'de hain kurşunlara hedef olmuş ve orada şehit olmuştur. Bugün her zaman söylediğim gibi İstanbul'un veya Türkiye'nin birçok yerlerinde, 251 şehidin ismi kazındığı yerlerde veya yazıldığı yerlerde Mustafa Cambaz'ı da görmekteyiz; onun ismi de zikredilmekte. Dolayısıyla Mustafa Cambaz Batı Trakya'nın temsilcisi olarak buradan can vermiştir. Hassaten onu da rahmetle anıyoruz. İnşallah bugün öğleden sonra saat 19:00'da doğduğu büyüdüğü köy olan Menetler'de bir mevlid-i şerif kıraat edeceğiz, Kur'an okuyacağız, onun da ruhuna bağışlayacağız.

Değerli kardeşlerim, 15 Temmuz olaylarını gerçekleştiren vatan hainlerini bir kere daha lanetlerken, buradan şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum, gazilere şifalar diliyorum. Cenabı Allah'tan Türk Milletine böyle bir olayı bir daha göstermemesini niyaz ediyorum."

FOTOÄžRAF SERGİSİ
Konuşmaların ardından, darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle açılan fotoğraf sergisi gezildi. Fotoğraf sergisi gün boyu açık kalacak ve pandemi koşulları dikkate alınarak ziyaret edilebilecek.

Etkinliğe Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Konsolos Neslihan Altay, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete'nin yanı sıra yerel yöneticiler, kurum ve kuruluş temsilcileri de katıldı.