30-01-2016
29 Ocaklar Gümülcine'de anıldı
Batı Trakya'da '29 Ocak Milli Direniş Günü' anıldı.
29 Ocaklar, Yunanistan ve Türkiye'de düzenlenen etkinliklerle anıldı. 29 Ocak 1988 Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü ile 29 Ocak 1990'da Türk azınlık aleyhine yapılan saldırı ve şiddet olayları için düzenlenen ana etkinlik, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu tarafından Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde gerçekleştirildi.
Anma etkinliklerinde, 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü'nün üzerinde 28 yıl geçmesine rağmen, 29 Ocak'ı ortaya çıkaran koşulların değişmediğine vurgu yapıldı.
Gümülcine'deki etkinliğe, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine Seçilmiş Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Mustafçova Belediye Başkanı Cemil Kabza, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Doğu Makedonya - Trakya Eyalet Başkan Yardımcısı Mustafa Katrancı, eyalet meclis üyeleri Önder Mümin ve İsmail Hüse Mustafa, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ahmet Kurt, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı Ahmet Kara, BAKEŞ Başkanı Galip Galip, Gümülcine Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Mustafaoğlu, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği Başkanı Hülya Emin, Güney Meriç Eğitim Kültür Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu, Trakya Tütüncüler Kooperatifi Başkanı Hüseyin Esat, Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, BİHLİMDER Derneği Başkanı Mehmet Emin, diğer kuruluş temsilcileri ve soydaşlar katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını GTGB Başkanı Koray Hasan yaparak, 29 Ocak'ta yaşananların Batı Trakya Türk azınlığı için tarihi olaylara sahne olduğunu vurguladı.
AHMET METE
"O YILLARDAN BAŞLAMAK ÜZERE BUGÜNE KADAR GELEN SORUNLAR, TÜRK AZINLIÄžIN ÜZERİNDE KARA BULUT GİBİ KALMIŞTIR"
Daha sonra BTTADK Başkanı ve İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü'nün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. "Öncelikle bayramınız mübarek olsun ve bayramımız hiç bir zaman unutulmasın" diyen Mete sözlerine şöyle devam etti: "29 Ocak'ta yaşanan olaylar neticesinde herkesin hafızasında bir 29 Ocak olgusu oluştu. 29 Ocak öncesi Gümülcine Türk Gençler Birliği, İskeçe Türk Birliği ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği kurumlarında Türk kelimesinin kullanımı yasaklanmış ve bununla ilgili karar 4 Kasım 1987 çıkmıştır. Bunun üzerine bu kurumların tabelaları indirilmiştir. Böylece Batı Trakya Müslüman Türklerinin üzerinde bir bağnazcılık ve baskıcılık yer etmeye başlamıştır. O yıllardan başlamak üzere bugüne kadar gelen sorunlar, Türk azınlığın üzerinde kara bulut gibi kalmıştır."
"BU İNSANLAR TÜRKLÜKLERİNİ HAYKIRMAK İÇİN MEYDANLARA GELDİLER"
Bir toplumun ayakta kalabilmesi için diline, dinine ve kültürüne sahip olması gerektiğinin altını çizen Mete, bunun bilincinde olan o dönemdeki insanların 29 Ocak'ta Gümülcine şehrine akın ettiğini söyledi. Mete, "İnsanlar oluk oluk şehre akın ettiler. Bu insanlar Türklüklerini haykırmak için meydanlara geldiler. Ama demokrasinin beşiğinde demokrasi boğulmuş gitmişti. Bunu bilemediler. Demokrasinin beşiğine daha demokrasi gelmemişti" dedi.
"BU TOPLUMUN HİÇ BİR TERÖR ÖRGÜTÜYLE İŞİ YOKTUR. NE EL KAİDE'Sİ, NE IŞİD'İ HİÇ BİRİ LAZIM DEÄžİLDİR"
Batı Trakya Türk azınlığının eğitim, müftülük ve vakıf sorunlarına da değinen Mete, yönetimin günümüze kadar bu sorunları unutturulmak üzere politiklar izlediğini dile getirdi. Açılması istenilen İlahiyat Fakültesi ile ilgili olarak Mete, "Bu toplum Müslüman ve Türk olarak yaşamak istiyor. Bu bir kabahat değildir. Bu Yunan devletinde bir renktir, farklılık ve zenginliktir. Azınlık ta bunu istemektedir. Maalesef eğitimde hiç bir ilerleme yokken, daha çok gerileme vardır. Yeni çıkarılan eğitim yasaları tamamen azınlığın aleyhindedir. Yeni kurulacak olan İlahiyat Fakültesi'nin Batı Trakya Türküne 240 İmam'ın üzerine getirilen bir baskı, bir zulüm ve yok oluştur. Kurulacak olan İlahiyat Fakültesi'nin öğretim üyeleri Suud devletinden gelecek ve özel getirilecektir. Bunlar başka mezhepsizlik mezhebini bu insanlara, fitne fesat sokacaktır. Maalesef El Kaide o kurumlardan yetişecektir. Bu toplumun hiç bir terör örgütüyle işi yoktur. Ne El Kaide'si, ne Işid'i hiç biri lazım değildir. Biz öyle bir uysal azınlığız ki, devletimize saygılıyız. Dolayısıyla azınlık eğitimine hiç bir faydası olmayan '240 İmam Yasası'nın ve söz konusu fakültenin kurulmasının yanlış olduğunu ve Batı Trakya Türküne hiç bir zarar veremeyeceğini buradan hayıkırıyoruz. Çünkü bu toplum dinini nereden ve hangi kaynaktan öğreneceğini, aynı şekilde milli duygularını hangi kaynaktan alacağını gayet güzel bilmektedir" diye konuştu.
AHMET DAVUTOÄžLU'NDAN SELAM
Son olarak müftü Mete kısa bir süre önce Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek, katılımcılara Başbakan Davutoğlu'nun Batı Trakya Türk azınlığına göndermiş olduğu selamlarını iletti.
Etkinliğe rahatsızlığından dolayı katılamayan 29 Ocak olaylarının kahramanlarında İsmail Rodoplu'nun göndermiş olduğu mesaj okundu. Rodoplu mesajında, "Bu olayların üzerinden 28 yıl geçmiş olmasına rağmen her şey aynı tas aynı hamam. Allah beni Cennete bile azınlık bırakmasın" ifadelerine yer verdi.
SADIK SADIK
"ALLAH BİZE BU CANI EMANET VERMİŞ VE BİZLER YAŞADIK. BU UÄžURDA ÖLSEK NE OLACAK"
Daha sonra o dönemleri bizzat yaşamış olan Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık bir konuşma yaptı. Batı Trakya Türk azınlığının 1923 yılından bugüne kadar vermiş olduğu mücadelelerden bahseden Sadık, "Yunan yönetimi 1980 yılından itibaren Türk azınlığı kimliğinden uzaklaştırmak için her türlü entrikaya başvurdu. Yönetim 1988 yılından itibaren tabelalarda yer alan Türk kelimesini aldı ve burada 'Türk yoktur' dedi. Böylece 29 Ocak 1988'de azınlığımız yollara düştü. Ancak polis buna izin vermedi. Ama insan hüvviyeti için ölümü de göze alır. 1989 yılında Gümülcine Eski Camii'nde mevlid okutuldu ve hiç bir olay olmadı. Ancak 1990 yılına gelindiğinde o gün Gümülcine'de bir çok dükkanın camları kırıldı. Bütün bu olaylar Türk kimliğimizi korumak meydana geldi. Bir milletin dünya haritasından silinmesi için üç unsurunu kaybetmesi lazım. Dinini, dilini, örf ve adetlerini. Bizler bunları asla kaybetmeyeceğiz. Allah bize bu canı emanet vermiş ve bizler yaşadık. Bu uğurda ölsek ne olacak. Onun için mücadele etmekten korkmamalıyız" dedi.
MUSA VİDİNLİ
Son olarak 29 Ocak olayları günü İskeçe'den Gümülcine'ye gelen dönemin eski İskeçe Vali Yardımcısı Musa Vidinli bir konuşma yaptı. Türk azınlığın 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü'nü önemli bayram günlerinin içine dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
"BU OLAYLARIN GENÇLERE AŞILANMASI GEREKİR"
29 Ocakları sadece toplantılarda değil, evlerde genç nesillere anlatılması gerektiğinin altını çizen Vidinli, bu olayların gençlere aşılanması gerektiğini vurguladı. 29 Ocak'ların kendiliğinden gelişmiş bir olay dizini olmadığını söyleyen Vidinli, bu olayları yıllardan beri birikmiş sorunların ortaya çıkmasıyla meydana geldiğini söyledi. Musa Vidinli konuşmasında Batı Trakya Türklerinin mücadelesinden kesitler anlattı. Vidinli, özellikle İskece balkan kolunda yaşanan bazı olayları ve bu bölgede azınlık insanının verdiği mücadeleyi anlattı.
Etkinlik sonunda Rodop ilinin Değirmendere köyünden olan Mehmet Latif isimli vatandaş o dönemde yaşadığı anıları katılımcılarla paylaştı.