03-10-2025
Temel insan hakları olarak eğitim - öğretim
2025 – 2026 öğretim yılına girdik. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak, 1923 Lozan Antlaşması’na ve eğitim protokolleri çerçevesinde bize sağlanan eğitim haklarına uygun bir şekilde bu yeni eğitim öğretim yılına girmeyi beklerdik. Ne yazık ki, yine kronikleşmiş sorunlarla girdik. Ama yine de ümidimiz, sadece azınlık hakkı değil aynı zamanda temel insan hakkı olan eğitim ve öğretimimizin ilgili sorunlarının çözülmesi ve bütün çocuklar gibi bizim çocuklarımızın da gerektiği şekilde çağdaş eğitime kavuşmalarıdır.

2025 – 2026 öğretim yılına girdik. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak, 1923 Lozan Antlaşması’na ve eğitim protokolleri çerçevesinde bize sağlanan eğitim haklarına uygun bir şekilde bu yeni eğitim öğretim yılına girmeyi beklerdik. Ne yazık ki, yine kronikleşmiş sorunlarla girdik. Ama yine de ümidimiz, sadece azınlık hakkı değil aynı zamanda temel insan hakkı olan eğitim ve öğretimimizin ilgili sorunlarının çözülmesi ve bütün çocuklar gibi bizim çocuklarımızın da gerektiği şekilde çağdaş eğitime kavuşmalarıdır.
Eğitim ve öğretim, hem kendimiz için hem de toplum için ekmek, su ve hava kadar önemli ve gereklidir. Unutulmamalı ki, eğitim – öğretim hakkı, temel insan haklarından birisidir. Çünkü insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik, eğitim ve öğretimdir. Bundan dolayıdır ki; Yüce Allah’ın insanlara her şeyden önce ilk emri “oku”dur.
Alâk suresinin ilk beş ayetinde şöyle buyurulmaktadır: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir alak’tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin, en büyük kerem sahibidir.”
Görüldüğü gibi Hz. Peygambere ilk indirilen ayetler; okumaktan, yazmaktan, öğrenmekten ve kalemden söz ediyordu. Bunların ardından gelen Kalem sûresi ise; “Kaleme ve kalem tutanların yazdıklarına andolsun” diye kaleme ve yazıya yemin ile başlıyordu.
Bütün bunlar dinimizin eğitim ve öğretime ne kadar önem verdiğini açıkça göstermektedir. Biz de bilgi edinmeye ve öğrenmeye çok küçük yaşlarda başlamaktayız. Hayatımızın hiçbir döneminde de öğrenmekten ve bilgi edinmekten uzak kalamayız, kalmamalıyız. Eğitim hakkı, kişileri özgürce öğrenme ve kendilerini geliştirme imkanı buldukları temel bir insan hakkıdır. Kısacası beşikten mezara kadar öğrenmeye ve bilgili olmaya gayret etmeliyiz.
İmam-ı Gazâlî: “Çocuğun kalbini, pırlanta gibi temiz, saf ve şekil almaya elverişli olarak nitelemiştir.” Bu nedenle anne ve babalar çocuklarını gerçekten de hiç el değmemiş birer pırlanta gibi görmeli, onlara en güzel şekli vermeye, maddi manevi en güzel yerlere gelmesi için de elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmalıdırlar. Bu bağlamda onları en güzel ahlak sahibi yapmaya çalışmalı ve mümkün olan şeyle maddî ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmalıdır.
Çocuklarımıza öncelikle Allah (c.c)’ı ve Peygamberimizi (s.a.v) sevdirmeliyiz. Yaşadıkları toplumu, sahip oldukları değerleri; örf, adet ve ananeleri sevdirmeliyiz. Bunun için bizlerden taşacak sevgi olmalı, içtenlikle ama zorlamadan onlara anlatmalıyız. Allah sevgisine dayalı bir iman öğretimi, çocukta temel duygulardan sayılan ümit ve bağlanma duygularıyla birleşecek, kuvvetlenecek ve sağlam bir imanın temelleri oluşturulacaktır. Artık bu şekilde büyüyen ve bu inançla yetiştirilen bir çocuk, hep iyilik üzere yaşar.
“Allah beni sizlere bir muallim (öğretmen) olarak gönderdi.” diyen Peygamber efendimiz okumaya, öğrenmeye, eğitim ve öğretime hayatın her döneminde büyük önem vermiştir. Medine’ye hicret eder etmez yaptırdığı Mescid-i Nebevî’nin bir bölümünü eğitim ve öğretim için ayırmıştır. Orada Allah Resûlünün eğitiminden geçen sahabeler, her zaman çok önemli görevler üstlenmişlerdir. İslâm dini bu sahabeler ve onların yetiştirdiği öğrenciler sayesinde dünyaya yayılmıştır.
Dinimizin önem verdiği ve övdüğü ilimler, sadece dini ilimler değil; insana gereken tüm ilim dallarıdır. Bize kendimizi tanıtan, bizi Allah’a yaklaştıran ve insanlığa maddiçya da manevi yararlar sağlayan her bilgiyi dinimiz değerli saymıştır. Bu bilgilerden gerektiği kadarını öğrenmemiz, hepimize farz kılınmıştır.
Unutmayalım, çocuklarımız geleceğimizin sigortasıdır. Aynı zamanda hayırlı evlat yetiştirmek, öldükten sonra da amel defterimizin kapanmayacağını Peygamberimiz müjde veriyor. En önemlisi de “…evlat babasından baba da evlâdından kaçacağı günü” düşünerek sorumluluk bilinciyle hareket edip çocuklarımız yüzünden cehenneme değil, çocuklarımızla beraber cennete girmek için onlara karşı vazifelerimizi yapalım. Bu vesileyle yeni eğitim ve öğretim yılı tüm öğretmen, öğrenci ve öğrenci velilerine hayırlı olsun.